Sabah işe gitmek için 7:30'da kalkarım. Cep telefonumun alarmı o saate
kuruludur ve ben de sektirmeden hep aynı saatte uyanırım. Ama geçen gün
uyandığımda saat sabah altıyı gösteriyordu.
Karşı dairemden gelen
gürültüye uyanmıştım. Oturduğum yer havuzlu bir site ve kış mevsiminde
bu sitede fazla kalan olmuyor. Bizim oturduğumuz üç katlı villa tipi üst
kat dublekslerde, karşı komşular ve biz varız. Alt katlar ise sadece
yazın geliyorlar. Bu nedenle, kışları terk edilmiş kasabaya dönen
sitemizde başka da kimseler yok. Doğal olarak o kadar gürültüye benden
başka uyanan da olmadı.
O saatte ne olduğunu anlamak için hemen
üzerime bir şey giydim ve kapıyı açtım. Gördüğüm manzara karşısında
gözlerim fal taşı gibi açıldı. Karşı komşum Emel, üzerinde gecelikle
paspasın üzerine oturmuş ağlıyor ve geceliği de yandan hafif yırtılmış
durumda…
Bir an duraksadım, ama sonra yardım etmek için apartman
otomatiğini yakıp, onu yerden kaldırmaya çalıştım. Kötü bir niyetim
yoktu. Kadın kocasıyla kavga etmişti sonuç olarak. İnsan böyle güzel,
nefis, seksi bir kadına nasıl kıyabilir bilmiyorum ama…
Neyse, onu
doğrulttum ve evine sokmak istedim. Ama o anda fark ettik ki, o kargaşa
sırasında kapı kapanmış ve anahtar da evin içinde kalmıştı. Mecburen
Emel’i evime misafir ettim. Emel çekinse de, o saatte yapacak başka da
bir şeyi pek yoktu.
Onu salona götürdüm ve rahat etmesi için önce
üstüne bir hırka, sonra da bir battaniye verdim. Hırkayı giydikten ve
battaniyeyi üstüne örttükten sonra biraz kendine gelmeye başladı ve
ağlaması kesildi. Tabi ne olduğunu sordum,
“Kocam eve sabaha
karşı geldi. Üstü başı içki ve bayan parfümü kokuyordu. Bu yüzden
bağırıp çağırınca kocam da çok sinirlendi, beni tartakladı.”
“Biraz abartmış sanırım, tartaklamayı geçmiş kocanız…”
“Kavga büyüyünce tekrar çıkıp gitti. Arkasından gitme filan diye koştururken kapı kapanıverdi, dışarda kaldım.”
Çok
üzülmemesini söyledim klasik olarak. Ona bir nescafe yaptım ve
getirdim. Buna çok memnun oldu. Kahvesini içerken benim çok kibar
olduğumu, eşimle boşanmış olmamın eşimden kaynaklandığını bildiğini,
çünkü kadın kadına da onunla hiç geçinemediğini anlattı.
Tabi
hemen bu konulara girmedik, yaklaşık olarak bir saat sonra geldiğimiz
noktaydı bu konular… Bir sonraki kahvenin içine sinirini yatıştırmak
için bolca içki de koyduk. Daha sonraki muhabbetlerde aslında benimle
onun ideal bir çift, benim eşimle de kendi eşinin ideal bir çift
olabileceğini düşündüğünü söyledi. Çünkü karakterlerimiz böyle
uyuşuyormuş.
Gittikçe bu konuları daha derin konuşmaya başladık.
Bu arada saat sabah 9 olmuştu ve ben işyerime telefon edip, geç
gelebileceğimi veya o gün hiç gelemeyeceğimi söyledikten sonra sohbete
devam ettik.
Emel gittikçe daha hararetli bir şekilde kocasından
bahsederken, konu onunla ilgili cinsel hayatlarına geldi. Emel aslında
kocasını çoktan terk edeceğini, ama cinsel yönden kocasının onu çok iyi
tatmin ettiğini söyledi.
Buna şahittim. Onların yatak odasıyla
bizimki yapışık olduğundan Emel’in şehvet dolu zevk çığlıklarını
dinleyerek eski karım veya partnerlerimle birkaç kez seks yapmıştım ve
bu nedense partnerlerimin çok hoşuna gitmişti. Bundan dolayı seks
yaparken pørnø film izlemesem dahi o filmlerin seslerini açıp, müzik
eşliğinde seks yaptığımı çok bilirim.
Emel kocasının cinsel
performansını ciddi ciddi anlatırken birden gözlerinden bir ışık
geçtiğini fark ettim. O an niyetini bozduğunu anladım. Emel’in
anlattıklarından ben de tahrik olmuştum.
Emel’in ilk kızgınlığı ve
heyecanı geçmiş, sakinlemişti. Sanırım artık bilerek beni tahrik etmek
için uzun uzun tarifler yaparak, bana yaşamak istediği seksi
anlatıyordu.
Kocasından tek şikayetinin seks konusunda çok
performanslı olmasına rağmen, sadece onu alta alarak seks yapıyor
olmasından ve normal birleşme dışında hiç bir şekilde başka pozisyon
denemediğindendi.
Eh, yemeğin tarifi yapılmıştı ve bana da pişirmesi kalıyordu. Emel’e
bu sefer güzel bir kadeh şarap verdim, ama şarabı ısıttım ve içine biraz
karanfil koydum. Aynısından kendime de yaptım. Şaka gelecek ama,
Emel’le sabahın saat 9'unda içki içip, seks konuşuyorduk.
Böylece
bir yarım saat daha geçti. Emel açıkça söylemese de seks istiyor ve
vücut diliyle bunu çok iyi anlatıyordu. Ben sabırlı bir adamım, ödülün
daha büyük olacağını düşünürsem beklemeyi bilirim.
Bu arada ben
de Emel’in anlattıklarına kendi anılarımla eşlik ediyor ve onu daha çok
baştan çıkaracağını düşündüğüm eski seks anılarımı anlatıyordum. Artık
yeni adımı atma sırası bana gelmişti.
“Hadi, çok yoruldun, gel istersen içeride biraz uzan, ben de ortalığı toplayayım.” dedim. Emel de sinyali alıp ayağa kalktı.
Onu
yatak odasına götürdüm, temiz bir çarşaf çıkartıp serdim ve yatağa
yatırdım. Üstünü örttükten sonra odadan çıkarken yüzüne baktım. Bana
aptal aptal bakıyor ve neden bu fırsatı değerlendirmediğimi anlamaya
çalışıyordu. Tabi ki değerlendirecektim, ama sabırlı davranıp daha iyi
değerlendirmek istiyordum.
Banyomda yarım jakuzim var. Gidip
jakuziyi sıcak suyla doldurdum, banyo köpükleriyle bir güzel köpürttüm,
soyunup üzerime bornozumu aldıktan sonra, ikinci bir bornozu da elime
alıp yatak odasına gittim… Emel tabi ki uyumuyordu, ben girer
girmez doğruldu. Ona, banyo hazırladığımı, yıkandığında tüm bunları
unutacağını söyledim, üzerindeki geceliğini yavaşça çıkardım ve o güzel
göğüslerini ilk o zaman gördüm.
Meme uçları kabarmıştı ve abartısız bir santim kadar vardı. Ben bu güne kadar hiç bu kadar uzun meme ucu görmemiştim.
Gözlerim
meme uçlarında ona bornozu giydirdim ve elinden tutarak banyoya
götürdüm, hiç ses çıkarmıyordu. Bornozunu çıkardım, kendiminkini de
çıkardım. Ama benim içimde bir don vardı. Sonra yine çok yavaş bir
şekilde Emel’in külodunu iki parmağımla iki yandan tutarak çıkardım.
Her
şeyi bir merasim havasında yapıyordum. Onu yavaşça küvetin içine
soktum. Suyun sıcaklığının çok fazla olduğunu söyledi. Ona suyun içinde
biraz ayakta durmasını, yavaş yavaş içine girmesini söyledim. Ama yinede
biraz soğuk su ilavesi yaptık. O anda müziğin eksik olduğu
aklıma geldi. Slow bir müzik CD'sini müzik setine koyup yeniden banyoya
döndüm. Emel küvetin içine uzanmış ve köpüklerin içinde başı hariç her
yeri kaybolmuştu. Yine hiç acele etmeden Emel’in kollarını, omuzlarını,
sırtını yavaş yavaş sabunladım.
Ben sabunladıkça Emelin gevşediğini hissediyordum. Sadece
sabunlamamla bile nefes alışları farklılaşmaya başlamıştı. Lifi yeniden
sabunladım ve bu sefer vücudunun ön tarafını, önce göğsünün üst
tarafını, sonra da göğüslerini, yine yavaş yavaş ovmaya başladım.
Göğüslerini ovmaya başlayınca Emel belki de biraz utancından gözlerini kapattı. Artık nefes alışı iyice değişmeye başlamıştı. Ben
de bornozumu çıkardım. Gözleri kapalı olduğu için bu arada hemen donumu
da çıkarmış ve Emelin bulunduğu küvete onunla yüz yüze bakacak şekilde
tam karşısına oturmuştum. Şimdi benim ayaklarım onun yanında, onun
ayakları da benim yanımdaydı.
Ayağının birini aldım ve zaten
köpürmüş olan suyla ve lifle ayağını ve bacağını yıkamaya başladım. Önce
ayak parmakları, sonra ayak bileği, baldırları derken yuvarlak
dairelerle yavaş yavaş yukarı doğru çıkıyordum. Ve ben yukarılara
çıktıkça Emelden artık küçük inlemeler duymaya başlamıştım.
Amının
civarlarında dolaşırken artık iyice ona dokunmamı istiyordu. Halen
gözlerini açmamıştı. Tam amına geldiğimde orda durdum ve diğer ayağını
sabunlamaya başladım. Bir bacağını yaklaşık olarak on dakika
kadar sabunlamış ve onu çıldırtmıştım. Tam hedefe ulaşacağımı
düşündüğünde yeniden diğer ayağın ucuna dönünce gözlerini açtı ve
“Artık
benle oynama, ne yapacaksan yap, ben bunlara alışık değilim!” dedi. Onu
duymazlıktan geldim ve diğer ayağını, ayak bileğini, baldırlarını
ovalamaya devam ettim.
Yine amına yaklaşıyordum ve o artık resmen
seslice inlemeye başlamıştı. İnleyip beni tahrik etmek ve bir an önce
sekse başlamamı istiyordu. Yaklaşık bir yirmi dakikalık ayak bacak
ovalama seansından sonra elimden lifi bıraktım.
Kendimi oturma pozisyonunda ona yanaştırdım, onu ayağa kaldırdım ve
küvetin kenarına, bacakları küvetin içine gelecek şekilde oturttum.
Amından süzülen sular, sabunlar ve onun kadınlık sıvıları küvetin içine
damlıyordu… Bacak arasına diz çöktüm ve daha ona dokunmadan
vücudunun kasıldığını hissettim. Yoksa bir kadını o anda hiç dokunmadan
orgazm mı yapıyorum diye düşünürken,
“Ne yapacağını anladım,
birkaç kere kocamın seyrettiği pørnø filmde görmüştüm, adamlar kadınları
yalıyorlardı, ama benim amımı daha önce kimse yalamadı!” dedi.
Meğer
kasılması bu yüzdenmiş ve ben de boşuna havaya girmişim. İçimden buna
çok sevindiğimi itiraf etmeliyim, çünkü biraz sonra ona gerçekten onun
çok hoşlanacağı bir şey yapacaktım.
Ellerimle onu okşayarak ve
hiçbir şey söylemeden yavaş yavaş dilimi amının etrafında dolaştırmaya
başladım. Yine inliyordu ve ben henüz klitorisine ulaşmamıştım.
Dilimi
bu sefer amının dudaklarında gezdirmeye başladım, yavaş yavaş dilimi
dolaştırıyor ve klitorisine doğru minik darbeler atıyordum.
Emel
ise başımı saçlarımdan tutmuş ve beni ne çok ileri itiyor ne de geri
çekiyordu. Sanki başım hep aynı mesafede kalsın istiyordu. Başımı amına
gömmeye utanıyor, başımı geri itmeyi ise aldığı zevkten dolayı
yapamıyordu.
Bunu çok iyi hissediyordum, ben de aynı pozisyonda
yavaş yavaş işimi görmeye devam ettim ama bu arada klitorisine doğru
daha çok dil darbesi atıyordum. Biraz sonra başımı bıraktı, bu
tam bir teslimiyetti. Bacaklarını artık kasmıyordu, iyice bacaklarını
açmış ve benim orada istediğim şekilde onu yalamam için işimi
kolaylaştırmaya çalışıyordu. Artık biraz daha ilerleyebilirdim.
Dilimi
daha sertçe amına sokup çıkartıyordum. Emel o kadar güzel inliyordu ki,
benim sikim de dimdik olmuştu. Biraz daha onu emdikten sonra tam kıvama
geldiğinde, sağ elimin iki parmağını içine soktum ve dilimle
klitorisini yalarken, elimle de amına girip çıkmaya başladım. Amı iyice
genişlemişti ve bana,
“Hadi! Daha hızlı, daha hızlı!” diye
bağırıyordu. Ama ben halen aynı yavaş tempoda, bildiğim gibi onu tatmin
ediyordum. Biraz sonra üçüncü parmağı ve sonra dört parmağımı içine
soktum. Dört parmağım içinde gidip gelirken artık delirecek gibi
olmuştu. Nefes nefese hırlarken, artık inlemiyor hırlıyordu,
“Bana
bir şeyler oluyor, ayaklarım uyuşmaya başladı, bayılacağım, bu nefis
bir şey, ölüyorum, mükemmel…” gibi laflar söylüyor, ama bunları
bağırarak söylüyordu, bağırdığının farkında değildi.
O anda anladım ki, bu güne kadar hiç böyle bir orgazm yaşamamış ve bunun ne olduğunu bilmiyordu. O
hızla ben beş parmağımı da amına sokmuş ve elimin tüm ayası onun içinde
girip çıkarken dilimle de klitorisini yalıyordum. Birden bacaklarının
kaskatı kesildiğini hissettim. Nefes alması durdu ve
“Tanrımmmm!”
diye bir çığlık attı. Orgazm oluyordu. Amının kasılmalarını tüm elimde
hissediyordum. Amının içi akıttığı sıvılardan dolayı o kadar kaygandı
ki, tüm elim içinde rahat rahat gidip geliyor ve ben elimi her
soktuğumda,
“Ohh… Yeterrrrr, hayır yine yap, yeterrrr, hayır devam et, ohhhhhhh, bu ne biçim bir şey, ben ölüyorum!” diye bağırıyordu.
Amının
en az on kere kasıldığını hissettim. Müthiş bir orgazm yaşamıştı ve bu o
güne kadar yaşamış olduğu tek tip cinsel tecrübeye göre çok müthiş bir
şeydi. Bunu benim yapmış olmamdan dolayı çok keyifliydim ve biraz sonra
benim içinde keyifli saatlerin yükselerek artacağını biliyordum. Yavaş
yavaş sakinleşti. Elimi yavaş yavaş amının içinden çıkardım ve yeniden
onu sıcak suyun içine oturttum. Nefes alışı düzelmeye başladı. Bu arada
küvetin içinde ayağa kalktım ve sikim onun başı hizasında duracak
şekilde ayakta durdum. Bakalım kendiliğinden ağzına almak isteyecek
miydi.
Tabi ki minnettar bir şekilde sikime uzandı. Ama ben sanki
onu görmemiş gibi küvetten çıktım, gidip bir kovaya ılık su doldurdum
ve bu sefer onun başını şampuanlayıp saçını yıkamaya başladım.
Ona
gösterilen ilgiden ölecek durumdaydı. Halinden çok memnundu, gözlerini
kapamış, onun saçlarını yıkamamı bekliyordu. Gözlerini açmamasını
söyledim. Ellerim onun saçlarındayken, köpükler içindeki sikimi ağzına
verdim. Zaten sertleşmiş olan sikim ağzının içinde biraz daha büyümeye
başlamıştı. Elleriyle sikimi tutmasına izin vermiyordum, sadece ağzının
içine sokup çıkarıyordum… Biraz daha sokup çıkardıktan sonra
sikimi ağzından çektim ve taşşaklarımı ağzına verdim. Taşşaklarımı ne
yapacağını anlamadı. Yavaş yavaş yalamasını, özellikle taşşaklarımla göt
deliğim arasındaki bölgeyle ilgilenmesini istedim.
Yaşadığı
büyük orgazmdan dolayı olan minneti sebebiyle şimdi elimde tam bir seks
kölesi vardı. Taşaklarımı ve taşaklarımdan sonraki bölgeyi o kadar güzel
yalıyordu ki, o şekilde bile boşalabilirdim.
Bu arada elinin
birini de sikime götürdüm, hem bana mastürbasyon yapıyor, hem de en
hoşlandığım yeri yalıyordu. O kadar güzeldi ki, iki dakika sonra onu
durdurdum, yoksa hemen boşalacaktım.
Bu arada küvetteki su
soğumuştu. İçindeki suya hemen sıcak su ilave edip, hemen yeniden
köpürttüm. İkinci seans başlıyordu ve bu seansın başrol oyuncusu bendim. Her
tarafımız sabun ve şampuan içindeydi, her yerimiz kayıyordu. Küvetin
içinde ona diz çöktürdüm, o güzel göğüslerinin arasına sikimi
yerleştirdim. Göğsünün arasındaki kayganlıkta sikim gidip gelirken, en
ileri noktada da ağzına alıyor ve bunu çok acemice yapıyordu.
Biraz
böyle devam ettim. Bu arada, o bir santimlik göğüs uçlarını sıkıyordum.
Büyük ve iri göğüsleri vardı, çok güzellerdi. Daha sonra onu köpek
duruşu haline getirdim. Kalçasının yarısı suyun içinde, yarısı suyun
dışında duruyor ve bana kalçasını sallıyordu.
İstekli bir kadından
daha güzel hiçbir şey yoktur. O kadar davetkar bir duruş ve bakış kimse
tarafından reddedilemeyeceğinden, yarısı suyun içindeki amına sikimi
yerleştirdim. Deminki el sokma operasyonundan dolayı zaten genişlemiş ve
kaygan olan içine çok kolay girdim ve girmemle birlikte Emelden çok hoş
bir
“Ohhhhhhh!” sesi geldi… O istekle kalçasını bir sağa,
bir sola sallıyor, sikimin amının içindeki tüm duvarlara değmesini
sağlıyordu. O kadar hoşuna gidiyordu ve bunu öyle belli ediyordu ki, onu
kıskanmadım desem yalan olur.
Ama aynı zevk benim için pek
söylenemezdi, çünkü çok geniş bir amcığa giriyordum ve daha dar bir yer
istiyordum. Zaten sekse başladığımız noktada götünün o küçük deliğinden
onu becermeyi nihai olarak kafaya koymuştum. Kocaman olmuş sikimi amının
içinden çıkardığımda bana kızdı,
“Sok onu içime!” diye bağırıyordu, “Durma, devam et, içimde istiyorum!” diye söyleniyordu.
Bir elimle Emelin amına masaj yaparken, dilimle de göt deliğini yalamaya başladım. Emel yeniden inlemeye başlamış ve
“İster
elini sok, ister sikini sok, fakat içimi boş bırakma!” diyordu. Benim
dimdik sikimi görmese herhalde yumuşak biri olduğumu düşünecekti, çünkü
onun anladığı anlamda onu çatır çatır sikmiyordum. Elimin yine
dört parmağı amının içindeyken, göt deliğini de yalamaya ve dilimi göt
deliğinden içeri yavaş yavaş sokmaya başlamıştım. Yine inlemeleri
çoğalmıştı. İnlemeleri arasında, ona böyle şeyler yaşattığım için bana
teşekkür ediyor, benim gerçek bir centilmen olduğumu, onu mahvettiğimle
ilgili, kah bağırarak, kah inleyerek, kah boğuk bir sesle, bir şeyler
söylüyordu. Artık zamanı gelmişti, ona hissettirmeden göt
deliğine girmem lazımdı. Her tarafımız köpük ve şampuan içinde
olduğundan, her yere girmek çok kolay gibi görünüyordu.
Sikim
artık tam anlamıyla kıpkırmızı olmuş, beynim birazdan gireceği daracık
deliği düşünerek sikimin içine alabildiğince kanı doldurarak, sikimi
olabilecek en büyük boyuta getirmişti.
O şekliyle tekrar arkadan
Emelin amına girdim, amının içinde gidip geliyordum. Emel ise bana daha
önce hiç duymadığım tarzda küfür ve erotik konuşmalar içeren şeyler
söylüyordu.
O an dikkat ettim ki, Emel onun amına ağzımı
dayadığımdan beri durmaksızın konuşuyordu ve asıl erotik ve tahrik edici
olan onun konuşmasıydı. Konuşması beni çok çok fazla tahrik ediyordu. Emelin
amından hızla çektiğim sikimi biraz genişletmiş olduğum göt deliğine
dayayıp aniden yüklendim. Sabunun kayganlığıyla sikim dibine kadar
Emelin o sıcacık göt deliğine girdi. Taşşaklarıma kadar onun götünün
içindeydim.
Tabii Emel can havliyle öne fırladı, ama ben önlemimi
almış ve kalçalarına yapışmıştım. Çığlıklar atıyor ve bana
düşünebilecek en adi küfürleri ediyordu. Ben ise kasıklarım onun
kalçasına yapışmış durumda, hiç hareket etmeden, götüne sonuna kadar
girmiş olarak duruyordum.
Biraz sakinleşti, ama halen bağırıyordu. Sıkıca onu tutmuşken kulağına eğildim ve
“Şimdi
benim show zamanım, hadi bakalım, ilk başta canın yanacak, ama sonra
çok hoşuna gidecek, gireceği kadarı girdi zaten, hepsi bu kadar!” dedim.
Bana,
“Orospu çocuğu, canım çok yanıyor, çek şunu, çık
götümden!” diyordu. Ona bir dakika daha buna devam edeceğimi, eğer
istemezse çekeceğimi söyledim. Ses çıkarmadı. Biraz ellerimi
gevşetip sikimi yarıya kadar geri çektim. Çekmemle birlikte sikimin
kenarından Emelin götünden gelen kanları görünce aslına bakarsanız
korktum. O ise götünden sızan bu kanı görmüyordu, ama kan suya karışmaya
başlamıştı. Gerçi çok çok azdı, ama yine de bir problem olabilir diye
düşündüm.
Neyse, zaten iyice azmış durumdaydım ve bir daha
kökledim. Emel yine acaip bir küfür savurdu. Ona amıyla oynamasını
söyleyerek, elimle elini tutup amına koydum,
“Oyna!” diye
bağırdım. Ona hükmetmek istiyordum, onun da bundan hoşlanabileceğini
düşündüm. Emel, götünde benim koca yarağım, kendini tatmin etmeye
çalışıyordu. Ben de arkada yavaş yavaş ileri geri gidip geliyordum… Biraz
sonra Emelin sesleri yine hayvan inlemelerine dönüşmeye başladığında,
ben de iyice gaza gelmiş durumdaydım. Sikimi yarıya kadar çekiyor, sonra
kökleyebildiğim kadarıyla Emelin götüne giriyordum. Emel o inleme ve
bağırtıları arasında yine,
“Ölüyorummm!” demeye başladığında,
ikinci orgazmına geldiğini anladım. Olanca gücümle götüne pompalıyordum.
İnanılmaz bir zevkti. Emel delice amını okşuyor, ben de onun götünü var
gücümle sikiyordum.
Ben artık patlama noktasına yaklaşırken,
Emel ikinci orgazmını oldu. O kadar çok bağırdı ki anlatamam. Bu
bağırmaları duyunca artık ben de geri dönülmez noktaya gelmiştim. Tam
boşalacağım sıra Emele,
“Ağzına boşalacağım, çıkarır çıkarmaz bana dön!” dedim ve o anda çıkardım… Emel
otomatik bir şekilde bana döndü. Ben de ayağa kalkıp küvetin içinde diz
üstü duran Emelin ağzına ilk fışkırtmayı yaptım, ikinci ve büyük
fışkırma Emelin burnundan başladı, ordan gözüne kadar ulaştı. üçüncüsü
ise saçlarının ıslaklığında kayboldu, dördüncü fışkırmam yine ağzının
içindeydi ve sonrakilerin hepsi Emelin o dolgun dudakları arasında
eridi.
Ben boşalırken Emel benim elimi sikimden çekmiş ve kendisi
iki eliyle sikime yapışmıştı. Bir eli sikime mastürbasyon yaparken,
ikinci eli ise taşşaklarımı sıvazlıyordu.
O kadar muhteşem
patlamıştım ki, anlatamam. Emelin o iştahlı ifadesi, beni iliklerime
kadar patlattıktan sonra, sikim götünden çıktığı halde (çok kadın bundan
tiksinir) iliklerime kadar emmeye devam etmesi beni mest etmişti. Emel
hiç yaşamadığı orgazmı aynı saat içinde iki kere yaşamış olmaktan
dolayı şaşkın ve yorgun, bense muhteşem patlamanın ardından bitkindim.
Küvetin içindeki suyun boşalması için tapayı çektim ve içinde benim
spermlerimin, onun am sularının ve götünden gelen kanlarının olduğu su
yavaş yavaş delikten geçmeye ve suyun seviyesi azalmaya başladı.
Duşu
açtım, birbirimizi güzelce yıkadık ve sonra da bornozlarımızı giydik.
Emel saçına bir havlu sarmış ve geceliğini suya tutuyordu, kısa bir
yıkamadan sonra onu kaloriferin üzerine koydu. Daha sonra salona
geçtik.
Emel televizyonu açıp, o sabah programlarından birini
seyretmeye başladı. Benim evi birden benimsemişti doğrusu. Ben de
mutfağa gidip bir bardak meyve suyu içtim, bir bardak da ona getirdim. Bu
arada karşı dairenin kapısından sesler gelmeye başladı. Emelin kocası
dönmüş ve kapıyı yumrukluyordu. Kocası tabi Emelin kapıda kaldığını ve
bende olduğunu bilmiyordu.
Bir baktım Emel telaşla bizim kapının
gözetleme deliğinden kendi kapısını gözlüyor ve biraz da korkarak
kocasını seyrediyordu. Yavaşça Emelin arkasından yaklaştım ve bornozunu
yukarı sıyırdım, benim bornozumun önünün açılması içinde bağı
gevşettim.
Biraz önce benim tezgahtan geçerek biçimlenmiş
kalçalarının arasına sikimi sürtmeye başlayınca, Emel birden dönüp korku
dolu gözlerle bana baktı ve sessizce,
“Ne yapıyorsun?” dedi. Ben de,
“Demin
yaptığımız güzeldi, ama şimdi daha güzel olacak, sesini çıkarma,
çıkarırsan ikimiz de yanarız!” dedim ve onun yanıt vermesine olanak
tanımadan tekrar kafasını gözetleme deliğine çevirmesini ve kocasına
bakmasını söyledim… Sikimin ucunu güzelce tükürükleyip arkadan
Emelin amına yerleştirdim. İki hareketle sikim amına girmişti. Emel de
bu arada kalçasını hafif yukarı kaldırıp geriye itmiş ve benim amına
girmemi kolaylaştırmıştı.
Şimdi iki metre ilerde Emelin kocası
varken, Emelin elleri benim kapıya dayalı şekilde, onun amının içinde
gidip geliyordum. Ellerim onun kalçalarında, gittikçe daha hoyratça bir
zevkle onu sikerken, o da ufak ufak inliyor ve ses çıkarmamaya
çalışıyordu.
Tam o anda hiç beklemediğimiz bir şey oldu ve kocası
benim kapının zilini çaldı. Bir an durdum, Emelden ise çıt çıkmıyordu.
Yalnız vücudu kaskatı olmuş ve onun o geniş amı bile o kadar
sıkılaşmıştı ki neredeyse sikim içinde hapsolmuştu.
Sikimi
yavaşça amından çıkardım. Kocasının aklına benim işte olduğum
geldiğinden biraz sonra vazgeçti, ama hala kapının önünde duruyordu… Emel
şokta ve o şekilde dururken, bu gün bile hatırladıkça ürperdiğim o
hareketi yaptım. Emelin amından çıkardığım kayganlaşmış olan sikimi, o
anda ne yaptığını bilmeyen Emelin göt deliğine yerleştirdim ve hafifçe
yüklendim.
Sikimin başı götüne girdiğinde Emel bir tay gibi zıpladı. Buna inanamıyordu, kafasını bana biraz çevirip sessizce,
“Sen manyaksın, yapma, bizi öldürteceksin!” dedi. Evet ben manyaktım, o kadar tahrik olmuştum ki anlatamam,
“Sus!” dedim sadece.
Emel
baktı ki kurtuluş yok, iyice domaldı ve sikimi götüne alabilmek için
uygun pozisyona geçti. Elleri yine kapıya dayalıydı. Bu sefer götü susuz
sabunsuz sikildiği halde korkudan çıt çıkaramıyordu.
Bir daha
yüklendim, yaralı bir hayvan gibi yine zıpladı. Bir elini ağzına
götürdü, elini ısırıyordu. Ama ben devam etmeye kararlıydım. Sonuna
kadar bir daha yüklendim ve Emelden,
“Ahhhh!” diye bir ses çıktı. O ‘Ahhhh!’ sesiyle ben doruğa yaklaştım, bir dakika içinde boşalmaya yakın bir hale gelmiştim… Emele
tekrar “Sus!” dedim ve yine yüklendim. Götüne delice girip çıkıyordum.
Kasıklarımın Emelin kalçalarına çarpma sesini dışardan kocasının
duymamasına imkan yoktu. Zaten artık Emel de tam sessiz duramıyor, sesli
inliyor ve arada bir,
“Ahhh, offfff, ohhhh…” gibi sesler
çıkarıyordu. Tam boşalırken olabildiğince yüklendim, götünün en derinine
boşalmak istiyordum. Ona tüm gücümle yaslandığımda yine Emelden uzun
bir
“Ahhhhh!” sesi geldi. Bütün spermlerimi içine coşkuyla
boşalttım. Boşalmadan sonra durmam herhalde bir iki dakika daha
sürmüştür. O büyük zevk bitsin istemiyordum… Bacaklarım
titreyerek götünden çıktım. Sikime baktım kan ve döl içindeydi. Emel hem
kendi bornozunu hem de benimkini çıkardı ve beni sikimden tutup banyoya
götürdü. Ilık suyla bir güzel beni yıkadı ve sonrasında ağzına alarak
sikimin içinde kalan bir iki damla sperminde dışarı çıkmasını sağladı.
Bu arada taşşaklarımı da sıvazlıyor ve tamamen içimin boşalmasını
sağlıyordu… Kelimenin tam anlamıyla bitmiştim, ayaklarımın titremesinden dolayı üstüme bornozu alıp gidip salona oturdum.
Emel
de banyoda bir duş daha yaptı sanırım ve o da salona benim yanıma
geldi. Nerdeyse üçlü kanepenin üzerinde uyumak üzereydim ki kocası
aklıma geldi. Adamın sesimizi duymamış olmaması mümkün değildi. Ama
kapıdan da ses gelmiyordu.
Merakla, biraz da korkuyla kalktım ve kapıya gittim, kocası gitmişti.
Ama mutlaka bizleri duymuştu, insan kendi karısının inleme sesini mutlaka tanırdı!
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa