Üvey annemle ikimizin neredeyse aynı anda orgazmın zirvelerine
ulaşmamız, aldığım korkunç zevk beni bitirmiş, kısa bir baygınlık hali
yaşamıştım.
Gözlerimi açtığımda yerde, pis zeminde çırılçıplak
yatıyordum. Abuzer’in annemi önünde domaltığını, belinden sımsıkı
tutmuş, arkasında sert hareketlerle girip çıktığını gördüm. Vakkas da
sandalyeye oturmuş, iğrenç sikini annemin ağzına vermiş, zevkten
kendinden geçmişti adeta…
Zavallı annem… Benimle boşalmanın
zevkini yaşayamadan bu pislik adamların sapık isteklerine boyun eğmek
zorunda kalıyordu. Abuzer arkadan vurdukça sarsılıyor, iri memeleri
sürekli hareket halinde ileri geri gidip geliyordu. Ağzındaki Vakkas’ın
siki de aynı hareketin içinde ağzına girip çıkıyordu.
“Al ağzına
yavrum… Dibine kadar al… Ohhh…” diye diye annemin ağzına sokup
çıkarıyordu sikini Vakkas… İki eliyle saçlarını sımsıkı tutmuş, başını
sağa sola çevirmesine, kaçırmasına izin vermiyor, ileri geri annemin
ağzını sikiyordu o da büyük bir zevkle…
“Ayıldın mı süt
oğlan?” dedi Abuzer annemi sikmeye ara vermeden… “Bak da biraz ders al…
Evde ananı sikerken lazım olur oğlum… Sikişmeyi öğren bizden… Başka
kimse yapmaz bu iyiliği sana, haberin olsun…”
“Çok iyi
kalplisin ağam…” dedi yardakçısı Vakkas… “Hem borcunu hafiflettin
bunların, hem de sikiş dersi verdin. Bu orospu da kadın olduğunu öğrendi
sayende…”
İkisi de kahkahalarla güldüler yaptıkları şakaya…
Çok komikmiş gibi… Bir süre devam etti bu eziyet… Üçü de ter içinde
kalmışlar, pırıl pırıl parlıyordu tenleri… Sonunda erkekler öküz gibi
böğürerek sırayla annemin amına ve ağzına boşaldılar. Biri sandalyeye
kaykıldı, diğeri somyaya attı kendini… Eh, kolay değil, saatlerdir anamı
sikiyordu herifler…
Zavallı annem… Yorgunluktan, sikilmekten
bitap halde, çırılçıplak kıvrılıp kaldı olduğu yerde… Ağzından,
bacaklarının arasından döller süzülüyordu. Ki bunların bir kısmı da
oğlunun dölleriydi.
Neden sonra kalktılar. Giysilerini alıp yavaş yavaş,kendi aralarında konuşarak giyindiler. Abuzer kapıdan çıkarken bize döndü,
“Hadi,
siz de kalkıp giyinin.” dedi. Sesi seks yorgunuydu sanki, biraz
yumuşamış gibiydi. “Evinize gidin. İlk senedin vadesinde sizi
bekliyorum. Ödeme yapmaya ikiniz beraber geleceksiniz yine…” Durdu,
belinden çıkardığı koca tabancanın namlusunu bize doğru çevirip sesini
yükseltti,
“Unutmayın, birilerine bir tek laf edecek olursanız,
ikinizi de gebertiriz. Elimiz kolumuz uzundur bizim… Kurtulamazsınız
elimizden… Hadi Vakkas, biz çıkalım…”
Korkudan buz gibi
olmuştum, titriyordum. Dışarıda bekleşen adamlarına talimatlar
yağdırdığını duydum. Onlar da içeriye girmek, annemi becermek için
saatlerdir bekliyorlardı sanırım. Mırın kırın ettiler,
“Söz verdin bize ağam…” dedi birisi… “Hani biz de sikecektik karıyı?” Abuzer bağırarak azarladı herifleri,
“Siktirin
gidin ulan keşler… Size mi soracağım ne yapacağımı? Bir amcık için bana
karşı mı geleceksiniz yoksa?” Sesler kesildi bu fırçadan sonra…
Anneme
baktım. Yorgun, bitkin, yattığı yerden bana bakıyordu. Kalkıp üstümden
çıkardığım giysilerimi topladım yerden, hızlıca giyindim. Annemin
elinden tutup yerden kaldırdım. Kollarımın arasında çırılçıplak, külçe
gibiydi kadın…
Sandalyeye oturttum. Ayaklarından tutup külodunu
geçirdim önce… Sonra da yavaş yavaş tüm giysilerini benim yardımımla
giydi. Ayakta zor duruyordu. Koluma girdi, kapıyı açıp çıktık.
Abuzer
masasında döner koltuğa yayılmış bize bakıyordu. Adamları yoktu.
Fırçayı atıp göndermişti herhalde… Vakkas vardı sadece… Eliyle bizi
gösterdi,
“Arabayla götür bunları Vakkas…” dedi. “Perişan oldular
baksana… Ayakta duramıyor kadıncağız sikilmekten bitmiş… Şu kızlara
içirdiğin haplardan ver de içsin, hamile neyim kalmasın oğlanın başına…”
Vakkas’ın
uzattığı suyla hapı içirdim anneme… Sonra üçümüz beraber çıktık
galeriden… Vakkas, arabanın arka koltuğuna aldı bizi, hareket ettik. Yol
boyunca konuşmadık hiç… Sessizce evimizin önüne kadar götürdü bizi…
Apartmanın önünde indirdi,
“Ağamın dediğini unutmayın ha… Birine
ötecek olursanız dilinizi keseriz sizin…” diye sıkılamayı ihmal etmedi.
Gecenin karanlığında nerdeyse üstüme yığılacak gibi bitkin annemle
apartmana girdik, zorla yukarıya, evimize çıktık.
Annemi doğru
banyoya götürdüm, üstündeki pis pasaklı giysileri soydum tekrar, küvete
soktum. Islanmamak için ben de soyundum. Ilık duşun altında çırılçıplak
durduk ikimiz de… Düşmesin diye sarılmak zorundaydım. Aslında küvetin
içine sıcak su doldurup ikimiz beraber uzanmak isterdim ama yatağa yatıp
dinlenmeyi daha çok istiyordum.
Biraz kendine gelir gibi olunca
annemi güzelce yıkayıp yapışkan spermlerden arınmasını sağladım bir
nebze… Şampuanlarla köpürte köpürte her tarafını yıkadım çocuk gibi…
Kendim de onunla beraber temizlendim.
Sonra da havlulara sarıp
sarmalayıp yatak odasına götürdüm, yatağa uzattım. Ben de yanına
kıvrılıp yattım. Örtüyü üzerimize çekecek halim bile kalmamıştı. Annem
hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
“Mahvettiler beni Hakan’ım… Orospu yaptılar beni… Siktiler…”
“Ağlama…” diyebildim. Benim de gözlerim doldu. “Ağlama annem… Sen orospu değilsin. Annemsin benim…”
“Bir ay sonra yine oraya gitmek zorundayız oğlum… Yine aynı şeyleri yaşatacaklar bana…”
“Bir ay var daha annem… Bir çare buluruz. Şimdiden üzme kendini bir ay sonrası için…”
“Ne
çaresi bulacağız ki… Ellerinde senetler var, silahları var, güçleri
var. Her ay gidip senet ödeyeceğiz. Bana her istediklerini yapacaklar
oğlum… Çaresiz…”
Başını göğsüme koydu. Elimi kaldırıp ıslak
saçlarını okşadım. İçini çeke çeke ağladı biraz… Yavaşça duruldu, sesi
kesildi, sonra da ikimiz de bitkin, yorgunluktan sarhoş bir vaziyette
derin bir uykuya daldık.
Gözlerimi açtığımda gün ışımış, parlak güneş ışığı annemin yatak
odasının perdelerinden içeriye dolmuştu. Sabah mı, öğleden sonra mı
bilemiyordum. Annem yanımda yatıyordu, gözleri kapalı…
Ve ikimiz
de çırılçıplaktık. Banyodan sarınıp geldiğimiz havlular sıyrılıp kalmış,
iki çıplak yatakta öylece yatıyorduk. Bembeyaz çıplak teni gün ışığında
parlıyordu. Uzun saçları yastığa yayılmış, göğüsleri her nefes alıp
verişinde inip kalkıyordu. Kahverengi meme uçları kabarmıştı.
Başımı
kaldırıp baktım, o simsiyah kılları uzamış kadınlığı, sanki tüm gece
iki yabancı erkek ve üvey oğlu tarafından hunharca sikilmemiş gibi, uzun
beyaz bacaklarının arasında iştah açıcı bir görüntü veriyordu.
Annemin
çıplak bedenine baktıkça olan biten her şeyi hatırlamaya başladım. En
önemlisi, benim onu nasıl siktiğimi, sikim amının içindeyken nasıl zevk
aldığımı, ilk defa bir kadınla, hem de üvey annemle beraber ilk orgazm
anlarımı…
Sikim sertleşti birden istemsizce… Taş gibi oldu bacaklarımın arasında…
Lanet
olsun. Doymamıştım. Bu kadını sikmeye, zevk almaya doyamamıştım. Onu
istiyordum. Tekrar tekrar sikmek, beni bayıltan, kendimden geçiren o
korkunç zevkleri defalarca, sonsuzca yaşamak istiyordum.
Benim
kıpırdandığımı duyunca annem de gözlerini açtı. Uyku mahmuru ne
olduğunu, nerede olduğunu anlamaya çalışır gibi anlamsızca baktı önce…
Sonra bana, yüzüme baktı. Ben de ona büyük bir arzuyla, şehvetle
bakıyordum.
Bir an bakıştık. Seks açlığımı okudu sanki
gözlerimde, yanakları kızardı sanki… Gözü aşağılara kaydı, havaya
dikilmiş, taş gibi olmuş sikimi gördü… İkimizin de çırılçıplak
olduğumuzun ayırdına vardı birden,
“Ayy…” diyerek altındaki nemli
banyo havlusunu çekiştirdi, üzerini örtmeye çalıştı. Elini tuttum
sıkıca, örtünmesine engel oldum. Annemle yanyana, çırılçıplak uzanmış
yatıyorduk onun sıcak yatağında… Yanan tenlerimiz birbirine değiyor,
birbirini yakıyordu.
“Lütfen… Bırak elimi…” diye fısıldadı annem…
Bırakmadım.
Göz göze bakıştık. Onu nasıl istediğimi, arzuladığımı, şehveti gördü
gözlerimde… Havluyu tutan elini sıktım parmaklarımla… Elinden bırakmak
zorunda kaldı. O elini diğer eliyle beraber tutup başının üstünde
yastığa bastırdım. Bir bacağımı üstünden atıp yarım vücudumla bastırdım
üstten…
“Hakan… Ne yapıyorsun oğlum?” dedi huzursuzca, hapsolduğu
altımda kıpırdanmaya çalışarak… Göz göze durduk bir an… Ona duyduğum
arzuyla çatallaşan sesimi ben bile tanıyamadım,
“Annem…” diyebildim. Taş gibi olmuş, zonklamaya başlayan erkekliğim onun çıplak kalçalarına batıyordu.
“Yapma oğlum…” diye fısıldadı. “Sen… Sen onlar gibi değilsin…”
“Değilim…”
dedim. “Onlar gibi değilim. Ama elimde değil anne… Seni istiyorum. Ohh…
Hem de çok istiyorum. Bilemezsin nasıl istiyorum seni…” Durmadan
konuşuyor, dudaklarımı dudaklarında, boynunda dolaştırıyordum ateş saçan
nefesimle beraber… Başını sağa sola çevirip kaçınmaya çalışıyordu,
“Dün olanlar… Onlar zorladı oğlum… Biz istemedik. Orada kaldı olanlar… O pis yerde… Bırak beni hadi… Yapma…”
Ellerini
biraz daha bastırdım yastığa…
Biraz daha abandım üstüne… Bütün ağırlığımla bastırdım. Altımda
kıpırdayamıyordu artık, sertleşmiş, onun için kalkmış sikim aramızda
eziliyor, canımı yakıyordu, aldırmadım. Ezilmesine rağmen sikimde onun
tenini hissetmek hoşuma gidiyordu.
“Başta onlar zorladı, evet…
Silahları vardı, vurdular, tokat attılar, zorladılar anne… Bize
acımadılar hiç… Ama sonra… Sonra olanlar…?”
“…”
Cevap vermedi annem… Ben devam ettim öpücüklerle karışık konuşmaya,
“Hoşumuza
gitti anne… İnkar edemezsin. İkimiz de zevk aldık. Öyle değil mi? Söyle
bana… O pis herifler içine girerken zevk aldın. İki erkeğin arasında
kaldın, her yerini ellediler, her deliğine girdi adamlar… Zevkten
inlettiler seni… Ben girdiğimde de zevk aldın. Benim aldığım gibi… Beni
mutlu ettin annem… Hayatımın en mutlu gününü yaşattın bana o pis yerde…”
“Ah
oğlum… Elimde değil ki… Bilmiyorum. Düşünemiyorum artık… Düşünmek
istemiyorum. Yoksa çıldırmak üzereyim. Ben… Neyim ben? Neden zevk aldım
bu kadar? O pis herifler koca şeyleriyle her yerime girip çıkarken, beni
zorla sikerlerken ben neden zevk aldım? Orospunun tekiyim ben öyle mi?”
Öptüm tekrar tekrar…
“Asla… Asla orospu değilsin sen… Sakın böyle düşünme annem…” dedim.
“Ama…
Ama yine de, hayatımda ilk defa kadın olduğumu hissettim Hakan… Adamlar
beni acımasızca sikerken… Sen içime girdiğinde… Bittim ben… Evet… Zevk
aldım. Senin güzel erkekliğin içimi doldurdu. Zevk verdi bana…”
Artık
çırpınmıyordu altımda, kaçmaya çalışmıyordu dudaklarımdan…
Koparırcasına etli dudaklarını öpmeye koyuldum. Öpüyor, emiyor,
somuruyordum dudaklarını…
Dilimle yaladım. Ürperdiğini hissettim
altımda… Nefes alabilmek için dudaklarını araladı, ağzını açtı. O açılan
öpülesi dudaklarının arasına soktum dilimi, onun dilini okşadım.
“Mmmmm….” diye hoşnutlukla kıvrandı bu kez… Dudaklarını kurtarıp “Hakann…” dedi isterik bir sesle…
“Biz
hep bu anı bekledik anne… Öyle değil mi?” Yavaşça öptüm yine… “Babam
istedi bunu… Yıllarca önce… Seninle sevişmemi… Seni mutlu etmemi…”
Başının üstünde yastığa bastırdığım ellerini serbest bıraktım bu arada… Boynuma sardı kollarını… Sımsıkı…
“Evet…”
dedi. “Evet, baban istedi. Erkeklik gücünü kaybetti baban, çok önceden
hem de… Hem senin için, hem de benim mutlu olmam için istedi
sevişmemizi… Neden istemedin beni pis çocuk? Söyle, neden?”
“Bilseydim
böyle güzel olduğunu, ölüm gibi zevk alacağımızı bilseydim annem… Ah,
bir bilseydim… Kabul etmedim ama, sonra deli gibi pişman oldum. Geceleri
seninle seviştim hep… Hayaller kurdum senin için…”
“Ya ben?
Aynı evin içinde seninle beraber yaşadım kaç sene… Ben erkeksizlikten
yanarken, sen dalyan gibi dolaştın gözümün önünde… Çamaşırlarını
kokladım senin… Erkek kokunu ciğerlerime çektim senin…”
“Ah,
ben de senin kirli külotlarına boşaldım banyoda annem… Kokladım, sikime
sardım, otuzbirler çektim, senin sıcaklığın vardır diye o külotlara yüz
sürdüm hep…”
Annem iyice kaydı altıma, bacaklarını araladı, beni tamamen üzerine çekti.
“Sapık oğlum benim… İkimiz de sapığız. Hadi öyleyse… Al beni oğlum… İçime gir… Beni kadının yap… Ohhh… Zevk ver bana…”
Bacaklarının
arasında kıpırdandım, yerleştim iyice… Taş kesilmiş sikimi elimle tutup
başını annemin kılları uzamış, zevkle ıslanmış amının dudakları arasına
yerleştirdim. Sertliğimi amında hissedince kıvrandı altımda annem,
“Ohhh… Çok güzell…” diye inledi. “Hadi… Devam et… Durma… Sok içime…”
Bekletmeden
devam ettim ben de… Akan sularından kayganlaşmış amcığının içinde
ilerledim, yavaşça dibine kadar indim. Sikim yara yara köküne kadar
girdi sonunda… Onun kıllı kasıklarıyla benim kasıklarım birleşti.
Akşamki
gibi boynuma sarıldı yine annem… Nefesinin sıcaklığı boynumu yakıyordu.
Kulak mememi öptü, dilinin sıcaklığını hissettim, bütün tüylerim
ürperdi.
“Oğlumm…” diye inledi kulağımın içine…
“Ohhh… Anne… Bana oğlum deme artık…” diye mızıldandım. “Ana oğul değiliz artık… Seni sikiyorum ben… Kadınımsın artık…”
Ellerini
kalçalarıma indirdi, bacaklarını biraz daha aralayıp iyice kendine
çekti beni… Sanki mümkünmüş gibi daha da içine girmemi istercesine…
“Ahhh…
Çok güzel… Sikin zevk veriyor… Ohhh… Peki ne diyeyim sana? Yıllarca
oğlum dedim. Sen de anne dedin bana… Ben seninle sevişmeyi hayal
ederken, geceleri senin yerine kendimi okşarken, sen anne dedin bana…”
“Ne istersen öyle de annem… Nasıl istersen…”
Gidip
gelmeye başlamıştım annemin amında… O sikimi saran amının alevden
sıcaklığı yine beni benden almaya, zevkten içim geçmeye başladı.
Titriyordum sokup çıkarırken, zevkten ölüyordum.
Acemilikten olsa
gerek, hareketlerimi ayarlayamıyor, senkron tutturamıyordum bir türlü…
Annemin altımda hareket eden kalçalarının hızına yetişemiyordum.
Birden
sımsıkı sarıldı bana, benimle beraber yan döndü, sonra da altına aldı
beni… Şimdi üstte olan annemdi. Ellerini göğsüme dayadı. Kalçalarını
indirip kaldırmaya, sikimin üstünde yaylanmaya başladı.
Annem
sikiyordu beni… O geniş ve diri kalçalarıyla oturup kalkıyor, sikimin
üstünde erotik bir dans ritmi tutturmuş, gözleri yarı kapalı, huşu
içinde zevke dalmıştı. Hareket ettikçe iri göğüsleri de bedeniyle
beraber inip kalkıyor, çılgın gibi sallanıyorlardı.
Ellerimi
uzatıp iki yaramaz memeyi zaptetmeye çalıştım. Avuçlarımın içinde sıkıp
sıkıp bırakıyor, uçlarını parmaklarımla eziyordum. Hem içinde gidip
gelen sikimden aldığı zevk, hem memelerini mıncıklayan ellerim
bitirmişti annemi…
“Ohhh… Oğlummm… Harika… Çok güzel… Oohhh…”
Ben
de onunla beraber yükselmeye başladım. O yeni tanıştığım şehvet
fırtınasına ben de kapılmış, savruluyordum. Alttan kalçalarımı indirip
kaldırıyor, annemin amından akıp taşaklarıma kadar süzülen sıvılarla
ıslanan kasıklarımızın şaplama sesleri eşliğinde hareketli bir ritm
tutturmuş, sona doğru yaklaşıyorduk.
“Geliyorum annem…” diye inledim. “Geliyorum… Çok zevk alıyorum. Dayanamıyorum anne…”
“İçime
boşalma oğlum… Tut kendini…” diye bağırdı annem, kalçalarını kaldırıp
erkekliğimi içinden çıkarıverdi. Tam kızıp söylenmek üzereyken boş
bırakmadı sikimi, üstüme, kasıklarıma kapanıp ağzına aldı beni…
Akşamki
haydutlardan öğrendiği şeyi yapmaya, sikimi vakumlayarak emmeye
başladı. Saçlarından tutup ağzının içinde sikimi emerken içeriden
diliyle sikimin başını yalamasının verdiği zevkin girdabına daldım ben
de…
Taşaklarımda biriken bütün dölleri annemin boğazına boşaltmaya
başladım. Kasılıyor, titriyor, kurtulmaya çalışan anneme aldırmadan
saçlarından tutmuş, sikimi sonuna kadar bastırmaya çalışıyordum.
“Mmmm…”
diye inleyen annemin bademciklerine kadar dayanan sikimin başı boğaz
kaslarınca sıkıştırılıp ezilirken ben boşalmaya devam ettim. Bitene
kadar da bırakmadım. Burun kanatları açılıp kapanıyordu nefes alıp
vermeye çalışırken, yüzü havasızlıktan kıpkırmızı vaziyette…
“Bitirdin
beni oğlum…” dedi neden sonra, yatakta sırt üstü yatarken… İkimiz de
serilip kalmıştık. Nefeslerimiz yeni yeni düzene giriyordu. Elimi uzatıp
saçlarını sevgiyle okşadım.
“Sen de beni bitirdin annem…” dedim gülümseyerek… “Mahvettin beni…”
Yan doğrulup bana baktı, eğilip dudaklarımdan öptü.
“Şu haplardan biz de alalım bari…” dedi. “Yarıda kalmak hiç hoşuma gitmedi. Sen ne güzel boşaldın, ben sap gibi kaldım.”
Sarılıp kendime çektim annemi,
“Merak etme canım… Ben seni yarıda bırakmam. Şimdi tamamlarım seni… Haplar gelene kadar dilimle mutlu ederim seni, gel buraya…”
Kıkırdayarak
kollarımdan kurtuldu, yatağa sırtüstü uzandı.Bacaklarını açıp elleriyle
kadınlığının dudaklarını ikiye ayırdı. Mutlulukla içini çekerek,
“Gel öyleyse…” dedi. “Anneciğini mutlu et…”
Ben annemin kadınlığını iştahla emerken, annem de Abuzer’in aletini
daha yoğun ve iştahla somuruyordu. Aynı şekilde sağ eliyle de Vakkas'ın
erkeklik organını koparacakmış gibi sıkıyor, yoğuruyordu. Vakkas bir kaç
kez kafama vurup,
“Offf… Anan yanıyor lan!” deyip durdu. İlk
duyduğumda iğrenmeme neden olan bu sözün maalesef doğru olduğu
ortadaydı. Annem gerçekten de yanıyordu. Bir yandan arkasından yanaşmış
annemi yalarken, bir yandan bakışlarımla onun ne yaptığını takip etmeye
çalışıyordum.
Şu odaya girdiğimizde örtülü kapalı, kendi halinde
bir kadın olan annemle, en ufak bir sözden alınan, namusu için öfkelenen
saldıran annemle, şu önümde domalmış kendini bana yalatan kadın aynı
kadın değildi.
Adeta içine şeytan kaçmış gibiydi annem… Kısacık
bir zaman içerisinde zavallı annemin ar, namus, haya, edep, utanma gibi
duygularını yok etmişti bu hayvanlar… İçindeki orospuyu, erkeksiz
kalmış, tatminsizlikler içinde kıvranan kadını meydana çıkarmıştı bu
puştlar…
Annem bir orospu gibi davranıyor, bu adi heriflere bir
fahişe gibi seks hizmeti veriyordu. Hem de isteyerek, onlarla beraber,
onların yaptıklarından zevk alarak…
Tabi üvey annemdeki bu değişiklik benim için iyi miydi, kötü müydü bilemiyordum.
Bir
yandan acımasızca, aşağılayarak sevişmeye zorladıkları, kapalı
yaşamında hiç yaşamadığı en adi şeyleri yaşattıkları, hiç tatmadığı
zevkleri tattırdıkları bu kadına acıyordum. Eski hali gözümün önüne
geldikçe içim acıyordu. Utanıyordum onun adına, kendi adıma…
Fakat
diğer yandan da, utanarak söylüyorum fakat, bizi yapmaya zorladıkları
şeyler için, bu inanılmaz, baştan çıkarıcı, pespaye seks sahnelerinin
aktörleri olduğumuz için seviniyordum.
O güne kadar bir kadınla
birlikte olmamıştım hiç… Dönem dönem hadsiz hesapsız masturbasyonlarla
kendimi harap ediyordum. Fakat daha sonra da içimdeki hayvani arzular
yatışınca pişman olup aklıma bile getirmemeye çalışıyordum hep… Gece
uykumda şeytan aldatmaları, erotik rüyalar, sabah kalktığımda
külotlarımın yapışkan spermler içinde kalmaları…
Özellikle de
üvey annemle kendimi çırılçıplak birbirimize girmiş olarak gördüğüm o
çılgın rüyalar…Kollarımın arasında kıvrandığı, ona zevk verdiğim,
ikimizin de kendimizden geçtiğimiz pis rüyalar…
Bugün ilk kez,
gerçekten bir kadınla birlikte olacaktım. Hem de üvey annemle… Annem
dediğim kadınla… Tefeci haydutların dayak ve zorlamasıyla, ölüm ve silah
tehditleriyle ikimizi sürükledikleri ensest bir ilişki yaşayacaktım.
Dakikalarca amını yaladığım, içinden akan zevk sularının tadını dilinde
hissettiğim, dilimden aldığı zevkle kalçalarını oynatıp duran kadınla…
Aslında
gerçek anlamda ensest sayılmazdı ki bu… Neticede üvey annemdi önümdeki
çırılçıplak, köpek gibi amını yalayıp emdiğim, zevkten kıvranan bu
kadın… Of… Hem de nefis, seksi, hayallerimdeki, rüyalarımdaki kadın…
“Yeter
ulan bu kadar…” dedi sonunda Abuzer… Annemin saçını tutarak sikini
ağzından çıkardı. Vakkas da benim saçlarımdan tuttu, hevesle emdiğim
annemin amcığından çekip uzaklaştırdı beni…
“Amına koduğumun
orospusu… Bu kadar istekli yarak yalanır mı ulan? İliklerimi
boşaltacaksın nerdeyse isterik karı…” Vakkas’a göz kırptı, “Şimdi sıra
oğlunda… Oğlunu mutlu et şimdi bakalım…”
Annem durakladı.
Abuzer’in önünde duruyordu hala, diz çökmüş vaziyetteydi. Başını yana
çevirdi, arkasında duran bana, oğluna bakmaya çalıştı gözünün ucuyla…
Yandan profilini görüyordum annemin… Az önce iştahla yaladığı kalın
yarak nedeniyle ağzından tükürükler sızıyor, çenesine akıyordu. Gözleri
çakmak çakmaktı. Parlıyordu.
Elinin tersiyle ağzını, çenesini sildi, temizledi şöyle bir… Abuzer’e döndü, başını kaldırıp yalvaran bakışlarla baktı,
“Yapma
beyim…” diye yalvardı. “Bunu yapma bize… Etmediğinizi bırakmadınız.
Bunu yapmayın. Günah…” Abuzer bir kahkaha kopardı. Eğildi, annemin
çenesinden tutup başını bana çevirdi zorla…
“Ulan kaltak… Az
önce oğlun senin amcığını yalarken kalçalarını değirmen taşı gibi
sallıyordun zevkten… Baksana… Oğlun da yarrağı dikmiş kule gibi… Senin
am suyunu tatmış, amcığının kokusunu almış oğlun… Artık seni sikmeden
bırakmaz, ben sana söyleyeyim. Azmış kudurmuştan beterdir derler. Senin
oğlan anasını sikecek, başka yolu yok. Günahtan korkma, günahı bizim
boynumuza…”
“Bırak bu ayakları yavrum…” diyerek elini annemin
amına atan Vakkas da söze karıştı. “Sen de oğluna sikileceksin diye
bayram yapıyorsun, numara yapma bize… Bırak da çocuk sevinsin. Yavrunu
sevindir hanım… Hayatının ilk amcığını siksin oğlan… Bizden sonra da
evde devam edersiniz işte, fena mı?”
Bir yandan sırıtarak pis
pis konuşuyor, bir yandan eliyle annemin amını yoğuruyordu. Annem iki
eliyle Vakkas’ın elini tutmuş, güya parmaklarının hareketine engel
olmaya çalışırken, gözlerini kapatmış,dudaklarını ısırıyor, minik
inlemeler kaçıyordu ağzından… Yalvarıyordu bir yandan,
“Yapma diyorum… Yapma… Ohh… Lanet olsun… Yapma…”
İkili
gruba Abuzer de katılınca ipler iyice koptu annemde… O da iki eliyle
annemin iki memesini tutmuş, mıncıklamaya başlamıştı. Sıkıp sıkıp
bırakıyor, kabarık uçlarını parmaklarıyla eziyordu.
“Yapmayın… Bırakın…” dedi annem, gerilmiş dudaklarının arasından bir inleme koptu sonra… “Ohhh… Yapmayınn…”
Annem
gözleri zevkten kapanmış, bir eliyle Abuzer’in göğüslerindeki elini
tutuyordu, diğeriyle Vakkas’ın amcığını karıştıran elini… İki haydut
zavallı anneciğimi olmadık şekillere sokuyorlar, zorla zevk almasını
sağlıyorlardı.
“Kalk bakalım şöyle…” dedi Abuzer, annemi kaldırıp somyaya oturttu. İki bacağını ayırdı. Bana döndü bu kez,
“Gel bakalım süt oğlan…” dedi. “Anneni sikmenin zamanı geldi artık… Hazır kaldırmışsın yarrağı, ananı sik bakalım…”
Ne
yapacağımı bilemeden, donup kalmış gibi hareketsiz, gözlerimi annemin
bacaklarının arasında simsiyah kasık tüylerinin arasından bana göz
kırpan ıslak amcığa dikip öylece kaldım.
“Hadi len…” diyerek
ense köküme bir tokat patlattı Vakkas… Gözlerimde yıldızlar uçuştu bir
an, dünyam karardı. Hemen iki adımda gidip annemin önünde diz çöktüm.
Çaresizce
başımı kaldırıp anneme baktım. O da bana bakıyordu. İri iri açılmış
güzel gözlerindeki anlamı çözemiyordum bir türlü… Korku mu? Şehvet mi?
Benden, olanlardan, olacaklardan dolayı utanç mı? Oğlunun onun için
kalkmış sikinden alacağı zevklerin heyecan dolu beklentisi mi? Beş on
saniye bakıştık.
“Anne.. Ben…” diye fısıldadım. Annem boğuk, çatallı, pürüzlü bir sesle,
“Yap…”
diyebildi. “Ne istiyorlarsa yap, bitsin bu işkence…” Bacaklarını iyice
araladı. Kadınlığının dudakları açıldı böylece… Amına girmem için, onu
daha rahat sikebilmem için hazırdı annem…
“Yaklaş süt oğlan…”
dedi Abuzer… “Sen de oğlunun sikini tut bakalım yavrum. Acemidir,
bilemez şimdi, amının deliğini bulamaz.” diyerek bir kahkaha attı
tekrar…
“Hayvanlar…” diyerek tısladı annem… Bir yandan da onun
dediğini yaptı, önünde, bacaklarının arasında duran sikimi iki eliyle
tuttu. “Zevk alıyorsunuz değil mi bunu yaparak?” Vakkas atıldı hemen,
“Hem
de nasıl zevk alıyoruz bilsen…” dedi. Siki taş gibiydi önünde, eliyle
tutup sıvazladı rahatlatmak istercesine… “Hadi başla bakalım, oğlunun
yarağı hele bi am görsün. Annesinin amının tadına baksın bi…”
Annem
nabız gibi atan sikimin gövdesini parmaklarının ucuyla tutuyordu.
İncitmekten korkar gibiydi. Yavaşça kendine doğru çekti, ben de ona
doğru ilerledim dizlerimin üstünde… Heyecandan ölecek gibiydim. Abuzer,
“Bak
bak bak…” dedi. “Yüzü kıpkırmızı oldu herifin… Hadi oğlum, ananı
bekletme… Göm şu yarrağını ananın amına da, o da oğlunun tadı nasılmış
görsün.”
Annem elindeki sikimi kendine doğru yavaşça çekti, amının dudaklarına değdirdi başını… Biraz bastırdı…
Offf…
Ateş gibiydi, yanıyordu annemin amcığı… Islak, nemli, bir volkan kadar
sıcak… Gözlerimi zevkle kapadım bir an… Sonra da telaşla açıp
bedenlerimizin birleştiği yere diktim bakışlarımı… Bu anı kaçırmak
istemiyordum.
“Başını sürt biraz, oğlunun siki ıslansın bebeğim…”
dedi Abuzer… Annem dediğini yaptı, zevk sularıyla ıslanmış amına
sürttürdü sikimin başını… Aşağı, yukarı yaptı. Dudaklarını ısırarak,
dikkatle yapıyordu işini…
Offf… Tamam, zorlanıyorduk bunu
yapmaya… Tehdit ediyorlardı, dövüyorlardı, küfürler ediyorlardı. Çok
ayıp, çok günah, yasak bir şeydi yaptığımız… Ama… Ama lanet olsun… Çok
zevkliydi.
Sikimin başı annemin ıslak amının dudakları
arasındaydı. Sıcaklığı yakıyordu sanki ince, hassas tenimi… Ya gövdesini
tutan yumuşak parmaklarının sıcaklığı? Onlar da ayrı zevk veriyordu. O
parmaklar kımıldandı, okşar gibiydi sikimi…
Of, allahım… Annem
sikimi okşuyordu sanki… Yoksa bana mı öyle geliyordu? Ama değil…
Okşuyordu, evet… Parmak uçları aşağıya kaydı, alt tarafa indi,
torbalarıma değdi. Yıldırım çarptı sanki…
“Ohhh…” Zevkle inledim.
Annem hafifçe başını kaldırıp bana baktı. Gözleri dumanlanmış, göz
kapakları yarı aralıktı, etli, kırmızı dudakları aralanmış, parlıyordu.
Yanakları kıpkırmızı, elma gibi… Bakıştık. Lanet olsun… İkimiz de
istiyorduk bunu aslında…
“Yeter artık, ıslandı iyice,
kayganlaştı. Sok bakalım yarrağı süt oğlan… Ananın amına koy yarrağı…
Bak bakalım, am sikmek nasıl zevkliymiş öğren sen de…”
İkisi
de iki yanımızda konumlanmışlar, bizi izliyorlardı. Sırıtarak,
heyecanla, elleri siklerini sıvazlayarak bize bakıyorlardı iki iğrenç
sapık…
Abuzer’in dediğini yaptım. Belimi öne doğru ittim. Sikimin
başı amının dudaklarının arasından içeriye kaymaya başladı. Annemin
parmakları aramızda sıkıştı biraz… Biraz daha ilerledim. Annem elini
çekti aramızdan…
Dudaklarını ısırıyordu, görebiliyordum. O anda
her şey silindi adeta, ikimizden başkası yoktu dünyada… Sadece ikimiz…
Birleşen çırılçıplak bedenlerimiz… İçine giren erkekliğim… Ateş gibi
yanan su içindeki amcığı… Sikimi eldiven gibi saran vajinasının verdiği
haz…
Biraz
daha girdim içine… Biraz daha… Santim santim gömüldüm annemin kıllı
amcığına… Sonunda kasıklarımız birleşince derin bir nefes aldım. Zevkle
inledim,
“Ohhh… Annemm…”
diyerek üzerine kapanıverdim. Yüzümü annemin boynuna gömdüm huşu içinde…
Annemin içine girmiştim
sonunda… Dibine kadar hem de… Sikimin başının derinlerinde bir yerlere
değdiğini, baskı yaptığını hissedebiliyordum. Böyle bir zevk olamazdı, harika
bir duyguydu, bitiren, yakan bir duygu… Annem de,
“Oğlumm…” diyerek
boynuma sarıldı sımsıkı… “Hakan…”
Ne kadar sürdü
bilmiyorum, öylece kaldık bir süre… Erkekliğim onun sıcaklığında eriyor, beni
de zevkten eritiyordu adeta… Başım dönüyordu. Annem bana sımsıkı sarılmasa
düşüp bayılacak gibiydim.
Çıplak iri memeleri
göğsümde eziliyordu. Sımsıkı birbirimize yapışmış durumdaydık. Anne oğul
olamazdık bu andan sonra… Birbirini isteyen, arzulayan, zevk alan iki
insandık. Bir erkek ve bir kadın…
Sonra, sikimi içine
gömdüğüm vajinasının istemsizce hareket ettiğini, kasılmaların başladığını hissettim.
Boynumu saran kollarının cenderesi, nefes alıp vermeleri biraz daha çoğaldı.
Sırtımı okşuyordu elleriyle, tırnaklarının etime battığını hissediyordum.
“Oğlum… Ben… Ben…”
Kollarımın arasında bedeni sıtmaya tutulmuş gibi titriyordu. “Hakan… Ooohhhh…”
“Vakkas? Bu karı
boşalıyor lan… Oğlunun yarrağına dayanamadı baksana… Daha git gel yapmadan
anası boşalmaya başladı. Vay orospu vayy…”
“He vallah ağam… Bi de
bize yalvarıyordu yapmayın, etmeyin diye… O kadar siktik, bizden bu kadar zevk
almadı karı… Kıskandım valla…”
Adamlar iki yanımızda
konuşup dururlarken biz annemle birbirimizin içinde eriyorduk. Boynuma sımsıkı
yapışan annem kalçalarını indirip kaldırmaya başladı. Kolları boynumda, başı
omuzumda dururken, vücudun alt kısmı sürekli hareket halindeydi.
“Anne… Ahhh…”
diyerek ben de harekete geçtim. Hiç yapmamıştım şimdiye kadar, bir kadının
içinde gidip gelmemiştim, o zevkleri hiç tatmamıştım. Lakin bedenim ne
yapılacağını, ne yapmam gerektiğini biliyor gibiydi.
Kalçalarım refleksle
harekete geçti, sikimi annemin amında ileri geri hareket ettirmeye, sokup
çıkarmaya başladım ben de… Her sokup çıkarmamda daha bir ıslanıyor, daha bir
kayganlaşıyordu annemin amcığı… Sikimi her amından çıkarışımda altımızdaki
pis somyanın üzerine zevk suları damlıyordu.
Büyük bir zevkle, şehvet
denizinde kaybolmuş annemi pompalıyordum adeta… O da benden farksızdı. Ben
geri çekilip içinden çıkar gibi olunca annemin kalçaları peşimden geliyordu. O
yorulup aşağı inince ben üzerine abanıyor, sikimi dibine kadar amcığına
gömüyordum.
Sürekli hareket
ediyorduk, sürekli birbirimizin içine girip çıkıyor, inlemelerimiz,
feryatlarımız birbirine karışıyordu. Dudaklarıyla benim dudaklarıma yapıştı
annem… Isırırcasına somuruyor, zevk inlemeleri ağzımın içinde kayboluyordu.
“Ahhh…” diye bir
feryatla son bir hamle yapıp dibine kadar soktum yarağımı, öylece kalakaldım.
Taşaklarımdan sikime doğru bir hareket hissettim. Biriken döllerim annemin
amına püskürmeye başladı. O da boynuma sımsıkı dolanan kollarıyla istemsizce
titriyor, nefes almaya çalışıyordu.
“Hakan… Oğlum…
Ahhh…”
Başım dönüyor, dönüyordu
durmadan… İliklerimin boşaldığını, annemin içine aktığımı hissettim. Dizlerim
titredi. Bacaklarım vücudumu taşıyamaz oldu, kendimi annemin üzerine bıraktım
tüm ağırlığımla… Orgazmın bitirici darbesi beni kendimden geçirdi. Dünya bir
anda karardı, simsiyah bir perde indi sanki…
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa