25 Ocak 2020 Cumartesi

Kocamla hiç bir konuda anlaşamıyorduk,  cahilin tekiydi. Cahilliğinden de öte, on santim erkekliği vardı, kendisi de zaten ufak tefek bir adamdı. Ne yanıma yakışıyordu, ne de yatağıma… Sonunda canıma tak etti, oturup konuştuk, anlaşarak ayrılmaya karar verdik. Beni ablamın evine bıraktı gitti.
O akşam ablamla oturduk, eniştemin eve gelmesini bekledik. Gece yarısından sonra geldi. Eniştemle sarılıp öpüştük, hal hatır sordu. Beni her zaman sevmiş ilgi göstermişti eniştem, koruyup kollardı beni… Bana kocamı ve çocuklarımı sorunca, ablam raporunu verdi,
“Kardeşim ayrılıyor kocasından!” dedi.
“Pek şaşırmadım aslında ama… Adet olmuş, onun için soruyorum, neden?”
“Anlaşamıyoruz enişte…” dedim kısaca…
“Tamam canım. O hödük herifle seni evlendirdiklerinde böyle olacağı belliydi zaten… Başımızın üstünde yerin var. Burası senin de evin sayılır. İstediğin kadar kalabilirsin. Biraz kafanı toparla, sonra bakarsın ne yapacağına karar verirsin…” dedi. Bir süre daha sohbet ettik, vakit geç olmuştu, herkes odasına gitti yattı.

Günler geçiyordu. Dikkatimi çekmişti, eniştem eve her gece içkili gelip, sessizce odalarına gidiyor yatıyor, sabah erkenden kalkıp işine gidiyordu. Bir ay geçmişti aradan, her gece aynı sahne tekrarlanıyordu. Meğer ablamın evliliği benimkinden önce bitmiş. Sorumlusu da bence ablamdı. Bir gün dayanamadım sordum,
“Enişte, eve neredeyse her gün içip içip geliyorsun. Al rakını getir evde iç… Biz de seninle içeriz, sohbet ederiz!” dedim. Ablam hemen atıldı,
“Yok yaa! Ne güzel dışarıda içiyor zıkkımlanıyor işte, bir de evde masa mı kuracağım ona?” diye karşı çıktı. Eniştem de bana,
“Ablanın dediklerini duyuyorsun değil mi baldız?” dedi.
“Enişte sen ona bakma, getir ben kurarım sana rakı masasını!"   Eniştem işe gitti, ben ablamla konuştum.

"Eniştenle biz de anlaşamıyoruz!” dedi. Nedenini sordum.
“Bizimki içki olayı filan değil. Seks yapmaktan bir türlü bıkmıyor azgın herif… Nah şu bileğim kalınlığında siki var. Her gün sikilmedik ne amım, ne götüm, ne de ağzım kalıyor, artık bıktım!” dedi. Ablama kızdım,
“Erkek adam abla… Sikecek de, sevecek de… Sen vermezsen gider dışarıda orospunun birini siker!” dedim.
Dışarıdan ablama belli etmedim ama, bileğim kadar siki var deyince içim cız etmişti. Ne adaletsiz dünyada yaşıyorduk… Yukarılarda biri hak etmeyene çok para veriyordu, istemeyene çocuk, seksle ilgisi olmayana azgın koca veriyordu. İçimi çektim umutsuzca… Ablam,
“Aman kardeşim, sen karışma işime… Azgın pezevenk… Gitsin kimi sikecekse siksin. Siktiği karıya teşekkür bile ederim!” dedi konuyu kapadı…
Eniştem o akşam işten erken geldi, bir büyük rakı almış getirmişti. Önce akşam yemeğini yedik, sonra salona geçtik. Rakı masasını ben hazırladım ve aralarını yapmak için ablama da bardak getirdim.
“Ben içmem. Dizi bitsin ben gidip yatacağım, enişte baldız için siz!” dedi.
Ben eniştemle içmeye başladım. Mecburen ablamın sevdiği diziyi izledik. Dizi bitti,
“Ben yatıyorum Gül… Masayı kurduğun gibi sen kaldırırsın!” dedi ve gitti yattı. Eniştem
“Görüyorsun işte, ablan hep böyle baldız… Neden dışarıda içtiğimi anladın mı?” dedi.
“Böyle de olmaz ki enişte, ben onu yola getiririm!"
"Boş ver baldız, yola gelmez o!” dedi. İçmeye devam ettik.
Ben bir ara kalktım lavaboya gittim. Oradan da odama gidip geceliğimi giydim. Dönüşte konuşmak için ablamın odasına girdim, horul horul uyuyordu. Kapıyı sessizce kapayıp, tekrar salona, eniştemin yanına gittim. Eniştem beni tepeden tırnağa süzdükten sonra,
“Şöyle gel yanıma otur baldız!” dedi. Gittim yanına oturdum.
“Uyuyor değil mi bizimki?” diye ablamı sordu. Yatak odasına baktığımı görmüştü.
“Hem de horul horul uyuyor enişte.” dedim. Kadehime rakı doldurdu,
“İşte böyle güzel baldızım… Ablanla benim hayatım bu… O horlaya horlaya zıbarır, ben de yaşamaya çalışırım. İçimdeki ateşi söndürmek için kadeh kadeh rakı boşaltırım içime… Haydi, yaşayanların şerefine içelim.”
“Şerefimize enişte…” dedim ben de kadehleri diktik. Rakı boğazımdan yuvarlanırken yüzümü buruşturdum, bir çatal meze yetiştirdi eniştem, dudaklarıma dayadı. Göz göze bakışarak dudaklarımı araladım, dilimi uzatıp mezeyi aldım. Sabit bakışlarını kıpırdayıp duran dudaklarıma dikmişti eniştem…
Sohbet muhabbet, müzik setinden yayılan çok hafif bir fasıl müziği eşliğinde devam etti. Eniştemin gözleri bacaklarımda ve göğüslerimdeydi sürekli… Gecelik biraz dekolte kaçmıştı anlaşılan… Adamın dikkati hep benim üzerimdeydi.
Baktım, geceliğin eteği sıyrılmış, baldırlarıma kadar çıkmış oturduğum yerde… Göğüsler zaten irice, geceliğin incecik kumaşını geriyor, uçları kabarmış, belli oluyor. Bakılmayacak gibi değil ki… Biraz erkekliği olan bakar elbette…
Eniştem orama burama bakıyor diye kendimi kasmadım hiç, düzeltmeye çalışmadım… Varsın adamcağız iki bacak görsün, iki meme seyretsin. Nemrut ablamın suratından sonra bayram etsin gözleri sevgili eniştemin…
Bir ara hararetli konuşma arasında elini bacağıma koydu, fakat hemen geri çekti. Eniştemin bacağıma o birkaç saniyelik dokunuşu bile içimi ürpertmeye yetmişti.
Bir tuhaf oldum. Aylardır sevişmemiştim. O bacakları ne okşayan vardı, ne öpen… Minicik bir temas bile kasıklarımı yangın yerine çevirmeye yetmişti. Acaba niyetini yanlış mı algıladım diye eniştemin yüzüne baktığımda, beni sikecekmiş gibi bakıyordu eniştem… Benden az bir cesaret alsa, kesin bir şeyler olacaktı…

Ablamla konuştuklarımız geldi aklıma, ’Kimi sikerse siksin, teşekkür bile ederim o karıya!’ demişti. Neden benimle olmasın ki? Enişteme bu kez ben sokulup, ben de elimi onun bacağına koydum. Ama onun gibi hemen geriye çekmedim elimi… Yavaş yavaş gezindim o kaslı bacakta, kasıklarına yakın yerleri okşuyordum.
Eniştem gözlerimin içine baktı. Niyetimin ne olduğunu anladı hemen… Her zaman bana severek bakan gözleri değişmişti adamın… Bir başka bakıyordu. Bacağını okşayan elim sertliğine değdi o arada… Canavarı büyümüş, önü çadırı kurmuştu bile…
Eniştem ateş gibi yanan eliyle elimi tutup çekiştirdi, tam yarağının üzerine bıraktı. Parmaklarıma yaptığı baskıyla elime yarağını kavrattırıp sıktırdı. Off… Taş gibiydi avucumdaki sertlik… Yarağının sıcaklığını, nabız gibi atışını, sabırsızca kıpırdanmalarını hissedebiliyordum.
Gözlerimizi birbirimize dikmiş, hiç konuşmuyorduk. Dayanamadım, fermuarını açtım ve sertleşmiş erkekliğini zorla külodundan çıkardım. Gözlerim kocaman açıldı canlıyı görünce…
“Ohhh… Enişte…” dedim aç bakışlarımı elimdeki şeye diktim. “Bu… Ablamın dediği kadar varmış senin şeyin…” Hoşnutlukla mırıldandı eniştem,
“Vay amına koyduğumun orospusu…” diyerek galiz bir küfür salladı ablama…  “Frijit ablan sana benim sikimden mi bahsetti yoksa kız?”
“Şikayet etti enişte… Çok büyük, canımı yakıyor dedi.” Bu arada hayranlıkla sikini okşamaya başlamıştım eniştemin…
“Ohhh… Okşa bebeğim… Yarrağımı okşa… Sen ne dedin peki? Canın mı çekti yoksa, kadersiz baldızım benim…”
“Hem de nasıl eniştem… Hem de nasıl çekti, bir bilsen… Gözümde canlandırmaya çalıştım, beceremedim. Senin bacanağın on santiminden başka görmüşlüğüm yok ki…”
“Al canım, elinde işte… Ablanın şikayet ettiği yarak bu… İstediğini yap ona… Okşa, sev, öp, yala…”
 Zaten aynısını yapıyordum ben de, okşamaya devam ettim. Elimdeki kocaman şey kocamınkinden çok çok büyüktü. Eniştem kemerini çözüp pantolonunu biraz aşağı sıyırdığında o kocaman yarak tam serbest kaldı.
Hemen eğilip ağzıma aldım ve emmeye başladım. Emdikçe sanki yarağı ağzımda daha da büyüyor, ağzıma sığmıyordu. Başı mosmor olmuştu ve gövdesini boydan boya saran kan damarları şişmiş, ortaya çıkmıştı.
Ben hayranlıkla yalarken eniştem de saçlarımı okşuyor, başımı yarağına bastırıyordu. Birden, hiç beklemediğim bir anda saçlarımı tutan eniştem başımı tutup sikini köküne kadar ağzıma gömdü, boşalmaya başladı.
Burnumdan nefes almaya çalışarak kasılmalarının bitmesini bekledim. İnleye inleye ağzıma boşaldı. Bir an bile tereddüt etmeden hepsini mideme gönderdim. Döllerini yuttuğuma eniştem çok memnun olmuştu.
“Nasıl, biraz rahatladın mı enişte?” dedim. Başımı kaldırmış, nefes almaya çalışıyor, dudaklarımdan akan dölleri dilimle toplayıp yalıyordum.
“Sağ ol baldızım, ağzına sağlık, harikaydın. Ama sen rahatlamadın daha… Gel, ben de seni rahatlatayım!” dedi. Doğrusu ablama yakalanmaktan korkuyordum,
“Beni boşver enişte…” dedim.
“Ama olmaz ki baldız, sen de kaç aydır erkek yüzü görmedin kızım… Senin  de rahatlamaya ihtiyacın var!” diyerek geceliğimin yakasını ikiye ayırdı, göğüslerimi açtı, memelerimi emmeye başladı.
Elini külotumun içine soktu, amımı okşadı. Sonra külotumu indirip çıkardı. Beni koltuğa sırtüstü yatırıp, bacaklarımı yukarı kaldırarak yanlara açtı. Gözleri parlayarak kasıklarıma bakıyordu.
Şehvetle kıvranarak bekledim erkeği… Yapacağı her şeye hazırdım.  Elini uzatıp parmaklarını dokundurdu, dış dudaklarını avuçlayıp sıktı. İnanılmaz bir zevkle sarsıldım birden… Elektrik çarpmış gibi titredim,
“Ohhh… Eniştemm…”
Sonra da kasıklarıma eğildi eniştem ve amımı yalamaya başladı.
“Mmmm… Çok tatlı bu baldız… Harika… Nefis…” diye diye, sularımı içerek, çekiştirerek yalıyordu.
Deli gibi yalıyordu amımı… Kocaman, ıslak, sıcak diliyle sikiyordu beni… Beynimde şimşekler çakıyordu sanki… Çok sürmedi ama… Öyle hasrettim ki bu zevklere…
Aradan çok geçmeden de kasılıp titremeye başladım. Bacak kaslarım spazm geçirircesine seğiriyordu. Adamın başını bacaklarımın arasına kıstırmış, inleye inleye orgazm oldum. Zevkten bağırmamak, içeride horlayan ablamı uyandırmamak için dudaklarımı ısırdım resmen…
Eniştem ayağa kalktığında yarağı da yeniden sertleşmiş, kazık gibi duruyordu. Ağzı dudakları benim sularımdan ıslanmış, pırıl pırıl parlıyordu. Elinin tersiyle sildi o ıslaklığı…
Birden beni tuttuğu gibi ters çevirdi ve koltuğa domalttı. Arkama geçti ve arkadan yarağını amıma dayadı. Heyecandan titreyerek bekledim,
“Enişte, lütfen… Canımı yakma olur mu?” diye umutsuzca yalvardım. “Seninki canavar gibi eniştem… Kurbanın olayım, yavaş gir…”
Sanki ben öyle söylememişim gibi… Gözü dönmüş eniştem bir seferde köküne kadar soktu. Az önce orgazm olduğumdan zaten sular seller götürüyordu amcığımı… Onca kalınlığına rağmen yara yara, zorlayarak da olsa dibime kadar soktu  ve beklemeden sikmeye başladı.
“Ahhh… Eniştemm… Yardın beni… Ohhh… Yavaş… Yavaş eniştem… Aygır eniştem… Yavaş nolur…”
Koltuğun koluna yapışmış, gözlerimden yaş akarak vajinamı kanırta kanırta girip çıkan erkekliğine dayanmaya çalışıyordum. Her sokup çıkardığında sular fışkırıyordu amımdan… Bu da sikinin tüm kalınlığına rağmen hareketlerinde kolaylık sağlıyordu.
Eniştem belime pençelerini geçirmiş, sımsıkı kavramış, kasıklarını benim terden parlayan kalçalarımda şaklata şaklata sikiyordu beni… Sonunda ikinci posta amıma boşaldı.
Bense artık saymayı bırakmıştım. Seri orgazmlar yaşıyordum arka arkaya… Eniştem arkamda gidip gelirken, ben elimi klitorisime atıyor, parmaklarımın arasında ezerken zevkime zevk katıyordum. Altında kendimden geçiyordum.
Evire çevire sikti beni… Yatırdı sikti, kaldırdı sikti, kucağına aldı sikti, masaya dayadı sikti… İliklerime kadar boşaldı, beni de boşalttı. Aylar süren erkekliksiz, doyumsuzluk, hasretlik sona ermişti.
Yaklaşık bir ay boyunca, ablam yatmaya gittiğinde gizlice seviştik eniştemle… O yatak odasında horul horul uyurken biz eniştemle cennette yaşıyorduk. İkimiz de memnunduk bundan, fakat eniştemin derdi anal seks yapmaktı. Sürekli,
“Hastayım o götüne baldız, sikmezssem ölürüm!” diyordu. Ama ben karşı geliyordum,
“Enişte sana vermeyip kime vereceğim? Seve seve veririm. Ama senin sikin çok büyük ve kalın… Elimde olmadan bağırırım falan, apartmanı ayağa kaldırırız!” deyip götten siktirmiyordum. Eniştem sonunda,
“Bu böyle olmayacak baldız, yer ayarlayacağım ve bağırta bağırta sikeceğim seni götünden!” dedi.
“O zaman olur bak…” dedim. “Ama ablam nereye gittiğimi sorunca ne diyeceğim?” Eniştem ona da çare buldu,
“Avukata gideceğim dersin, evden beraber çıkar gideriz…” dedi.

Ertesi gün ablama aynen öyle dedim.
“Boşanma işlemleri için avukat bulmam lazım abla… Gidip birilerine sorup soruşturmam, iyi bir avukatla anlaşmam gerekiyor…” Eniştem de,
“Benim tanıdık avukat var, ben götüreyim seni…” dedi.
Evden birlikte çıktık eniştemle. Arabasına bindik ve yola koyulduk. Arabada
“Baldız bugün seni öyle bir sikeceğim ki, hayatında öyle sikiş görmemişsindir!” dedi.
Yarım saat sonra tenha bir mahallede, diğer evlerden uzakta duran bir evin önünde durdu. Arkadaşının eviymiş. İndik, içeri girdik. Daha kapıyı kapatır kapatmaz hemen birbirimize sarılıp öpüşmeye başladık.
Sonra da öpüşe koklaşa yatak odasına geçip soyunduk. Göğüslerimi sırayla dakikalarca emdi, ısırdı, yaladı. Zevkten delirtmişti beni, amımı siksin diye eniştemi üstüme çekmeye çalışıyordum.
“Dur daha değil baldız…” diyerek kalktı ve ceketinin cebinden bir şey alıp geldi. Küçük bir kavanoz bal getirmişti. Balı amıma dökerek amımı yalıyordu. Ben artık kendimi bırakmıştım, zevkten sesli sesli inliyordum. Amımı yalayarak beni bir kez orgazma ulaştırdı.

Sonra beni ters çevirip yatakta dörtayak domalttı ve bu sefer götümün deliğine bal döküp yalamaya başladı. Amımı ilk defa eniştem yalamıştı, şimdi yine ilk defa götüm yalanıyordu.
Eniştem bal döktüğü götüme dilini sokup çıkardıkça ben zevkten çıldırıyordum, tarifi imkansız bir zevkti bu. Enişteme küfür ederek yalvarmaya başlamıştım,
“Orospu çocuğu sik götümü artık, yalvartma, haydi sok!” diye bağırıyordum.
Eniştem kahkahalar atarak gülüyordu ben yalvarıp bağırdıkça… Sikini bal kavanozuna daldırıp ağzıma verdi ardından… Çaresiz isteğini yerine getirdim. Ballı siki ağzımın içinde yalayarak emerek ballarını yalayıp yuttum.
Ballar bitince tekrar arkama geçti ve o kocaman yarağını yavaş yavaş götüme sokmaya başladı. Ben duyduğum zevk ve acıyla karışık nasıl bağırıyordum ama. Yarağını taşaklarına kadar götüme köklediğinde nefesim kesilmişti, gırtlaklanan bir hayvan gibi böğürüyordum resmen…

Eniştem taşaklarını amıma çarptıra çaptıra ve beni bağırta bağırta sikiyordu götümü. Bana hiç bitmeyecek gibi gelen yarım saat kadar pompalayarak sikti götümü ve sonunda  o da böğürerek  götüme boşaldı.
Eniştem o gün akşama kadar, dinlenip dinlenip, defalarca amımı, götümü ve ağzımı sikti.
Tam altı ay boyunca avukat bahanesiyle evden çıkıp eniştemle sikiştik. Ablam mızıldanmaya başlayınca gerçekten avukata gittik ve kocamdan boşandım.
Şimdi eniştem bana ayrı bir ev kiraladı ve her gün, her fırsatta gelip, rahat rahat amdan götten sikiyor beni…
Geleceği akşamlar çilingir sofrasını kuruyorum erkeğimin… O rakısını yudumlayıp mezelerini yerken ben karşısında yarı çıplak, oryantal dans yapıyorum. Köçek gibi kalçalarımı kıvırta kıvırta delirtiyorum eniştemi…
Ardından gece yarısı, ablama gitme saatine kadar sikiyor beni… Çok mutluyuz.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa