Kocamla hiç bir konuda anlaşamıyorduk, cahilin tekiydi.
Cahilliğinden de öte, on santim erkekliği vardı, kendisi de zaten ufak
tefek bir adamdı. Ne yanıma yakışıyordu, ne de yatağıma… Sonunda canıma
tak etti, oturup konuştuk, anlaşarak ayrılmaya karar verdik. Beni
ablamın evine bıraktı gitti.
O akşam ablamla oturduk, eniştemin
eve gelmesini bekledik. Gece yarısından sonra geldi. Eniştemle sarılıp
öpüştük, hal hatır sordu. Beni her zaman sevmiş ilgi göstermişti
eniştem, koruyup kollardı beni… Bana kocamı ve çocuklarımı sorunca,
ablam raporunu verdi,
“Kardeşim ayrılıyor kocasından!” dedi.
“Pek şaşırmadım aslında ama… Adet olmuş, onun için soruyorum, neden?”
“Anlaşamıyoruz enişte…” dedim kısaca…
“Tamam
canım. O hödük herifle seni evlendirdiklerinde böyle olacağı belliydi
zaten… Başımızın üstünde yerin var. Burası senin de evin sayılır.
İstediğin kadar kalabilirsin. Biraz kafanı toparla, sonra bakarsın ne
yapacağına karar verirsin…” dedi. Bir süre daha sohbet ettik, vakit geç
olmuştu, herkes odasına gitti yattı.
Günler geçiyordu. Dikkatimi
çekmişti, eniştem eve her gece içkili gelip, sessizce odalarına gidiyor
yatıyor, sabah erkenden kalkıp işine gidiyordu. Bir ay geçmişti aradan,
her gece aynı sahne tekrarlanıyordu. Meğer ablamın evliliği benimkinden
önce bitmiş. Sorumlusu da bence ablamdı. Bir gün dayanamadım sordum,
“Enişte,
eve neredeyse her gün içip içip geliyorsun. Al rakını getir evde iç…
Biz de seninle içeriz, sohbet ederiz!” dedim. Ablam hemen atıldı,
“Yok yaa! Ne güzel dışarıda içiyor zıkkımlanıyor işte, bir de evde masa mı kuracağım ona?” diye karşı çıktı. Eniştem de bana,
“Ablanın dediklerini duyuyorsun değil mi baldız?” dedi.
“Enişte sen ona bakma, getir ben kurarım sana rakı masasını!" Eniştem işe gitti, ben ablamla konuştum.
"Eniştenle biz de anlaşamıyoruz!” dedi. Nedenini sordum.
“Bizimki
içki olayı filan değil. Seks yapmaktan bir türlü bıkmıyor azgın herif…
Nah şu bileğim kalınlığında siki var. Her gün sikilmedik ne amım, ne
götüm, ne de ağzım kalıyor, artık bıktım!” dedi. Ablama kızdım,
“Erkek adam abla… Sikecek de, sevecek de… Sen vermezsen gider dışarıda orospunun birini siker!” dedim.
Dışarıdan
ablama belli etmedim ama, bileğim kadar siki var deyince içim cız
etmişti. Ne adaletsiz dünyada yaşıyorduk… Yukarılarda biri hak etmeyene
çok para veriyordu, istemeyene çocuk, seksle ilgisi olmayana azgın koca
veriyordu. İçimi çektim umutsuzca… Ablam,
“Aman kardeşim, sen
karışma işime… Azgın pezevenk… Gitsin kimi sikecekse siksin. Siktiği
karıya teşekkür bile ederim!” dedi konuyu kapadı…
Eniştem o akşam
işten erken geldi, bir büyük rakı almış getirmişti. Önce akşam yemeğini
yedik, sonra salona geçtik. Rakı masasını ben hazırladım ve aralarını
yapmak için ablama da bardak getirdim.
“Ben içmem. Dizi bitsin ben gidip yatacağım, enişte baldız için siz!” dedi.
Ben eniştemle içmeye başladım. Mecburen ablamın sevdiği diziyi izledik. Dizi bitti,
“Ben yatıyorum Gül… Masayı kurduğun gibi sen kaldırırsın!” dedi ve gitti yattı. Eniştem
“Görüyorsun işte, ablan hep böyle baldız… Neden dışarıda içtiğimi anladın mı?” dedi.
“Böyle de olmaz ki enişte, ben onu yola getiririm!"
"Boş ver baldız, yola gelmez o!” dedi. İçmeye devam ettik.
Ben bir ara kalktım lavaboya gittim. Oradan da odama gidip geceliğimi
giydim. Dönüşte konuşmak için ablamın odasına girdim, horul horul
uyuyordu. Kapıyı sessizce kapayıp, tekrar salona, eniştemin yanına
gittim. Eniştem beni tepeden tırnağa süzdükten sonra,
“Şöyle gel yanıma otur baldız!” dedi. Gittim yanına oturdum.
“Uyuyor değil mi bizimki?” diye ablamı sordu. Yatak odasına baktığımı görmüştü.
“Hem de horul horul uyuyor enişte.” dedim. Kadehime rakı doldurdu,
“İşte
böyle güzel baldızım… Ablanla benim hayatım bu… O horlaya horlaya
zıbarır, ben de yaşamaya çalışırım. İçimdeki ateşi söndürmek için kadeh
kadeh rakı boşaltırım içime… Haydi, yaşayanların şerefine içelim.”
“Şerefimize
enişte…” dedim ben de kadehleri diktik. Rakı boğazımdan yuvarlanırken
yüzümü buruşturdum, bir çatal meze yetiştirdi eniştem, dudaklarıma
dayadı. Göz göze bakışarak dudaklarımı araladım, dilimi uzatıp mezeyi
aldım. Sabit bakışlarını kıpırdayıp duran dudaklarıma dikmişti eniştem…
Sohbet
muhabbet, müzik setinden yayılan çok hafif bir fasıl müziği eşliğinde
devam etti. Eniştemin gözleri bacaklarımda ve göğüslerimdeydi sürekli…
Gecelik biraz dekolte kaçmıştı anlaşılan… Adamın dikkati hep benim
üzerimdeydi.
Baktım, geceliğin eteği sıyrılmış, baldırlarıma
kadar çıkmış oturduğum yerde… Göğüsler zaten irice, geceliğin incecik
kumaşını geriyor, uçları kabarmış, belli oluyor. Bakılmayacak gibi değil
ki… Biraz erkekliği olan bakar elbette…
Eniştem orama burama
bakıyor diye kendimi kasmadım hiç, düzeltmeye çalışmadım… Varsın
adamcağız iki bacak görsün, iki meme seyretsin. Nemrut ablamın
suratından sonra bayram etsin gözleri sevgili eniştemin…
Bir ara
hararetli konuşma arasında elini bacağıma koydu, fakat hemen geri çekti.
Eniştemin bacağıma o birkaç saniyelik dokunuşu bile içimi ürpertmeye
yetmişti.
Bir tuhaf oldum. Aylardır sevişmemiştim. O bacakları ne
okşayan vardı, ne öpen… Minicik bir temas bile kasıklarımı yangın
yerine çevirmeye yetmişti. Acaba niyetini yanlış mı algıladım diye
eniştemin yüzüne baktığımda, beni sikecekmiş gibi bakıyordu eniştem…
Benden az bir cesaret alsa, kesin bir şeyler olacaktı… Ablamla konuştuklarımız geldi aklıma, ’Kimi sikerse siksin, teşekkür bile ederim o karıya! ’
demişti. Neden benimle olmasın ki? Enişteme bu kez ben sokulup, ben de
elimi onun bacağına koydum. Ama onun gibi hemen geriye çekmedim elimi…
Yavaş yavaş gezindim o kaslı bacakta, kasıklarına yakın yerleri
okşuyordum.
Eniştem gözlerimin içine baktı. Niyetimin ne olduğunu
anladı hemen… Her zaman bana severek bakan gözleri değişmişti adamın…
Bir başka bakıyordu. Bacağını okşayan elim sertliğine değdi o arada…
Canavarı büyümüş, önü çadırı kurmuştu bile…
Eniştem ateş gibi
yanan eliyle elimi tutup çekiştirdi, tam yarağının üzerine bıraktı.
Parmaklarıma yaptığı baskıyla elime yarağını kavrattırıp sıktırdı. Off…
Taş gibiydi avucumdaki sertlik… Yarağının sıcaklığını, nabız gibi
atışını, sabırsızca kıpırdanmalarını hissedebiliyordum.
Gözlerimizi
birbirimize dikmiş, hiç konuşmuyorduk. Dayanamadım, fermuarını açtım ve
sertleşmiş erkekliğini zorla külodundan çıkardım. Gözlerim kocaman
açıldı canlıyı görünce…
“Ohhh… Enişte…” dedim aç bakışlarımı
elimdeki şeye diktim. “Bu… Ablamın dediği kadar varmış senin şeyin…”
Hoşnutlukla mırıldandı eniştem,
“Vay amına koyduğumun orospusu…”
diyerek galiz bir küfür salladı ablama… “Frijit ablan sana benim
sikimden mi bahsetti yoksa kız?”
“Şikayet etti enişte… Çok büyük, canımı yakıyor dedi.” Bu arada hayranlıkla sikini okşamaya başlamıştım eniştemin…
“Ohhh… Okşa bebeğim… Yarrağımı okşa… Sen ne dedin peki? Canın mı çekti yoksa, kadersiz baldızım benim…”
“Hem
de nasıl eniştem… Hem de nasıl çekti, bir bilsen… Gözümde canlandırmaya
çalıştım, beceremedim. Senin bacanağın on santiminden başka görmüşlüğüm
yok ki…”
“Al canım, elinde işte… Ablanın şikayet ettiği yarak bu… İstediğini yap ona… Okşa, sev, öp, yala…”
Zaten
aynısını yapıyordum ben de, okşamaya devam ettim. Elimdeki kocaman şey
kocamınkinden çok çok büyüktü. Eniştem kemerini çözüp pantolonunu biraz
aşağı sıyırdığında o kocaman yarak tam serbest kaldı.
Hemen
eğilip ağzıma aldım ve emmeye başladım. Emdikçe sanki yarağı ağzımda
daha da büyüyor, ağzıma sığmıyordu. Başı mosmor olmuştu ve gövdesini
boydan boya saran kan damarları şişmiş, ortaya çıkmıştı.
Ben
hayranlıkla yalarken eniştem de saçlarımı okşuyor, başımı yarağına
bastırıyordu. Birden, hiç beklemediğim bir anda saçlarımı tutan eniştem
başımı tutup sikini köküne kadar ağzıma gömdü, boşalmaya başladı.
Burnumdan
nefes almaya çalışarak kasılmalarının bitmesini bekledim. İnleye inleye
ağzıma boşaldı. Bir an bile tereddüt etmeden hepsini mideme gönderdim.
Döllerini yuttuğuma eniştem çok memnun olmuştu.
“Nasıl, biraz
rahatladın mı enişte?” dedim. Başımı kaldırmış, nefes almaya çalışıyor,
dudaklarımdan akan dölleri dilimle toplayıp yalıyordum.
“Sağ ol
baldızım, ağzına sağlık, harikaydın. Ama sen rahatlamadın daha… Gel, ben
de seni rahatlatayım!” dedi. Doğrusu ablama yakalanmaktan korkuyordum,
“Beni boşver enişte…” dedim.
“Ama
olmaz ki baldız, sen de kaç aydır erkek yüzü görmedin kızım… Senin de
rahatlamaya ihtiyacın var!” diyerek geceliğimin yakasını ikiye ayırdı,
göğüslerimi açtı, memelerimi emmeye başladı.
Elini külotumun
içine soktu, amımı okşadı. Sonra külotumu indirip çıkardı. Beni koltuğa
sırtüstü yatırıp, bacaklarımı yukarı kaldırarak yanlara açtı. Gözleri
parlayarak kasıklarıma bakıyordu.
Şehvetle kıvranarak bekledim
erkeği… Yapacağı her şeye hazırdım. Elini uzatıp parmaklarını
dokundurdu, dış dudaklarını avuçlayıp sıktı. İnanılmaz bir zevkle
sarsıldım birden… Elektrik çarpmış gibi titredim,
“Ohhh… Eniştemm…”
Sonra da kasıklarıma eğildi eniştem ve amımı yalamaya başladı.
“Mmmm… Çok tatlı bu baldız… Harika… Nefis…” diye diye, sularımı içerek, çekiştirerek yalıyordu.
Deli
gibi yalıyordu amımı… Kocaman, ıslak, sıcak diliyle sikiyordu beni…
Beynimde şimşekler çakıyordu sanki… Çok sürmedi ama… Öyle hasrettim ki
bu zevklere…
Aradan çok geçmeden de kasılıp titremeye başladım.
Bacak kaslarım spazm geçirircesine seğiriyordu. Adamın başını
bacaklarımın arasına kıstırmış, inleye inleye orgazm oldum. Zevkten
bağırmamak, içeride horlayan ablamı uyandırmamak için dudaklarımı
ısırdım resmen…
Eniştem ayağa kalktığında yarağı da yeniden
sertleşmiş, kazık gibi duruyordu. Ağzı dudakları benim sularımdan
ıslanmış, pırıl pırıl parlıyordu. Elinin tersiyle sildi o ıslaklığı…
Birden
beni tuttuğu gibi ters çevirdi ve koltuğa domalttı. Arkama geçti ve
arkadan yarağını amıma dayadı. Heyecandan titreyerek bekledim,
“Enişte, lütfen… Canımı yakma olur mu?” diye umutsuzca yalvardım. “Seninki canavar gibi eniştem… Kurbanın olayım, yavaş gir…”
Sanki
ben öyle söylememişim gibi… Gözü dönmüş eniştem bir seferde köküne
kadar soktu. Az önce orgazm olduğumdan zaten sular seller götürüyordu
amcığımı… Onca kalınlığına rağmen yara yara, zorlayarak da olsa dibime
kadar soktu ve beklemeden sikmeye başladı.
“Ahhh… Eniştemm… Yardın beni… Ohhh… Yavaş… Yavaş eniştem… Aygır eniştem… Yavaş nolur…”
Koltuğun
koluna yapışmış, gözlerimden yaş akarak vajinamı kanırta kanırta girip
çıkan erkekliğine dayanmaya çalışıyordum. Her sokup çıkardığında sular
fışkırıyordu amımdan… Bu da sikinin tüm kalınlığına rağmen
hareketlerinde kolaylık sağlıyordu.
Eniştem belime pençelerini
geçirmiş, sımsıkı kavramış, kasıklarını benim terden parlayan
kalçalarımda şaklata şaklata sikiyordu beni… Sonunda ikinci posta amıma
boşaldı.
Bense artık saymayı bırakmıştım. Seri orgazmlar
yaşıyordum arka arkaya… Eniştem arkamda gidip gelirken, ben elimi
klitorisime atıyor, parmaklarımın arasında ezerken zevkime zevk
katıyordum. Altında kendimden geçiyordum.
Evire çevire sikti beni…
Yatırdı sikti, kaldırdı sikti, kucağına aldı sikti, masaya dayadı
sikti… İliklerime kadar boşaldı, beni de boşalttı. Aylar süren
erkekliksiz, doyumsuzluk, hasretlik sona ermişti.
Yaklaşık bir ay
boyunca, ablam yatmaya gittiğinde gizlice seviştik eniştemle… O yatak
odasında horul horul uyurken biz eniştemle cennette yaşıyorduk. İkimiz
de memnunduk bundan, fakat eniştemin derdi anal seks yapmaktı. Sürekli,
“Hastayım o götüne baldız, sikmezssem ölürüm!” diyordu. Ama ben karşı geliyordum,
“Enişte
sana vermeyip kime vereceğim? Seve seve veririm. Ama senin sikin çok
büyük ve kalın… Elimde olmadan bağırırım falan, apartmanı ayağa
kaldırırız!” deyip götten siktirmiyordum. Eniştem sonunda,
“Bu böyle olmayacak baldız, yer ayarlayacağım ve bağırta bağırta sikeceğim seni götünden!” dedi.
“O zaman olur bak…” dedim. “Ama ablam nereye gittiğimi sorunca ne diyeceğim?” Eniştem ona da çare buldu,
“Avukata gideceğim dersin, evden beraber çıkar gideriz…” dedi. Ertesi gün ablama aynen öyle dedim.
“Boşanma
işlemleri için avukat bulmam lazım abla… Gidip birilerine sorup
soruşturmam, iyi bir avukatla anlaşmam gerekiyor…” Eniştem de,
“Benim tanıdık avukat var, ben götüreyim seni…” dedi.
Evden birlikte çıktık eniştemle. Arabasına bindik ve yola koyulduk. Arabada
“Baldız bugün seni öyle bir sikeceğim ki, hayatında öyle sikiş görmemişsindir!” dedi.
Yarım
saat sonra tenha bir mahallede, diğer evlerden uzakta duran bir evin
önünde durdu. Arkadaşının eviymiş. İndik, içeri girdik. Daha kapıyı
kapatır kapatmaz hemen birbirimize sarılıp öpüşmeye başladık.
Sonra
da öpüşe koklaşa yatak odasına geçip soyunduk. Göğüslerimi sırayla
dakikalarca emdi, ısırdı, yaladı. Zevkten delirtmişti beni, amımı siksin
diye eniştemi üstüme çekmeye çalışıyordum.
“Dur daha değil
baldız…” diyerek kalktı ve ceketinin cebinden bir şey alıp geldi. Küçük
bir kavanoz bal getirmişti. Balı amıma dökerek amımı yalıyordu. Ben
artık kendimi bırakmıştım, zevkten sesli sesli inliyordum. Amımı
yalayarak beni bir kez orgazma ulaştırdı. Sonra beni ters çevirip
yatakta dörtayak domalttı ve bu sefer götümün deliğine bal döküp
yalamaya başladı. Amımı ilk defa eniştem yalamıştı, şimdi yine ilk defa
götüm yalanıyordu.
Eniştem bal döktüğü götüme dilini sokup
çıkardıkça ben zevkten çıldırıyordum, tarifi imkansız bir zevkti bu.
Enişteme küfür ederek yalvarmaya başlamıştım,
“Orospu çocuğu sik götümü artık, yalvartma, haydi sok!” diye bağırıyordum.
Eniştem
kahkahalar atarak gülüyordu ben yalvarıp bağırdıkça… Sikini bal
kavanozuna daldırıp ağzıma verdi ardından… Çaresiz isteğini yerine
getirdim. Ballı siki ağzımın içinde yalayarak emerek ballarını yalayıp
yuttum.
Ballar bitince tekrar arkama geçti ve o kocaman yarağını
yavaş yavaş götüme sokmaya başladı. Ben duyduğum zevk ve acıyla karışık
nasıl bağırıyordum ama. Yarağını taşaklarına kadar götüme köklediğinde
nefesim kesilmişti, gırtlaklanan bir hayvan gibi böğürüyordum resmen… Eniştem
taşaklarını amıma çarptıra çaptıra ve beni bağırta bağırta sikiyordu
götümü. Bana hiç bitmeyecek gibi gelen yarım saat kadar pompalayarak
sikti götümü ve sonunda o da böğürerek götüme boşaldı.
Eniştem o gün akşama kadar, dinlenip dinlenip, defalarca amımı, götümü ve ağzımı sikti.
Tam
altı ay boyunca avukat bahanesiyle evden çıkıp eniştemle sikiştik.
Ablam mızıldanmaya başlayınca gerçekten avukata gittik ve kocamdan
boşandım.
Şimdi eniştem bana ayrı bir ev kiraladı ve her gün, her fırsatta gelip, rahat rahat amdan götten sikiyor beni…
Geleceği
akşamlar çilingir sofrasını kuruyorum erkeğimin… O rakısını yudumlayıp
mezelerini yerken ben karşısında yarı çıplak, oryantal dans yapıyorum.
Köçek gibi kalçalarımı kıvırta kıvırta delirtiyorum eniştemi…
Ardından gece yarısı, ablama gitme saatine kadar sikiyor beni… Çok mutluyuz.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa