25 Ocak 2020 Cumartesi

Hapishane Arkadaşım

Karım Gül’ün sikilmeye doymadığı belliydi. Kalçaları hafif hafif oynamaya başlamıştı bile. Ağzını benden kurtardı.

“Sikini götüme istiyorum sevgilim…” diye fısıldadı, “Ohhhh götüme istiyorum… Çok boş kaldı götüm sevgilim…”

Bir elini bacaklarının arasına sokup sikimi tutmuştu bu arada. Doğrulup, vücudu hafifçe öne eğidi. Kalçaları kucağımdan biraz yükseldi. Götünün deliğini sikimin başında hissettiğimde, alabildiğine heyecanlandım.
Hakan'ın belleri ve kendi am sularıyla vıcık vıcık ıslanmıştı götü. Sikim değdiği anda birden açılıverdi ve adeta içine çekti beni. Kendini kucağıma bırakıverdi birden. Yağ gibi kayarak girdi sikim.
Taşaklarımın amının dudaklarına yapıştığını hissettiği anda da, belini getirmeye başladı. Sanki bir mengeneyenin içinde sıkıştırılmış gibiydi sikim. Götü, sapzma tutulmuş gibi sbir sıkışıyor, bir gevşiyor, beni mahvediyordu.

Bir süre, öylece, hiç kıpırdanmadan durduk. Birden Hakan'ın kendini toplamış olduğunu ve halının üstünde oturup bizi seyrettiğini fark ettim. Sonra ayağa kalkıp, gömleğini çıkarmaya koyuldu. Gözleri bizden ayrılmıyordu bunu yaparken. Siki yeniden kalkmaya başlamıştı bile.
Az sonra, o iriyarı, kaslı ve her tarafı kıllı vücuduyla, çırılçıplaktı karşımızda. Karımın onu büyük bir hayranlıkla seyretmekte olduğunun farkındaydım. Sonra elini uzatıp onu çağırdı.

Elbette ki, itiraz etmeye niyeti yoktu arkadaşımın. Sokulurken, sikinin her geçen an biraz daha kalktığını görebiliyordum. Gül elini uzatıp onu sikinden yakaladı bir anda. Parmakları bir pençe gibi kavramıştı bu akıl almaz muhteşem erkeklik abidesini.
Sonra iyece çekerek, daha da çok sokulmasını sağladı Hakan'ın. Biraz öne eğildi ve dudakları, az önce amına girip çıkan, içine tohumlarıyla dolduran kıllı sikin üstüne kapandılar. Büyük bir hırsla emdiğini görebiliyordum.
Kalçaları da hareketlenmişti şimdi. Küçük hareketlerle sikimin üstüne oturup kalkıyor, götünü siktiriyordu bana.

Zevkten uçmak üzereydim. Hiç bir şey yapmadan öylece oturuyor ve karımın küçük götünün sikime yaptıklarının zevkini çıkarıyordum yalnızca.
Hakan'da, kendini tekrar Gül’ün büyüsüne kaptırmıştı bu arada. Onu bir eliyle omuzundan tutmuş, öbür eliyle uzun saçlarımdan kavramıştı. Artık kontrolü de eline almıştı. Sikini karımın ağzına sokup çıkarıyor ve kelimenin tam anlamıyla, onu ağzından sikiyordu. Bu da, Gül’ün iyice uçmasına neden olmuştu.

Bu pozisyonu ne kadar koruduk, bilmiyordum. Zaman kavramını yitirmiştim. Kendimi toplamama yardımcı olan, karımın önce durması, sonra da doğrulması oldu. Hakan'ın ağzından çıkan o kocaman, kapkalın ve kıllı sikini, yine büyük bir hayranlıkla seyrediyordu.
Sonra sırtını göğsüme yaslayarak, vücudunun üst kısmını geriye verdi. Peşinden de dizlerinden büktüğü bacaklarını karnına çekip, ayaklarını, bacaklarımın iki yanında, kanepeye bastı.
Şimdi büyülenmiş gibi seyretme sırası Hakan'daydı. Gözlerinin önündeki manzaranın ne kadar müthiş olduğunu biliyordum. Gündüz, aynısını ben de seyretmiştim. Üstelik Hakan, çok daha yakından bakıyordu.

“Ohhhh gel hadi…” diye inledi Gül, “Hadi sen de sok bana… Ohhhh amıma sok sen de hadi… Ahhhh sok sikini amıma… Ohhhh hadi…”

Vücudumdaki tüm sinirler, tel tel gerilmişti. Sonunda, her şeyin tepe noktası olan o müthiş an gelip çatmıştı işte. Nefesimi tutmuş bekliyordum. Hakan'ın itiraz etmeyi aklının köşesinden bile geçirmediği belliydi.
Gözlerimi, karımın tükürükleriyle ıslanıp, pırıl pırıl parlayan o kocaman sikinden alamıyordum bir türlü. Hiç acele etmeden sokulduğunu gördüm. Bacaklarını, benimkilerin iki yanında, sağlamca basmıştı yere.
Biraz daha sokuldu ve bir eliyle dibinden kavradığı sikini aşağı büküp, o kocaman bir mantara benzeyen başını, Gül’ün amının susamış bir ağız gibi açık duran dudaklarının arasına soktu.
Bu temas, karımın tüm vücudunun titremesine neden olmuştu. Sonra birden ve tek bir harekette, dibine kadar geçiriverdi Hakan.

Sanki beynim patlamıştı. Dibine kadar karımın götüne gömülü olan sikimin ezildiğini hissediyordum. Tanrım, müthiş bir şeydi bu. Taşaklarımız birbirine yapışmıştı.
Gül ise tümüyle delirmiş gibiydi. Titriyor, sarsılıyor, çırpınıyor, çığlıklar atıyordu. Dakikalarca sürdü bu. Sonra Hakan onu sikmeye, sikini amına sokup çıkarmaya başladı. O kadar çok heyecanlanmıştım ki, kıpırdayamıyordum bile. Sikim öylece, köküne kadar gömülü duruyordu karımın götünün içinde.
Hakan sokup çıkardıkça, siki, onunla beni birbirimizden ayıran incecik et duvarın üstünden sikime sürtünüyor ve aklımı başımdan alıyordu. Birden belim gelmeye başladı. Tohumlarım, hiç bitmeyecekmiş gibi fışkırıyor, fışkırıyor, fışkırıyordu.

Ama sikimin inmeye niyeti yoktu. Hala taş gibi sert ve dimdikti o küçücük götün içinde. Hakan'ın siki Gül’ün amına girip çıktıkça da, sanki daha çok kalkıyor, daha çok sertleşiyordu. İki elimle karımın memelerine yapışıp, ben de hareket etmeye başladım sonunda.
Artık Hakan'ın siki amına girip çıkarken, ben de götüne sokup çıkarıyordum. Zevkten uçtuğumu hissediyordum. Hakan'ın da benden farkı olmadığını görebiliyordum.

Yine de, aramızda en çok uçan karımdı tabii. Çıldırmış gibi çırpınıyordu aramızda. Günlerdir istediği şeyi sonunda elde etmişti. Aynı anda, hem amından, hem götünden sikiliyordu.

“Ohhhhh sevgilim…” diye bağırdı birden, “Ohhhh zevkten deliriyorum sevgilim… Müthiş bir şey bu… Ohhhh müthiş bir şey… İçim sik doldu sevgilim… Karnımın için sik doldu… Ahhhhh sikin beni… Sikin beni… Ohhhh sikin beni…”

Hakan da giderek artan bir hırsla sürdürüyordu onu sikmeyi. O koskocaman siki, yine akıl almaz bir hızla girip çıkıyordu karımın amına. Her geri çekilişinde, en ucuna kadar çıkarıyor, sonra da tek ve uzun bir hareketle dibine kadar geçiriyordu.
Ben de, elimden geldiğince hızlı sikiyordum Gül’ün götünü. Pozisyonum, fazla hareket etmeme izin vermediği için, Hakan kadar hareketli değildim. Fakat yine de  içimi kaplayan o müthiş dürtü nedeniyle, sokuyor, çıkarıyor, sokuyor, çıkarıyordum. Tanrım, siklerimiz sanki birbirine karışmış gibiydi.

Tekrar belimin gelmek üzere olduğunu hissediyor ve tüm gücümle kendimi tutup, Hakan'ı beklemeye çalışıyordum. Ama bu sefer iyi dayanıyordu arkadaşım. Gün boyu defalarca gelmişti beli. Sikiş uzadıkça da, daha hızlanıyor, daha sertleşiyordu hareketleri.
Artık öyle bir hırsla sokuyordu ki sikini karımın amına, her seferinde, ikimizi birden kanepeye çiviliyordu sanki. Off… Yalnızca karımı değil, onunla birlikte beni sikiyor gibiydi.

Sonra müthiş bir şey oldu. Son bir kez dibine kadar geçirdi sikini Hakan. Aynı anda, benim sikim de, taşaklarıma kadar girmişti Gül’ün götüne. Siklerimizi birbirinden ayıran o incecik et duvarın üstünden, Hakan'ın sikinin altındaki bel borusunun birden kabardığını hissettim.
Beli geliyordu. Siki bir nabız gibi atıyor, karımın içini bel dolduruyordu. Birden ben de patlayıverdim. Hiç bitmeyecekmiş gibi belim geliyordu yine.
Gül ise tümüyle çıldırmıştı. O kadar yüksek çığlık atıyordu ki, sokaktan geçenlerin duyabileceğini düşündüm. Sonra dünya karardı.

İçimizde ilk kendine gelen, yine de ben oldum. Hakan halının üstünde yatıyordu. Karım ise kanepenin öbür köşesinde başını dayayıp, sere serpe uzanmıştı. Oturup ona baktım.
Gerçekten de, sikilmiş görünüyordu şu anda. Bu manzaranın, inanılmaz bir biçimde yeniden sikimin kalkmasına neden olduğunu fark ederek, şaşırdım. Bu nemfomanyak kadın, beni de kendi gibi seks manyağı haline getiriyordu.

Doğrulup ayağa kalktım. Yerde, içinde yalnızca bir parmak viski kalmış olan bardağım duruyordu. Kafama diktim. Tazelemek için bara yürürken, Gül’ün bardağını gördüm. Yerdeydi ama devrilip boşalmıştı. Sonra Hakan'ın boş bardağını da buldum ve hepsini viskiyle doldurup geri geldim.
Eğilip karımın memesine bir öpücük kondurdum. Gözlerini açıp, yorgun yorgun gülümsedi bana. Uzattığım bardağı aldı. Dönüp yarı baygın yatmakta olan Hakan'ın yanına çömeldim ve omuzunu tutup gözlerini açmasını sağladım. Viski bardağını görünce doğrulup oturdu.
Bir süre, hiç konuşmadan viskilerimizi yudumladık. Video film bitmişti ve ekran karanlıktı. Gül uzaktan kumandayı bulup, televizyonu kapadı. Ben de yere, Hakan'ın yanına oturdum. Sikim dimdikti.
Karım bunu görür görmez yerinden kalkıp yanımıza geldi ve o da oturdu halının üstüne. Şimdi bir üçgen oluşturmuştuk. Hiç konuşmadan bardaklarımızı tokuşturduk ve birer yudum daha içtik.

Gözleri sürekli sikimdeydi Gül’ün. Sonra elini uzatıp, okşamaya başladı. Parmakları ateş gibi yanıyordu. Vücudumun üst kısmını geriye verip, ellerimi yere dayadım ve kendimi onun ellerine teslim ettim.
Hareketleri giderek saldırganlaşarak, sikimi okşamaya devam etti. Hakan, yalnızca seyrediyordu. Siki hala inikti.

Karım bir süre sonra beni göğsümden itip, yere uzanmaya zorladı. Sonra da müthiş bir şey yaptı ve dizleri üstünde yürüyüp, 69 pozisyonunda üstüme çıktı. Kalçaları havadaydı ama, içinden hala beller sızmakta olan vıcık vıcık amıyla götü, hemen gözlerimin önündeydi. Benim mi, yoksa Hakan'ın mı olduğunu bilmediğim bel damlaları, yüzüme damlıyordu.
Birden ağzını sikimde hissettim. Aynı anda da, kasıklarını yüzüme yapıştırıverdi.

Kendimden geçmiş gibiydim. Yapılabilecek tek şeyi yaptım ve ağzımı açıp dudaklarımı, alabildiğine açık duran amına yapıştırıp emmeye başladım. İki elimle, kıçının o müthiş yuvarlaklarını avuçlamış, onu iyice kendime çekmiştim.
Bu sefer ağzıma dolanların Hakan'ın belleri olduğunu biliyordum ve zevkten başım dönüyordu. Eğer bir kaç kez belim gelmemiş olsa, o anda patlardım her halde. Başka hiç bir şey düşünemeden, karımın amını emiyor, yalıyor, dilimi içine sokuyor, ağzıma dolan am sularıyla karışmış belleri yutuyordum.

Birden Hakan'ın hareketlendiğini hissederek, oraya baktım. Doğrulmuştu ve siki tekrar kalkmaya başlamıştı. Gördüklerinden müthiş etkilendiği belliydi.
Dizlerinin üstünde yürüyüp, bacaklarımın arasına girdi. Gül ağzı sikimden uzaklaştığında ne olduğunu anladım. Benimkini bırakmış, hemen önüne gelmiş olan Hakan'ın sikini emmeye başlamıştı.
Bir süre sonra dudakları tekrar sikime döndü. Sonra da, bir daha Hakan'ın sikine. Değiştire değiştire emiyordu siklerimizi. Bulutların üstüne çıkmış gibiydim.

Sonra Hakan yeniden hareketlendi. Meraklanmıştım ama bu fazla sürmedi. Dizlerinin üstünde yürüyüp, başımın hizasına kadar gelmişti. Dizleri, başımın iki yanındaydı. Siki, yattığım yerden bakıldığında, daha da büyük görünüyordu.
Karımın kalçalarına doğru iyice sokulup, sikinin o kocaman başını, hala biraz açık duran ve içi bellerimle dolu götüne dayadığını gördüm. Birden açıldı Gül’ün götü ve yavaş yavaş sokmaya başladı Hakan.
Bütün bunlar, gözlerimin yalnızca birkaç santim önünde oluyordu. Kafayı yemek üzere olduğumun farkındaydım. Karımın küçük götü her an biraz daha açılıyor ve o koskocaman kıllı sik içine kayıyordu. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibiydi. Sonunda Hakan'ın taşakları alnıma yapıştı.

Yine belini getiriyordu Gül. Şimdi bir mengene gibi sıkışmıştı götü. Bu, ister istemez amının kaslarının da sıkışmasına neden olmuştu tabii. İçindeki beller, bir sel gibi akıyordu ağzıma.
Sonra Hakan onu sikmeye, sikini götüne sokup çıkarmaya başladı. Düşünü bile kuramayacağım bir şeyi yaşıyordum. Bu her şeyi bastırmıştı sanki.

Karım da, kelimenin tam anlamıyla uçmuştu tabii. Olduğu gibi yutmuştu sikimi. Müthiş bir vantuz haline dönüşen ağzı, sanki içimi boşaltmak istiyormuş gibi emiyordu sikimi.
Hakan ise tüm benliğiyle sikiyordu onu. En az yirmibeş santim büyüklüğündeki kıllı siki, karımın götüne giriyor, çıkıyor, giriyordu. Bir süre sonra, yine peşpeşe belini getirmeye başladı Gül. Kendini öyle bir kaptırmıştı ki, artık sikimi ememiyordu bile.
Birden kararımı verdim ve onun altından kayarak çıktım. Sonra da tekrar, ama bu sefer bacaklarım önde girdim altına. Kolay olmamıştı ama, sonunda sikim amıyla buluştu.
Bunu hissettiği anda, daha da şiddetle titremeye başladı karımın vücudu. Hakan sikini iyice çekip çıkardığı bir anda, sokuverdim amına.

Önce inanılmaz bir bolluğun içinde buldum kendimi. Ama kısacık bir an sonra, Hakan sikini yeniden Gül’ün götüne soktuğunda, ezilecek gibi sıkıştı sikim.
Hiç hareket etmeme gerek yoktu. Öylece yatıp, tüm işi Hakan'a bıraktım. O kocaman sik karımın götüne girip çıktıkça, sikimin üstünde oluşan sürtünme, beni yeniden çıldırma noktasına getirmeye yetiyordu.

Hakan, sikiyor, sikiyor, sikiyordu. Gül ise kendini tümüyle göğsüme bırakmış, sikiliyordu. Öylesine müthiş sesler çıkararak inliyordu ki, yalnızca bunları duymak bile, insanın belinin gelmesi için yeterli olabilirdi. Artık aralıksız, sürekli geliyordu beli. Tüm vücudu titriyor, sarsılıyordu.
Konuşamadığını fark ediyordum. Ona sıkı sıkı sarıldım. Memeleri göğsümde iyice ezilmişti. Sonra iki elimle başını tutup, dudaklarını dudaklarıma çektim ve öpmeye başladım. Zevkten öyle bir hale gelmişti ki, karşılık bile veremiyordu. Yalnızca ağzımın içine inlemekti tüm yapabildiği.

Bu sefer, kolay kolay geleceğe benzemiyordu Hakan'ın beli. Taşakları, artık iyice boşalmış olmalıydı. Ama asıl ilginci, gün boyu onu etkisi altında tutan utanç ve ezilmişlik duygusunun tümüyle kaybolmuş olmasıydı tabii. Hem de öylesine kaybolmuştu ki, giderek sikişin yönetimini kendi ellerine almayı bile becermişti.
Doğrusu bayağı etkilenmiştim. Gündüz benim yanımda karımın bacaklarına bakmaktan bile sıkılırken, biraz önce ben onun amını yalarken, getirip sikini götüne sokmuş, taşaklarını yüzüme sürmüştü.
Şimdi de, karımı benimle paylaşıyordu işte. Sikim onun amındayken, o da götünü sikiyordu. Tanrım, hem de ne biçim sikiyordu.

Gül’ün zevkten bayılmak üzere olduğunu görebiliyordum. Tam bu müthiş sikişin daha ne kadar süreceğini merak ederken, beli gelmeye başladı Hakan'ın. Tıpkı gündüz olduğu gibi, bu sefer de durmamıştı ama. Hem tohumlarını karımın götüne fışkırtıyor, hem de sikini sokup çıkarmayı sürdürüyordu yine.
Bu da, yine tıpkı gündüz olduğu gibi, bellerinin karımın götünden höpürtülü sesler çıkararak taşmasına neden oluyordu tabii. Ama bu sefer, Hakan'ın değil benim taşaklarımın üstüne akıyordu beller. Bunu hissetmek, içimde müthiş bir patlamaya neden oldu. İçim titreyerek kendimden geçtim.

Yeniden kendime geldiğimde sabah olmuştu ve yataktaydım. Karım da yanımdaydı. Bir süre öylece yatıp kafamı toplamaya, olup bitenleri hatırlamaya çalıştım. Müthiş bir gece geçirmiştik doğrusu.
Dönüp karıma sarıldım. Yorgun yorgun mırıldandı. Sonra o da gözlerini açtı. Bir an için birbirimize baktık. Yüzünde o kadar mutlu bir ifade vardı ki, her şeye değerdi. Kollarını boynuma doladı ve öpüşmeye başladık.

“Ohhh seni çok seviyorum sevgilim…” dedi sonra da, “Müthişti her şey…”

Doğrulup oturdum yatağın içinde. İkimiz de çırılçıplaktık. Gül’ün vücudunun her yerinde kurumuş beller vardı. Ben de, ondan aşağı kalır halde değildim.
Birlikte kalkıp duşa girdik. Sıcak su, bizi biraz kendimize getirdi. Elime duş jelini alıp, karımı yıkamaya başladım. Amının dudakları, hala hafifçe şişti. Götü de öyle.

“Biliyor musun sevgilim?” dedi, “Eğer iki sik birden yemenin bu kadar güzel olduğunu bilseydim, şimdiye kadar neler yapardım… İnanılmaz bir şey bu… Zevkten çıldıracağımı sandım bir ara… O kadar uçurucu bir şey yani…”

“Acaba Hakan'ın sikinin bu kadar büyük olmasının da etkisi var mı böyle düşünmende?” diye sordum.

“Ah o da çok güzel tabii… Ama iki sik birden, muhteşem bir şey… Düşün ki, yalnızca amımdan, ya da götümden sikilirken bile müthiş zevk alıyorum… Ama aynı anda ikisinden birden sikilmek bambaşka… O kadar başka ki, tek sikle sikilmek, onun yanında ön sevişme gibi kalıyor… Oh anlıyor musun beni sevgilim..? İnsan böyle sikilirken delirebilir zevkten… Ah gerçekten delirebilir…”

“Dün gece de delirmiş gibiydin zaten…”

“Ah evet… Ama sen de öyleydin… Sen de çok zevk aldın…”

“Haklısın…”

“Sen amımı yalarken Hakan'ın götümü sikmesi de müthişti… Hoşuna gitti mi senin de..?”

“Çok… Hem de çok…”

“İyi… Bakalım bugün neler olacak..?”

“Devam mı..?”

“Ohhhh tabii ki sevgilim… Tabii ki…”

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa