25 Ocak 2020 Cumartesi

Dolar Yükselince

Üvey annemle ikimizin neredeyse aynı anda orgazmın zirvelerine ulaşmamız, aldığım korkunç zevk beni bitirmiş, kısa bir baygınlık hali yaşamıştım.
Gözlerimi açtığımda yerde, pis zeminde çırılçıplak yatıyordum. Abuzer’in annemi önünde domaltığını, belinden sımsıkı tutmuş, arkasında sert hareketlerle girip çıktığını gördüm. Vakkas da sandalyeye oturmuş, iğrenç sikini annemin ağzına vermiş, zevkten kendinden geçmişti adeta…
Zavallı annem… Benimle boşalmanın zevkini yaşayamadan bu pislik adamların sapık isteklerine boyun eğmek zorunda kalıyordu. Abuzer arkadan vurdukça sarsılıyor, iri memeleri sürekli hareket halinde ileri geri gidip geliyordu. Ağzındaki Vakkas’ın siki de aynı hareketin içinde ağzına girip çıkıyordu.
“Al ağzına yavrum… Dibine kadar al… Ohhh…” diye diye annemin ağzına sokup çıkarıyordu sikini Vakkas… İki eliyle saçlarını sımsıkı tutmuş, başını sağa sola çevirmesine, kaçırmasına izin vermiyor, ileri geri annemin ağzını sikiyordu o da büyük bir zevkle…
“Ayıldın mı süt oğlan?” dedi Abuzer annemi sikmeye ara vermeden… “Bak da biraz ders al… Evde ananı sikerken lazım olur oğlum… Sikişmeyi öğren bizden… Başka kimse yapmaz bu iyiliği sana, haberin olsun…”
“Çok iyi kalplisin ağam…” dedi yardakçısı Vakkas… “Hem borcunu hafiflettin bunların, hem de sikiş dersi verdin. Bu orospu da kadın olduğunu öğrendi sayende…”
İkisi de kahkahalarla güldüler yaptıkları şakaya… Çok komikmiş gibi… Bir süre devam etti bu eziyet… Üçü de ter içinde kalmışlar, pırıl pırıl parlıyordu tenleri… Sonunda erkekler öküz gibi böğürerek sırayla annemin amına ve ağzına boşaldılar. Biri sandalyeye kaykıldı, diğeri somyaya attı kendini… Eh, kolay değil, saatlerdir anamı sikiyordu herifler…
Zavallı annem… Yorgunluktan, sikilmekten bitap halde, çırılçıplak kıvrılıp kaldı olduğu yerde… Ağzından, bacaklarının arasından döller süzülüyordu. Ki bunların bir kısmı da oğlunun dölleriydi.
Neden sonra kalktılar. Giysilerini alıp yavaş yavaş,kendi aralarında konuşarak giyindiler. Abuzer kapıdan çıkarken bize döndü,
“Hadi, siz de kalkıp giyinin.” dedi. Sesi seks yorgunuydu sanki, biraz yumuşamış gibiydi. “Evinize gidin. İlk senedin vadesinde sizi bekliyorum. Ödeme yapmaya ikiniz beraber geleceksiniz yine…” Durdu, belinden çıkardığı koca tabancanın namlusunu bize doğru çevirip sesini yükseltti,
“Unutmayın, birilerine bir tek laf edecek olursanız, ikinizi de gebertiriz. Elimiz kolumuz uzundur bizim… Kurtulamazsınız elimizden… Hadi Vakkas, biz çıkalım…”
Korkudan buz gibi olmuştum, titriyordum. Dışarıda bekleşen adamlarına talimatlar yağdırdığını duydum. Onlar da içeriye girmek, annemi becermek için saatlerdir bekliyorlardı sanırım. Mırın kırın ettiler,
“Söz verdin bize ağam…” dedi birisi… “Hani biz de sikecektik karıyı?” Abuzer bağırarak azarladı herifleri,
“Siktirin gidin ulan keşler… Size mi soracağım ne yapacağımı? Bir amcık için bana karşı mı geleceksiniz yoksa?” Sesler kesildi bu fırçadan sonra…
Anneme baktım. Yorgun, bitkin, yattığı yerden bana bakıyordu. Kalkıp üstümden çıkardığım giysilerimi topladım yerden, hızlıca giyindim. Annemin elinden tutup yerden kaldırdım. Kollarımın arasında çırılçıplak, külçe gibiydi kadın…
Sandalyeye oturttum. Ayaklarından tutup külodunu geçirdim önce… Sonra da yavaş yavaş tüm giysilerini benim yardımımla giydi. Ayakta zor duruyordu. Koluma girdi, kapıyı açıp çıktık.
Abuzer masasında döner koltuğa yayılmış bize bakıyordu. Adamları yoktu. Fırçayı atıp göndermişti herhalde… Vakkas vardı sadece… Eliyle bizi gösterdi,
“Arabayla götür bunları Vakkas…” dedi. “Perişan oldular baksana… Ayakta duramıyor kadıncağız sikilmekten bitmiş… Şu kızlara içirdiğin haplardan ver de içsin, hamile neyim kalmasın oğlanın başına…”
Vakkas’ın uzattığı suyla hapı içirdim anneme… Sonra üçümüz beraber çıktık galeriden… Vakkas, arabanın arka koltuğuna aldı bizi, hareket ettik. Yol boyunca konuşmadık hiç… Sessizce evimizin önüne kadar götürdü bizi… Apartmanın önünde indirdi,
“Ağamın dediğini unutmayın ha… Birine ötecek olursanız dilinizi keseriz sizin…” diye sıkılamayı ihmal etmedi. Gecenin karanlığında nerdeyse üstüme yığılacak gibi bitkin annemle apartmana girdik, zorla yukarıya, evimize çıktık.
Annemi doğru banyoya götürdüm, üstündeki pis pasaklı giysileri soydum tekrar, küvete soktum. Islanmamak için ben de soyundum. Ilık duşun altında çırılçıplak durduk ikimiz de… Düşmesin diye sarılmak zorundaydım. Aslında küvetin içine sıcak su doldurup ikimiz beraber uzanmak isterdim ama yatağa yatıp dinlenmeyi daha çok istiyordum.
Biraz kendine gelir gibi olunca annemi güzelce yıkayıp yapışkan spermlerden arınmasını sağladım bir nebze… Şampuanlarla köpürte köpürte her tarafını yıkadım çocuk gibi… Kendim de onunla beraber temizlendim.
Sonra da havlulara sarıp sarmalayıp yatak odasına götürdüm, yatağa uzattım. Ben de yanına kıvrılıp yattım. Örtüyü üzerimize çekecek halim bile kalmamıştı. Annem hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
“Mahvettiler beni Hakan’ım… Orospu yaptılar beni… Siktiler…”
“Ağlama…” diyebildim. Benim de gözlerim doldu. “Ağlama annem… Sen orospu değilsin. Annemsin benim…”
“Bir ay sonra yine oraya gitmek zorundayız oğlum… Yine aynı şeyleri yaşatacaklar bana…”
“Bir ay var daha annem… Bir çare buluruz. Şimdiden üzme kendini bir ay sonrası için…”
“Ne çaresi bulacağız ki… Ellerinde senetler var, silahları var, güçleri var. Her ay gidip senet ödeyeceğiz. Bana her istediklerini yapacaklar oğlum… Çaresiz…”
Başını göğsüme koydu. Elimi kaldırıp ıslak saçlarını okşadım. İçini çeke çeke ağladı biraz… Yavaşça duruldu, sesi kesildi, sonra da ikimiz de bitkin, yorgunluktan sarhoş bir vaziyette derin bir uykuya daldık.
Gözlerimi açtığımda gün ışımış, parlak güneş ışığı annemin yatak odasının perdelerinden içeriye dolmuştu. Sabah mı, öğleden sonra mı bilemiyordum. Annem yanımda yatıyordu, gözleri kapalı…
Ve ikimiz de çırılçıplaktık. Banyodan sarınıp geldiğimiz havlular sıyrılıp kalmış, iki çıplak yatakta öylece yatıyorduk. Bembeyaz çıplak teni gün ışığında parlıyordu. Uzun saçları yastığa yayılmış, göğüsleri her nefes alıp verişinde inip kalkıyordu. Kahverengi meme uçları kabarmıştı.
Başımı kaldırıp baktım, o simsiyah kılları uzamış kadınlığı, sanki tüm gece iki yabancı erkek ve üvey oğlu tarafından hunharca sikilmemiş gibi, uzun beyaz bacaklarının arasında iştah açıcı bir görüntü veriyordu.
Annemin çıplak bedenine baktıkça olan biten her şeyi hatırlamaya başladım. En  önemlisi, benim onu nasıl siktiğimi, sikim amının içindeyken nasıl zevk aldığımı, ilk defa bir kadınla, hem de üvey annemle beraber ilk orgazm anlarımı…
Sikim sertleşti birden istemsizce… Taş gibi oldu bacaklarımın arasında…
Lanet olsun. Doymamıştım. Bu kadını sikmeye, zevk almaya doyamamıştım. Onu istiyordum. Tekrar tekrar sikmek, beni bayıltan, kendimden geçiren o korkunç zevkleri defalarca, sonsuzca yaşamak istiyordum.
Benim kıpırdandığımı duyunca annem de gözlerini açtı. Uyku mahmuru ne olduğunu, nerede olduğunu anlamaya çalışır gibi anlamsızca baktı önce… Sonra bana, yüzüme baktı. Ben de ona büyük bir arzuyla, şehvetle bakıyordum.
Bir an bakıştık. Seks açlığımı okudu sanki gözlerimde, yanakları kızardı sanki… Gözü aşağılara kaydı, havaya dikilmiş, taş gibi olmuş sikimi gördü… İkimizin de çırılçıplak olduğumuzun ayırdına vardı birden,
“Ayy…” diyerek altındaki nemli banyo havlusunu çekiştirdi, üzerini örtmeye çalıştı. Elini tuttum sıkıca, örtünmesine engel oldum. Annemle yanyana, çırılçıplak uzanmış yatıyorduk onun sıcak yatağında… Yanan tenlerimiz birbirine değiyor, birbirini yakıyordu.
“Lütfen… Bırak elimi…” diye fısıldadı annem…
Bırakmadım. Göz göze bakıştık. Onu nasıl istediğimi, arzuladığımı, şehveti gördü gözlerimde… Havluyu tutan elini sıktım parmaklarımla… Elinden bırakmak zorunda kaldı. O elini diğer eliyle beraber tutup başının üstünde yastığa bastırdım. Bir bacağımı üstünden atıp yarım vücudumla bastırdım üstten…
“Hakan… Ne yapıyorsun oğlum?” dedi huzursuzca, hapsolduğu altımda kıpırdanmaya çalışarak… Göz göze durduk bir an… Ona duyduğum arzuyla çatallaşan sesimi ben bile tanıyamadım,
“Annem…” diyebildim. Taş gibi olmuş, zonklamaya başlayan erkekliğim onun çıplak kalçalarına batıyordu.
“Yapma oğlum…” diye fısıldadı. “Sen… Sen onlar gibi değilsin…”
“Değilim…” dedim. “Onlar gibi değilim. Ama elimde değil anne… Seni istiyorum. Ohh… Hem de çok istiyorum. Bilemezsin nasıl istiyorum seni…” Durmadan konuşuyor, dudaklarımı dudaklarında, boynunda dolaştırıyordum ateş saçan nefesimle beraber… Başını sağa sola çevirip kaçınmaya çalışıyordu,
“Dün olanlar… Onlar zorladı oğlum… Biz istemedik. Orada kaldı olanlar… O pis yerde… Bırak beni hadi… Yapma…”
Ellerini biraz daha bastırdım yastığa…  Biraz daha abandım üstüne… Bütün ağırlığımla bastırdım. Altımda kıpırdayamıyordu artık, sertleşmiş, onun için kalkmış sikim aramızda eziliyor, canımı yakıyordu, aldırmadım. Ezilmesine rağmen sikimde onun tenini hissetmek hoşuma gidiyordu.
“Başta onlar zorladı, evet… Silahları vardı, vurdular, tokat attılar, zorladılar anne… Bize acımadılar hiç… Ama sonra… Sonra olanlar…?”
“…”
Cevap vermedi annem… Ben devam ettim öpücüklerle karışık konuşmaya,
“Hoşumuza gitti anne… İnkar edemezsin. İkimiz de zevk aldık. Öyle değil mi? Söyle bana… O pis herifler içine girerken zevk aldın. İki erkeğin arasında kaldın, her yerini ellediler, her deliğine girdi adamlar… Zevkten inlettiler seni… Ben girdiğimde de zevk aldın. Benim aldığım gibi… Beni mutlu ettin annem… Hayatımın en mutlu gününü yaşattın bana o pis yerde…”
“Ah oğlum… Elimde değil ki… Bilmiyorum. Düşünemiyorum artık… Düşünmek istemiyorum. Yoksa çıldırmak üzereyim. Ben… Neyim ben? Neden zevk aldım bu kadar? O pis herifler koca şeyleriyle her yerime girip çıkarken, beni zorla sikerlerken ben neden zevk aldım? Orospunun tekiyim ben öyle mi?” Öptüm tekrar tekrar…
“Asla… Asla orospu değilsin sen… Sakın böyle düşünme annem…” dedim.
“Ama… Ama yine de, hayatımda ilk defa kadın olduğumu hissettim Hakan… Adamlar beni acımasızca sikerken… Sen içime girdiğinde… Bittim ben… Evet… Zevk aldım. Senin güzel erkekliğin içimi doldurdu. Zevk verdi bana…”
Artık çırpınmıyordu altımda, kaçmaya çalışmıyordu dudaklarımdan… Koparırcasına etli dudaklarını öpmeye koyuldum. Öpüyor, emiyor, somuruyordum dudaklarını…
Dilimle yaladım. Ürperdiğini hissettim altımda… Nefes alabilmek için dudaklarını araladı, ağzını açtı. O açılan öpülesi dudaklarının arasına soktum dilimi, onun dilini okşadım.
“Mmmmm….” diye hoşnutlukla kıvrandı bu kez… Dudaklarını kurtarıp “Hakann…” dedi isterik bir sesle…
“Biz hep bu anı bekledik anne… Öyle değil mi?” Yavaşça öptüm yine… “Babam istedi bunu… Yıllarca önce… Seninle sevişmemi… Seni mutlu etmemi…”
Başının üstünde yastığa bastırdığım ellerini serbest bıraktım bu arada… Boynuma sardı kollarını… Sımsıkı…
“Evet…” dedi. “Evet, baban istedi. Erkeklik gücünü kaybetti baban, çok önceden hem de… Hem senin için, hem de benim mutlu olmam için istedi sevişmemizi… Neden istemedin beni pis çocuk? Söyle, neden?”
“Bilseydim böyle güzel olduğunu, ölüm gibi zevk alacağımızı bilseydim annem… Ah, bir bilseydim… Kabul etmedim ama, sonra deli gibi pişman oldum. Geceleri seninle seviştim hep… Hayaller kurdum senin için…”
“Ya ben? Aynı evin içinde seninle beraber yaşadım kaç sene… Ben erkeksizlikten yanarken, sen dalyan gibi dolaştın gözümün önünde… Çamaşırlarını kokladım senin… Erkek kokunu ciğerlerime çektim senin…”
“Ah, ben de senin kirli külotlarına boşaldım banyoda annem… Kokladım, sikime sardım, otuzbirler çektim, senin sıcaklığın vardır diye o külotlara yüz sürdüm hep…”
Annem iyice kaydı altıma, bacaklarını araladı, beni tamamen üzerine çekti.
“Sapık oğlum benim… İkimiz de sapığız. Hadi öyleyse… Al beni oğlum… İçime gir… Beni kadının yap… Ohhh… Zevk ver bana…”
Bacaklarının arasında kıpırdandım, yerleştim iyice… Taş kesilmiş sikimi elimle tutup başını annemin kılları uzamış, zevkle ıslanmış amının dudakları arasına yerleştirdim. Sertliğimi amında hissedince kıvrandı altımda annem,
“Ohhh… Çok güzell…” diye inledi. “Hadi… Devam et… Durma… Sok içime…”
Bekletmeden devam ettim ben de… Akan sularından kayganlaşmış amcığının içinde ilerledim, yavaşça dibine kadar indim. Sikim yara yara köküne kadar girdi sonunda… Onun kıllı kasıklarıyla benim kasıklarım birleşti.
Akşamki gibi boynuma sarıldı yine annem… Nefesinin sıcaklığı boynumu yakıyordu. Kulak mememi öptü, dilinin sıcaklığını hissettim, bütün tüylerim ürperdi.
“Oğlumm…” diye inledi kulağımın içine…
“Ohhh… Anne… Bana oğlum deme artık…” diye mızıldandım. “Ana oğul değiliz artık… Seni sikiyorum ben… Kadınımsın artık…”
Ellerini kalçalarıma indirdi, bacaklarını biraz daha aralayıp iyice kendine çekti beni… Sanki mümkünmüş gibi daha da içine girmemi istercesine…
“Ahhh… Çok güzel… Sikin zevk veriyor… Ohhh… Peki ne diyeyim sana? Yıllarca oğlum dedim. Sen de anne dedin bana… Ben seninle sevişmeyi hayal ederken, geceleri senin yerine kendimi okşarken, sen anne dedin bana…”
“Ne istersen öyle de annem… Nasıl istersen…”
Gidip gelmeye başlamıştım annemin amında… O sikimi saran amının alevden sıcaklığı yine beni benden almaya, zevkten içim geçmeye başladı. Titriyordum sokup çıkarırken, zevkten ölüyordum.
Acemilikten olsa gerek, hareketlerimi ayarlayamıyor, senkron tutturamıyordum bir türlü… Annemin altımda hareket eden kalçalarının hızına yetişemiyordum.
Birden sımsıkı sarıldı bana, benimle beraber yan döndü, sonra da altına aldı beni… Şimdi üstte olan annemdi. Ellerini göğsüme dayadı. Kalçalarını indirip kaldırmaya, sikimin üstünde yaylanmaya başladı.
Annem sikiyordu beni… O geniş ve diri kalçalarıyla oturup kalkıyor, sikimin üstünde erotik bir dans ritmi tutturmuş, gözleri yarı kapalı, huşu içinde zevke dalmıştı. Hareket ettikçe iri göğüsleri de bedeniyle beraber inip kalkıyor, çılgın gibi sallanıyorlardı.
Ellerimi uzatıp iki yaramaz memeyi zaptetmeye çalıştım. Avuçlarımın içinde sıkıp sıkıp bırakıyor, uçlarını parmaklarımla eziyordum. Hem içinde gidip gelen sikimden aldığı zevk, hem memelerini mıncıklayan ellerim bitirmişti annemi…
“Ohhh… Oğlummm… Harika… Çok güzel… Oohhh…”
Ben de onunla beraber yükselmeye başladım. O yeni tanıştığım şehvet fırtınasına ben de kapılmış, savruluyordum. Alttan kalçalarımı indirip kaldırıyor, annemin amından akıp taşaklarıma kadar süzülen sıvılarla ıslanan  kasıklarımızın şaplama sesleri eşliğinde hareketli bir ritm tutturmuş, sona doğru yaklaşıyorduk.
“Geliyorum annem…” diye inledim. “Geliyorum… Çok zevk alıyorum. Dayanamıyorum anne…”
“İçime boşalma oğlum… Tut kendini…” diye bağırdı annem, kalçalarını kaldırıp erkekliğimi içinden çıkarıverdi. Tam kızıp söylenmek üzereyken boş bırakmadı sikimi, üstüme, kasıklarıma kapanıp ağzına aldı beni…
Akşamki haydutlardan öğrendiği şeyi yapmaya, sikimi vakumlayarak emmeye başladı. Saçlarından tutup ağzının içinde sikimi emerken içeriden diliyle sikimin başını yalamasının verdiği zevkin girdabına daldım ben de…
Taşaklarımda biriken bütün dölleri annemin boğazına boşaltmaya başladım. Kasılıyor, titriyor, kurtulmaya çalışan anneme aldırmadan saçlarından tutmuş, sikimi sonuna kadar bastırmaya çalışıyordum.
“Mmmm…” diye inleyen annemin bademciklerine kadar dayanan sikimin başı boğaz kaslarınca sıkıştırılıp ezilirken ben boşalmaya devam ettim. Bitene kadar da bırakmadım. Burun kanatları açılıp kapanıyordu nefes alıp vermeye çalışırken, yüzü havasızlıktan kıpkırmızı vaziyette…
“Bitirdin beni oğlum…” dedi neden sonra, yatakta sırt üstü yatarken… İkimiz de serilip kalmıştık. Nefeslerimiz yeni yeni düzene giriyordu. Elimi uzatıp saçlarını sevgiyle okşadım.
“Sen de beni bitirdin annem…” dedim gülümseyerek… “Mahvettin beni…”
Yan doğrulup bana baktı, eğilip dudaklarımdan öptü.
“Şu haplardan biz de alalım bari…” dedi. “Yarıda kalmak hiç hoşuma gitmedi. Sen ne güzel boşaldın, ben sap gibi kaldım.”
Sarılıp kendime çektim annemi,
“Merak etme canım… Ben seni yarıda bırakmam. Şimdi tamamlarım seni… Haplar gelene kadar dilimle mutlu ederim seni, gel buraya…”
Kıkırdayarak kollarımdan kurtuldu, yatağa sırtüstü uzandı.Bacaklarını açıp elleriyle kadınlığının dudaklarını ikiye ayırdı. Mutlulukla içini çekerek,
“Gel öyleyse…” dedi. “Anneciğini mutlu et…”


Ben annemin kadınlığını iştahla emerken, annem de Abuzer’in aletini daha yoğun ve iştahla somuruyordu. Aynı şekilde sağ eliyle de Vakkas'ın erkeklik organını koparacakmış gibi sıkıyor, yoğuruyordu. Vakkas bir kaç kez kafama vurup,
“Offf… Anan yanıyor lan!” deyip durdu.

İlk duyduğumda iğrenmeme neden olan bu sözün maalesef doğru olduğu ortadaydı. Annem gerçekten de yanıyordu. Bir yandan arkasından yanaşmış annemi yalarken, bir yandan bakışlarımla onun ne yaptığını takip etmeye çalışıyordum.
Şu odaya girdiğimizde örtülü kapalı, kendi halinde bir kadın olan annemle, en ufak bir sözden alınan, namusu için öfkelenen saldıran annemle, şu önümde domalmış kendini bana yalatan kadın aynı kadın değildi.
Adeta içine şeytan kaçmış gibiydi annem… Kısacık bir zaman içerisinde zavallı annemin ar, namus, haya, edep, utanma gibi duygularını yok etmişti bu hayvanlar… İçindeki orospuyu, erkeksiz kalmış, tatminsizlikler içinde kıvranan kadını meydana çıkarmıştı bu puştlar…
Annem bir orospu gibi davranıyor, bu adi heriflere bir fahişe gibi seks hizmeti veriyordu. Hem de isteyerek, onlarla beraber, onların yaptıklarından zevk alarak…
Tabi üvey annemdeki bu değişiklik benim için iyi miydi, kötü müydü bilemiyordum.
Bir yandan acımasızca, aşağılayarak sevişmeye zorladıkları, kapalı yaşamında hiç yaşamadığı en adi şeyleri yaşattıkları, hiç tatmadığı zevkleri tattırdıkları bu kadına acıyordum. Eski hali gözümün önüne geldikçe içim acıyordu. Utanıyordum onun adına, kendi adıma…
Fakat diğer yandan da, utanarak söylüyorum fakat, bizi yapmaya zorladıkları şeyler için, bu inanılmaz, baştan çıkarıcı, pespaye seks sahnelerinin aktörleri olduğumuz için seviniyordum.
O güne kadar bir kadınla birlikte olmamıştım hiç… Dönem dönem hadsiz hesapsız masturbasyonlarla kendimi harap ediyordum. Fakat daha sonra da içimdeki hayvani arzular yatışınca pişman olup aklıma bile getirmemeye çalışıyordum hep… Gece uykumda şeytan aldatmaları, erotik rüyalar, sabah kalktığımda külotlarımın yapışkan spermler içinde kalmaları…
Özellikle de üvey annemle kendimi çırılçıplak birbirimize girmiş olarak gördüğüm o çılgın rüyalar…Kollarımın arasında kıvrandığı, ona zevk verdiğim, ikimizin de kendimizden geçtiğimiz pis rüyalar…
Bugün ilk kez, gerçekten bir kadınla birlikte olacaktım. Hem de üvey annemle… Annem dediğim kadınla… Tefeci haydutların dayak ve zorlamasıyla, ölüm ve silah tehditleriyle ikimizi sürükledikleri ensest bir ilişki yaşayacaktım. Dakikalarca amını yaladığım, içinden akan zevk sularının tadını dilinde hissettiğim, dilimden aldığı zevkle kalçalarını oynatıp duran kadınla…
Aslında gerçek anlamda ensest sayılmazdı ki bu… Neticede üvey annemdi önümdeki çırılçıplak, köpek gibi amını yalayıp emdiğim, zevkten kıvranan bu kadın… Of… Hem de nefis, seksi, hayallerimdeki, rüyalarımdaki kadın…
“Yeter ulan bu kadar…” dedi sonunda Abuzer… Annemin saçını tutarak sikini ağzından çıkardı. Vakkas da benim saçlarımdan tuttu, hevesle emdiğim annemin amcığından çekip uzaklaştırdı beni…
“Amına koduğumun orospusu… Bu kadar istekli yarak yalanır mı ulan? İliklerimi boşaltacaksın nerdeyse isterik karı…” Vakkas’a göz kırptı, “Şimdi sıra oğlunda… Oğlunu mutlu et şimdi bakalım…”
Annem durakladı. Abuzer’in önünde duruyordu hala, diz çökmüş vaziyetteydi. Başını yana çevirdi, arkasında duran bana, oğluna bakmaya çalıştı gözünün ucuyla… Yandan profilini görüyordum annemin… Az önce iştahla yaladığı kalın yarak nedeniyle ağzından tükürükler sızıyor, çenesine akıyordu. Gözleri çakmak çakmaktı. Parlıyordu.
Elinin tersiyle ağzını, çenesini sildi, temizledi şöyle bir… Abuzer’e döndü, başını kaldırıp yalvaran bakışlarla baktı,
“Yapma beyim…” diye yalvardı. “Bunu yapma bize… Etmediğinizi bırakmadınız. Bunu yapmayın. Günah…” Abuzer bir kahkaha kopardı. Eğildi, annemin çenesinden tutup başını bana çevirdi zorla…
“Ulan kaltak… Az önce oğlun senin amcığını yalarken kalçalarını değirmen taşı gibi sallıyordun zevkten… Baksana… Oğlun da yarrağı dikmiş kule gibi… Senin am suyunu tatmış, amcığının kokusunu almış oğlun… Artık seni sikmeden bırakmaz, ben sana söyleyeyim. Azmış kudurmuştan beterdir derler. Senin oğlan anasını sikecek, başka yolu yok. Günahtan korkma, günahı bizim boynumuza…”
“Bırak bu ayakları yavrum…” diyerek elini annemin amına atan Vakkas da söze karıştı. “Sen de oğluna sikileceksin diye bayram yapıyorsun, numara yapma bize… Bırak da çocuk sevinsin. Yavrunu sevindir hanım… Hayatının ilk amcığını siksin oğlan… Bizden sonra da evde devam edersiniz işte, fena mı?”
Bir yandan sırıtarak pis pis konuşuyor, bir yandan eliyle annemin amını yoğuruyordu. Annem iki eliyle Vakkas’ın elini tutmuş, güya parmaklarının hareketine engel olmaya çalışırken, gözlerini kapatmış,dudaklarını ısırıyor, minik inlemeler kaçıyordu ağzından… Yalvarıyordu bir yandan,
“Yapma diyorum… Yapma… Ohh… Lanet olsun… Yapma…”
İkili gruba Abuzer de katılınca ipler iyice koptu annemde… O da iki eliyle annemin iki memesini tutmuş, mıncıklamaya başlamıştı. Sıkıp sıkıp bırakıyor, kabarık uçlarını parmaklarıyla eziyordu.
“Yapmayın… Bırakın…” dedi annem, gerilmiş dudaklarının arasından bir inleme koptu sonra… “Ohhh… Yapmayınn…”
Annem gözleri zevkten kapanmış, bir eliyle Abuzer’in göğüslerindeki elini tutuyordu, diğeriyle Vakkas’ın amcığını karıştıran elini… İki haydut zavallı anneciğimi olmadık şekillere sokuyorlar, zorla zevk almasını sağlıyorlardı.
“Kalk bakalım şöyle…” dedi Abuzer, annemi kaldırıp somyaya oturttu. İki bacağını ayırdı. Bana döndü bu kez,
“Gel bakalım süt oğlan…” dedi. “Anneni sikmenin zamanı geldi artık… Hazır kaldırmışsın yarrağı, ananı sik bakalım…”
Ne yapacağımı bilemeden, donup kalmış gibi hareketsiz, gözlerimi annemin bacaklarının arasında simsiyah kasık tüylerinin arasından bana göz kırpan ıslak amcığa dikip öylece kaldım.
“Hadi len…” diyerek ense köküme bir tokat patlattı Vakkas… Gözlerimde yıldızlar uçuştu bir an, dünyam karardı. Hemen iki adımda gidip annemin önünde diz çöktüm.
Çaresizce başımı kaldırıp anneme baktım. O da bana bakıyordu.  İri iri açılmış güzel gözlerindeki anlamı çözemiyordum bir türlü… Korku mu? Şehvet mi? Benden, olanlardan, olacaklardan dolayı utanç mı? Oğlunun onun için kalkmış sikinden alacağı zevklerin heyecan dolu beklentisi mi? Beş on saniye bakıştık.
“Anne.. Ben…” diye fısıldadım. Annem boğuk, çatallı, pürüzlü bir sesle,
“Yap…” diyebildi. “Ne istiyorlarsa yap, bitsin bu işkence…” Bacaklarını iyice araladı. Kadınlığının dudakları açıldı böylece… Amına girmem için, onu daha rahat sikebilmem için hazırdı annem…
“Yaklaş süt oğlan…” dedi Abuzer… “Sen de oğlunun sikini tut bakalım yavrum. Acemidir, bilemez şimdi, amının deliğini bulamaz.” diyerek bir kahkaha attı tekrar…
“Hayvanlar…” diyerek tısladı annem… Bir yandan da onun dediğini yaptı, önünde, bacaklarının arasında duran sikimi iki eliyle tuttu. “Zevk alıyorsunuz değil mi bunu yaparak?” Vakkas atıldı hemen,
“Hem de nasıl zevk alıyoruz bilsen…” dedi. Siki taş gibiydi önünde, eliyle tutup sıvazladı rahatlatmak istercesine… “Hadi başla bakalım, oğlunun yarağı hele bi am görsün. Annesinin amının tadına baksın bi…”
Annem nabız gibi atan sikimin gövdesini parmaklarının ucuyla tutuyordu. İncitmekten korkar gibiydi. Yavaşça kendine doğru çekti, ben de ona doğru ilerledim dizlerimin üstünde… Heyecandan ölecek gibiydim. Abuzer,
“Bak bak bak…” dedi. “Yüzü kıpkırmızı oldu herifin… Hadi oğlum, ananı bekletme… Göm şu yarrağını ananın amına da,  o da oğlunun tadı nasılmış görsün.”
Annem elindeki sikimi kendine doğru yavaşça çekti, amının dudaklarına değdirdi başını… Biraz bastırdı…
Offf… Ateş gibiydi, yanıyordu annemin amcığı… Islak, nemli, bir volkan kadar sıcak… Gözlerimi zevkle kapadım bir an… Sonra da telaşla açıp bedenlerimizin birleştiği yere diktim bakışlarımı… Bu anı kaçırmak istemiyordum.
“Başını sürt biraz, oğlunun siki ıslansın bebeğim…” dedi Abuzer… Annem dediğini yaptı, zevk sularıyla ıslanmış amına sürttürdü sikimin başını… Aşağı, yukarı yaptı. Dudaklarını ısırarak, dikkatle yapıyordu işini…
Offf… Tamam, zorlanıyorduk bunu yapmaya… Tehdit ediyorlardı, dövüyorlardı, küfürler ediyorlardı. Çok ayıp, çok günah, yasak bir şeydi yaptığımız… Ama… Ama lanet olsun… Çok zevkliydi.
Sikimin başı annemin ıslak amının dudakları arasındaydı. Sıcaklığı yakıyordu sanki ince, hassas tenimi… Ya gövdesini tutan yumuşak parmaklarının sıcaklığı? Onlar da ayrı zevk veriyordu. O parmaklar kımıldandı, okşar gibiydi sikimi…
Of, allahım… Annem sikimi okşuyordu sanki… Yoksa bana mı öyle geliyordu? Ama değil… Okşuyordu, evet… Parmak uçları aşağıya kaydı, alt tarafa indi, torbalarıma değdi. Yıldırım çarptı sanki…
“Ohhh…” Zevkle inledim. Annem hafifçe başını kaldırıp bana baktı. Gözleri dumanlanmış, göz kapakları yarı aralıktı, etli, kırmızı dudakları aralanmış, parlıyordu. Yanakları kıpkırmızı, elma gibi… Bakıştık. Lanet olsun… İkimiz de istiyorduk bunu aslında…
“Yeter artık, ıslandı iyice, kayganlaştı. Sok bakalım yarrağı süt oğlan… Ananın amına koy yarrağı… Bak bakalım, am sikmek nasıl zevkliymiş öğren sen de…”
İkisi de iki yanımızda konumlanmışlar, bizi izliyorlardı. Sırıtarak, heyecanla, elleri siklerini sıvazlayarak bize bakıyorlardı iki iğrenç sapık…
Abuzer’in dediğini yaptım. Belimi öne doğru ittim. Sikimin başı amının dudaklarının arasından içeriye kaymaya başladı.  Annemin parmakları aramızda sıkıştı biraz… Biraz daha ilerledim. Annem elini çekti aramızdan…
Dudaklarını ısırıyordu, görebiliyordum. O anda her şey silindi adeta, ikimizden başkası yoktu dünyada… Sadece ikimiz… Birleşen çırılçıplak bedenlerimiz… İçine giren erkekliğim… Ateş gibi yanan su içindeki amcığı… Sikimi eldiven gibi saran vajinasının verdiği haz…
Biraz daha girdim içine… Biraz daha… Santim santim gömüldüm annemin kıllı amcığına… Sonunda kasıklarımız birleşince derin bir nefes aldım. Zevkle inledim,
“Ohhh… Annemm…” diyerek üzerine kapanıverdim. Yüzümü annemin boynuna gömdüm huşu içinde…
Annemin içine girmiştim sonunda… Dibine kadar hem de… Sikimin başının derinlerinde bir yerlere değdiğini, baskı yaptığını hissedebiliyordum. Böyle bir zevk olamazdı, harika bir duyguydu, bitiren, yakan bir duygu… Annem de,
“Oğlumm…” diyerek boynuma sarıldı sımsıkı… “Hakan…”
Ne kadar sürdü bilmiyorum, öylece kaldık bir süre… Erkekliğim onun sıcaklığında eriyor, beni de zevkten eritiyordu adeta… Başım dönüyordu. Annem bana sımsıkı sarılmasa düşüp bayılacak gibiydim.
Çıplak iri memeleri göğsümde eziliyordu. Sımsıkı birbirimize yapışmış durumdaydık. Anne oğul olamazdık bu andan sonra… Birbirini isteyen, arzulayan, zevk alan iki insandık. Bir erkek ve bir kadın…
Sonra, sikimi içine gömdüğüm vajinasının istemsizce hareket ettiğini, kasılmaların başladığını hissettim. Boynumu saran kollarının cenderesi, nefes alıp vermeleri biraz daha çoğaldı. Sırtımı okşuyordu elleriyle, tırnaklarının etime battığını hissediyordum.
“Oğlum… Ben… Ben…” Kollarımın arasında bedeni sıtmaya tutulmuş gibi titriyordu. “Hakan… Ooohhhh…”
“Vakkas? Bu karı boşalıyor lan… Oğlunun yarrağına dayanamadı baksana… Daha git gel yapmadan anası boşalmaya başladı. Vay orospu vayy…”
“He vallah ağam… Bi de bize yalvarıyordu yapmayın, etmeyin diye… O kadar siktik, bizden bu kadar zevk almadı karı… Kıskandım valla…”
Adamlar iki yanımızda konuşup dururlarken biz annemle birbirimizin içinde eriyorduk. Boynuma sımsıkı yapışan annem kalçalarını indirip kaldırmaya başladı. Kolları boynumda, başı omuzumda dururken, vücudun alt kısmı sürekli hareket halindeydi.
“Anne… Ahhh…” diyerek ben de harekete geçtim. Hiç yapmamıştım şimdiye kadar, bir kadının içinde gidip gelmemiştim, o zevkleri hiç tatmamıştım. Lakin bedenim ne yapılacağını, ne yapmam gerektiğini biliyor gibiydi.
Kalçalarım refleksle harekete geçti, sikimi annemin amında ileri geri hareket ettirmeye, sokup çıkarmaya başladım ben de… Her sokup çıkarmamda daha bir ıslanıyor, daha bir kayganlaşıyordu annemin amcığı… Sikimi her amından çıkarışımda altımızdaki pis somyanın üzerine zevk suları damlıyordu.
Büyük bir zevkle, şehvet denizinde kaybolmuş annemi pompalıyordum adeta… O da benden farksızdı. Ben geri çekilip içinden çıkar gibi olunca annemin kalçaları peşimden geliyordu. O yorulup aşağı inince ben üzerine abanıyor, sikimi dibine kadar amcığına gömüyordum.
Sürekli hareket ediyorduk, sürekli birbirimizin içine girip çıkıyor, inlemelerimiz, feryatlarımız birbirine karışıyordu. Dudaklarıyla benim dudaklarıma yapıştı annem… Isırırcasına somuruyor, zevk inlemeleri ağzımın içinde kayboluyordu.
“Ahhh…” diye bir feryatla son bir hamle yapıp dibine kadar soktum yarağımı, öylece kalakaldım. Taşaklarımdan sikime doğru bir hareket hissettim. Biriken döllerim annemin amına püskürmeye başladı. O da boynuma sımsıkı dolanan kollarıyla istemsizce titriyor, nefes almaya çalışıyordu.
“Hakan… Oğlum… Ahhh…”
Başım dönüyor, dönüyordu durmadan… İliklerimin boşaldığını, annemin içine aktığımı hissettim. Dizlerim titredi. Bacaklarım vücudumu taşıyamaz oldu, kendimi annemin üzerine bıraktım tüm ağırlığımla… Orgazmın bitirici darbesi beni kendimden geçirdi. Dünya bir anda karardı, simsiyah bir perde indi sanki…

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa