Anneme baktığımda altında eteği, sütyensiz bol badisiyle bir seks
filminden fırlamış gibi görünüyordu. Pahalı kıyafetlerle ucuz bir orospu
gibi görünüyordu. Hepsini paket yaptırdık.
Gece o giysileri giymiş annemle
ikimiz barlar sokağına girdiğimizde bakan dönüp bir daha bakıyordu. Annem bana,
- “Nereye gideceğiz şimdi?” diye sordu.
- “Reggy müzik çalınan,
zencilerin çokça olduğu bir bara gideceğiz anne…”
Barın kapısından
geçtik.
İçerisi her zamanki gibi afrikalı kaynıyordu. Yüksek volümlü çalan ve
benim pek hoşuma gitmeyen müzik konuşmayı neredeyse imkansız hale
getiriyordu. Buna rağmen insanlar
yine de sohbet etmeye çalışıyordu.
İçerisi oldukça karanlıktı. Ortalıkta
gezinen kırmızı, mavi, sarı ışıklar sürekli yer değiştiriyordu. Annem bara
oturup bacak bacak üstüne attı. Bir kaç göz hemen üzerinde toplanmıştı. Bu gece
anneme kayacak birini bulmak hiç de zor olmayacak gibi görünüyordu.
Vakit ilerleyip biz içkileri arka
arkaya içerken, ortam iyice ısınmış, kalabalıklaşmıştı. Hızlanan müzikle
birlikte damarlarında içki dolamaya başlayan annem kalktı. Kalabalığın arasında
dans etmeye başladı. Annem sallandıkça birbirine değen göğüsleri hafifçe
eğildiğinde meydana çıkıyordu.
Önce çekine çekine ona
yaklaşanlar, pervasız tavırları nedeniyle cesaretlenmişlerdi iyice… Bir süre
sonra annem iki üç tane zencinin arasında kaldı. Tam istediğimiz gibiydi her
şey…
Zencilerden biri anneme iyice
sokuldu. İri yapılı ve kaslıydı. Annem ellerini adamın beline doladı. Zenci
hemen tepki verdi. Elini annemin kalçasının biraz üstüne attı. Annem
kasıklarını adamın bacağına yasladı.
Zenci bundan cesaret alıp kürek
gibi elleriyle annemin kalçasını avuçladı. Annem memelerini adamın kaslı
göğsüne sürtüyordu. Müziğin ritmi eşliğinde ileri geri hareket ederken resmen
sikişiyor gibiydiler.
Zaten az sonra öpüşmeye
başladılar. Annem adamın etli, köfte gibi iri dudaklarını emiyor, derin Fransız
öpücükleriyle dilini yalıyordu. Adam annemi elinden tutup kuytu bir köşeye
götürdü.
Annem zenciyle barın karanlık bir köşesine oturmuştu. Zenci elini annemin
bacaklarına attı. Siyah iri elleri annemin süt gibi beyaz baldırlarını
yoğuruyordu. Annem ise pantolonunun üzerinden adamın erkeklik organını mıncıklamakla
meşguldü.
Zenci etrafına şöyle bir
bakındı. Bu underground karanlık ortamda herkes kafayı bulmuş, kimse kimseyle
ilgilenmiyordu. Ve elini annemin eteğinin içine attı. Annem zevk içinde
kasıldı.
Annem aldığı zevke rağmen beni
unutmamıştı. Başını kaldırıp benim onları heyecanla izlediğimi görünce
gülümsedi. Benim rahatça görmem için bacaklarını aralayınca eteği iyice
sıyrıldı.
Adam annemin külodunu kenara
çekiştirmiş üç parmağını birden annemin amına sokup sokup çıkarıyordu. O kalın,
kocaman parmaklar adeta bir penis gibi annemi sikiyordu. Arada çıkarıp
parmaklarını kokluyor, annemin am kokusunu alıyor, ardından diliyle yalayıp
tekrar sokuyordu amına…
Zamanı gelmişti. Yanlarına
yaklaştım. Adam git başımızdan der gibi baktı. Annem ingilizce,
- “O benim oğlum…” dedi. Adamın
surat ifadesi birden değişti. İri yarı zenciye,
- “Annemi sikmek ister misin?“ diye sordum.
- “İsterim” dedi. Bir otele
gitmeyi teklif ettik. Zenci ise önce ıslak parmaklarına dilini değdirdi,
- “Annenin pusy çok tatlı… Ama
oteli boş ver, bana gidelim. Arkadaşlarım var, ama çıkartırım onları, rahat
rahat sikişiriz.”
Ne kadar süre konuştuk
bilmiyorum. Adam nedense çekinmişti. Bilmediği bir yere gitmek istemiyor, hatta
korkuyordu. Sanırım kaçak mülteci gibi bir çekincesi vardı. Am sikmekten bile
alıkoyuyordu onu… Razı edemeyeceğimizi anlayınca,
- “Fuck… Başka amcık yok?” diyerek
kalkıp gitti.
Annem başka bir zenciyle daha
yakınlaştı ama ardından hemen uzaklaştı.
- “Ne oldu anne?” diye sordum.
- “Pöff… Adam ter kokuyordu…” dedi.
Bu arada diğer zenci,
arkadaşlarına bizi gösterip bir şeyler anlatıyordu. Üç dört zencinin bakışları
üzerimizde toplanınca tedirgin olduk. Ortam tehlikeli bir hale bürünmüştü. Bu
zencilerin içinde çeşit çeşit karanlık tipli adam vardı. Uyuşturucu satan, kadın satan, esrarkeş, eroinman…
Porno
filmlerdeki kadınları bağırta bağırta siken sırım gibi kaslı, düzgün
vücutlu, tenleri ışıl ışıl yanan harika zencilere hiç benzemiyorlardı.
Bu uğursuz tiplerden birine çatmaktan ve başımızın belaya girmesinden
korktuk, oradan hızla çıktık.
Niyeti bozarlarsa ben bile
kurtaramazdım annemi… Aralarına alırlar, sabaha kadar sikerlerdi. O koca
sikleriyle parça parça yaparlardı kadını… Dışarıya çıktığımda kazasız
belasız kurtulduğumuza baya sevindim doğrusu…
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa