Altındaki Arap patlayıp,
belini amının en dibine fışkırtmaya başladığında cin çarpmışa dönüverdi.
Neredeyse aynı anda götündeki Arap siki de fışkırmaya, bellerini karnının
içine doldurmaya başladı. Beyninin içinde dinamit patlamış gibi oldu birden.
Uzun bir çığlık kaçırdı ağzından. Yığıldı kaldı.
Tekrar kendini topladığında, yatağın üstünde yalnızdı.
Araplardan biri ayağa kalkmış, bardağına yeniden viski dolduruyordu. Öteki
Arap da, anlaşıldığı kadarıyla banyoya gitmişti.
Kocası ise, hala kımıldamadan oturuyordu. Zavallıcık, artık iyice zor durumda olmalıydı.
Gece başladığından bu yana defalarca belini getirmişti ama, kocası yalnızca
aşırı tahrik olmakla kalmıştı.
Önce oturduğu yerde kalabalık bir Arap topluluğunu tahrik
edişine tanık olmuştu kocası. Sonra da, pistte kendini Araplara
mıncıklatmalarını, bedenine sürtünmelerini ve birçoğunun kollarında peşpeşe belini
getirişini izlemişti.
Arada kalkıp tuvalete gittiğinde başına gelenleri de, geri
döndüğünde en ince ayrıntısına kadar anlatmıştı kocasına. Hepsinden sonra da,
bu odaya gelmişler ve önce önlerinde çılgın bir şov yapmış, sonra da iki Arap
birden, kocasının gözleri önünde onu, amından, götünden sikmişlerdi.
Artık kocasıyla ilgilenmesi gerekliydi.
Yataktan kalkıp, kocasının oturduğu koltuğa doğru yürüdü.
Daha ayağa kalktığı ilk anda, kocasının sikinin pantolonunun önünü bir çadır
gibi kabartmış olduğunu fark etti. Sonra yeniden göz göze geldiler. Ve şimdi
onun önünde durduğunda da, hala göz gözeydiler.
Kocasını fazla bekletmemesi gerektiğini düşünüyordu. Yavaşça,
onun oturduğu koltuğun önünde diz çöktü. Elleri, aceleci hareketlerle
kalkıp taş gibi olmuş sikini ondan ayıran pantolonun fermuarına uzanıp,
indiriverdi.
Don giymemişti kocası. O her gece yiyip de bir türlü doyamadığı
sik, şimdi yine ellerinin altındaydı. Sol eliyle dibinden kavrayıp dışarı
çekti. Başı çatlayacak gibi şişmişti. Neredeyse zonkluyordu. İri ve bembeyaz bir
damla belirmişti, tam deliğinin üstünde.
O kadar iştah açıcıydı ki, kocasının siki…
Önce dilini uzatıp o beyaz damlayı yaladı. Sonra da ağzını
açıp, dudaklarını, kocasının sikinin neredeyse mosmor olmuş kafasına
yapıştırdı. Başını aşağı bastırdıkça, alev alev yanan, kadife kadar yumuşak,
ama taş kadar da sert sik, ağzının derinliklerinde kayboluyordu.
Kocasının belinin gelmek üzere olduğunu, ağzındaki sikin
kasılmalarından anladı. Sonunda, bütün gecenin hırsını almak üzereydi kocası.
Sonra birden fışkırtmaya başladı. Yakıcı bel dalgaları, ağzının tavanına ve
gırtlağına çarpıyordu.
Deli gibi emerek, bu tuzlu ve baş döndürücü erkeklik
sıvısını yutmaya koyuldu. Peşpeşe salvolarla, sanki hiç bitmeyecekmiş gibi
fışkırtıyordu kocası. Birdenbire onun da beli geliverdi.
Hala taş gibi sert ve dimdikti ağzındaki sik. Gözlerini
kaldırıp tekrar kocasıyla göz göze geldi. Tanrım, en az kendisi kadar
uçuk bu adamı ne kadar çok seviyordu.
Ellerini uzatıp, kocasının kemerini
çözmeye başladı. Artık, bir an önce sikişmek istiyordu onunla. Pantolonundan
sonra gömleğini de çıkararak, kocasına çırılçıplak bırakması yalnızca saniyeler
sürdü, bu yüzden.
Sonra ayaklarını, onun iki yanından koltuğa basıp, kucağına
oturdu. Az önce ağzını dolduran o kalkmış sik, şimdi amının dudakları altında
ezilmişti.
Elleri, kocasının omuzlarındaydı. Gözgözeydiler yine.
Kalçaları ileri geri hareket ediyor ve gerçek erkeğinin tenini ateş gibi yakan
siki, Arap belleriyle vıcık vıcık bir hale gelmiş olan apış arasında
dolaşıyordu.
- “Ne kadar güzel siktiler beni, biliyorsun değil
mi?” dedi, hafif bir sesle.
Türkçe konuştuğu için, Araplar'ın anlamasından korkusu yoktu.
Hoş, bütün olup bitenlerden sonra anlasalar da bir şey fark etmezdi ya.
Kocası, az önceki sorusunu başını hafiçe sallayarak
yanıtlamıştı. Gözleri yine alev alev yanıyordu. Onun heyecanlanmış
olduğunu görmek, çok hoşuna gidiyor, daha çok tahrik olmasına neden oluyordu.
Konuşmayı sürdürdü:
- “Ne kadar büyüktü sikleri, gördün mü aşkım? İkisi birden
soktuğunda, karnımın için sikle dolup taştı sanki.”
Kocasının elleri, kalçalarını avuçlamıştı şimdi. Sağ elinin
orta parmağı, kıçının yarığına girip, götünü bulduğunda içi titredi. Az
önceki Arap sikinden sonra, küçük götü hala tam toplayamamıştı kendini.
İçinden sızan beller nedeniyle de, alabildiğine kaygandı.
Fazla
dayanamayacaktı. Elini götürüp kocasının sikini kavradı ve kalçalarını
kaldırıp, onun yine zonklamaya başlayan başını amının dudakları arasına soktu.
Vıcık vıcıktı amı. Yavaşça oturdu, kocasının sikinin üstüne.
Bir anda kayboldu sik içinde. Kılları birbirine karıştı. Amından sızan
Arap belleri, kocasının taşaklarına damlıyordu artık.
- “Amını bollaştırmış Arap…” dedi kocası.
Sanki beynine gitmişti bu sözler. Derinden bir
“Ohhhh” çıktı ağzından ve kocasının siki üstünde oturup kalkmaya
başladı. Memeleri, kocasının ellerinde erimişti sanki. Gözleri kapalıydı.
Sonra sırtını okşayan elleri hissederek, daha da
heyecanlandı. Araplar'dan biri arkasındaydı. Koltuğa dizlerini dayayıp,
vücudunun belden yukarı kısmını kocasının vücuduna yapıştırdı.
Şimdi kalçaları,
tüm ihtişamı ve baştan çıkarıcılığıyla ortadaydı. Kocası da memelerini bırakmış
ve yeniden ellerini kalçalarına götürmüştü.
Sırtındaki Arap elleri de
aşağıya inmişti. Dört el birden dolaşıyordu kıçının yuvarlaklarında.
- “Ohhhh, götüme sokacak…” diye fısıldadı
kocasının kulağına.
Deli gibi öpüşmeye başladılar. Ağızları alabildiğine açıktı.
Dudakları birbirine vantuz gibi yapışmış, dilleri birbirine dolanmıştı.
Bu arada Arap da iyice sokulmuştu arkasına. Kocaman sikinin başını götüne dayadığında,
tepeden tırnağa titredi. Kocasının dilini hırsla emmeye başladı.
Götü açılmış,
içine girmeye çalışan Arap sikine hazır hale gelmişti. O kadar kaygandı ki, hiç
zorlanmadan ve tek bir harekette sokuverdi Arap. Kocasının elleri, kalçalarıyla
adamın karnı arasında sıkışıp kalmıştı. Titremeleri sarsılmaya dönüştü aynı
anda. Kocasının ağzının içine inledi.
Yine beli geliyordu.
Yeni eller dolaşmaya başlamıştı üzerinde. Ağzını kocasından
kurtarıp gözlerini açtı. Öteki Arap da yanlarına gelmişti şimdi. Koltuğun
arkasında ayakta duruyordu. Siki çelik bir yay gibi kıvrık ve dimdikti.
Zevkten buğulanmış gözlerini bu ağız sulandıran manzaradan alamıyordu.
Dudaklarını yaladı.
İyice sokuldu Arap koltuğun baş tarafına. Artık o kocaman
sik, yüzüne değiyordu. Ağzını açıp bekledi. Biraz daha sokuldu Arap ve sikinin
başını dudaklarının arasına sokuverdi.
Yatağın üstünde onu siktikten sonra
yıkanmamıştı. Birbirine karışmış bel ve am sularının tadı ağzını, kokusu
burnunu doldurdu bir anda.
Şimdi üçüncü bir sik girmişti vücuduna. Ağzı da, amı da, götü
de, sikle dolmuştu. Sonra üçü birden sikmeye başladılar onu.
Koltuğun arkasında ayakta duran Arap, iki eliyle omuzlarından
kavramış, sikini ağzına sokup çıkarıyordu. Tıpkı gecenin erken saatlerinde,
tuvaletlerin arkasındaki Arap gibi, bu da ağzından sikiyordu onu.
Arkadaşı da,
götünü sikiyordu acımasızca. O koca Arap sikinin götünden en ucuna kadar
çıktığını, sonra da yeniden dibine kadar girdiğini hissediyordu.
En altta kalan
kocası ise gerçi pek hareket edemiyordu ama, kalçalarını, götüne girip çikan
sikin hareketlerine uydurarak ileri geri oynatıp, o yardımcı oluyordu kocasına.
Çılgın bir şeydi bu. Zevkten mahvolmuştu. Artık durmadan geliyordu beli. Zaman
kavramını yitirmiş gibiydi.
Kocasıyla götünü siken Arap, neredeyse aynı anda fışkırtmaya
başladılar. Karnının içi, iki deliğinden birden içine dolan bellerle, ateş
kesmiş gibiydi.
Sonra bir anda ağzı da bellerle, fışkırması bitmek bilmeyen
Arap belleriyle doluverdi.
Sanki beyninde büyük bir patlama olmuş gibiydi.
Gözleri karardı. Kendinden geçti.
alçaları, yatağın tam kenarındaydı. Eteği, beline
kadar sıyrılmıştı ve kocasıyla Arapların gözleri önünde, bir tabak gibi
açmıştı kendini.
Üç erkek, artık susamış bir ağız gibi aralanmış amıyla,
götünün pembe deliğini olduğu gibi seyredebiliyorlardı. Tekrar kendiyle
oynamaya başladı.
Sağ elinin orta parmağı amının dudakları arasına girmiş,
bızırını okşuyordu. Sol elini de kalçalarının altından geçirmiş, parmağı
yeniden götünü bulmuştu. Hafifçe açılmıştı götü. Am suları ve
kayganlaştırıcı kremle alabildiğine kayganlaşmıştı. Yavaşça bastırdı ve
parmağı içine kayıverdi.
Araplar, donmuş kalmışlardı. Kocası ise yerinden
kımıldamadan, alev alev yanan gözlerle seyrediyordu onu… Ama bu normaldi
doğrusu… Kocası, elbette ki oynamak istediği oyunu bozmayacaktı.
Şimdi
Arapların da, sandığından daha sabırlı olduklarını anlıyor ve mutlu oluyordu.
Bir süre sonra, tam istediği gibi sikileceğinden emindi artık. Önemli olan,
ondan öncesinin zevkini çıkarmaktı ve en azından şimdilik, bunu bozmak
niyetinde görünmüyordu Araplar.
İki eli de hareket halindeydi. Sağ elinin orta parmağı,
sürekli bızırının üstündeydi ve küçük hareketlerle aklını başından
alıyordu. Sol elinin parmağı ise, artık küçük bir sik gibi, götüne girip
çıkıyordu. Aldığı müthiş zevk, yarı kapalı gözlerle izlediği Arapların
yüzündeki ifadeye gördükçe, üçe, hatta beşe katlanıyordu sanki.
Birden, beklemediği kadar şiddetle beli geldi. Aniden iyice
halsizleşmişti. Yatağı üstünde öylece kalıverdi.
Onu yeniden kendine getiren, değişen müzik oldu. Biri yavaş
müziği değiştirmişti. Şimdi odayı dolduran, Lambadanın fıkır fıkır
ritmiydi.
Araplar'la ilk bağlantıyı da Lambadayla kurmuştu zaten.
Gecenin bundan sonraki gelişmesi de, yine Lambadayla olacaktı anlaşılan.
Araplar'dan biri gelip, iki yanında halsiz halsiz duran ellerinden birini
tutarak onu ayağa kaldırmaya çalıştığında da, bu düşüncesinde yanılmadığını
iyice anlamıştı.
O anda en çok istediği şey bir an önce sikilmekti. Amından,
götünden, ağzından, her yerinden sikilmek istiyordu. En çok istediği de,
iki Arap vücudunun arasına sıkışıp sandviç olmak, aynı anda hem amından
hem götünden sikilmekti.
Şimdi Araplardan biri elinden tutmuş onu çekiyor ve
lambada yapmaya çağırıyordu. Eğer Araplar sikişin ayakta başlamasını
istiyorlarsa, buna bir itirazı olmazdı. Yattığı yerden doğrularak ayağa kalktı
ve kendini bir anda, tam beklediği ve umduğu gibi, iki Arap vücudunun arasında
buluverdi.
Pistte olanlar tekrarlanmaya başlamıştı. Yine, kalkıp taş
gibi olmuş bir Arap siki kasıklarına dayanmış, öbürü de kalçalarının arasına
girmişti. Tek fark, şimdi herkesin kendini daha rahat hissetmesiydi.
Onun fazla
dikkatini çekmeye karşı duyduğu korku gibi, Arapların kocasından duydukları
rahatsızlık da yok olup gitmişti. Onu, kocasının önünde sikebileceklerini artık
anlamışlardı Araplar.
Bir taraftan da, tekrar lambadanın kıvrak ritmine uymuş,
dans ediyorlardı. Ön tarafında olan uzun boylu Arap, kalçalarını iki yandan
kavramıştı. Arkasındaki ise iki eliyle, memelerinin hemen altından tutmuştu.
Ama çok sürmedi bu durum. Kalçalarındaki Arap elleri, eteğini sıyırmaya
başladılar. Bir anda kıçı çıplak kalıverdi. Sonra eller, iki yandan arkasındaki
Arapla aralarına girdi ve çıplak kalçalarını avuçlayıverdi. Neredeyse aynı
anda, arkasındaki de ellerini biraz kaldırmış ve memelerini avuçlamıştı.
Geri dönülemeyecek, durulamayacak bir noktaya gelmişlerdi hepsi de…
Gözlerini çevirip, hala oturduğu koltuktan kımıldamamış olan
kocasına baktı. Gözleri, alev alev yanıyordu kocasının. Hiç bir şeyi
kaçırmamaya özen göstererek, dikkatle izliyordu olup bitenleri. Bu, onun için
ek bir tahrik unsuru oluyordu. Arapların arasında eridiğini hissediyordu sanki.
Arkasındaki Arap onu bırakıp uzaklaştığında, büyük bir boşluk
hissetti. Sonra gözünün ucuyla, onun soyunmakta olduğunu fark etti. Rekor
sayılabilecek bir hızla soyunuyordu Arap. Sonra, yeniden sokulup, ona arkadan
sarıldı.
Az önce pantolon kumaşıyla birlikte kalçalarının arasına giren o
kocaman Arap sikini, şimdi olanca sıcaklığı ve çıplaklığıyla hissedebiliyordu.
Çıldırtıcı bir temastı bu. Aklı başından gitmişti. Kalçaları, müziğin ritmine
uyarak, deli gibi çalkalanıyordu artık. İki yanından gelen eller, memelerini de
yeni baştan avuçlamıştı.
Sonra da, soyunma sırasının kendisine geldiğini düşünen önündeki Arap
uzaklaştı ondan ve sanki mümkünmüş gibi, arkadaşından daha da
çabuk soyundu.
Durum şimdi biraz farklıydı tabii. Arkasındakini tam izleyememiş
ve şimdi kalçalarının arasına girmiş olan sikini görememişti. Gerçi bunun
kocaman bir sik olduğunu anlıyordu ama, önündeki manzarayı görünce, tüm vücudunu
yeni bir ateş dalgasının sardığını hissetti.
Belki de şimdiye kadar gördüğü en
büyük sike bakıyordu şimdi. Arap ona sokulup yeniden sımsıkı sarıldığında, o
kocaman sik amının dudaklarına sürtünerek bacaklarının arasına girdi birden.
Küçük bir çığlık kaçtı ağzından ve beli gelmeye başladı.
Bacakları halsizleşmiş, vücudunu taşıyamaz olmuştu. Biri, iki
yandan tutup giysisini sıyırıverdi. Şimdi ayakkabıları dışında çırılçıplak
kalmıştı.
Arapların onu tutarak yatağa doğru götürdüklerini
fark ediyordu. Sonra üçü birlikte, yatağın üstüne yuvarlandılar.
Araplar öyle bir noktaya gelmişlerdi ki, artık onları kimse
durduramazdı. Kocasının gözleri önünde, sikmek üzereydiler onu. Dört Arap eli
birden, her tarafında dolaşıyordu.
Önden ve arkadan vücuduna değen kocaman
sikler, onu şehvetten çıldırma noktasına getirmişti. Bir an önce sikilmek
istiyordu artık. Dayanamayacaktı beklemeye. Arapların da pek farkı yoktu,
anlaşıldığı kadarıyla.
Uzun boylu olanını sırtüstü yatırıp, üzerine çıktı bir anda.
Elini aşağıya götürüp, o kocaman siki dibinden kavradı ve şişmiş başını amına
dayadı.
Akıl almayacak kadar ıslanmıştı amı. Alabildiğine açıktı. Başını
çevirip, hala koltukta oturmakta olan kocasına baktı. Göz gözeydiler. Sonra,
yavaş yavaş oturmaya başladı. O kocaman Arap siki içine kayıyor, amının
derinliklerine gömülüyordu.
Gözlerini kocasının gözlerinden ayıramıyordu. Tüm
siki içine alıp, adamın iri taşaklarının kalçalarına yapıştığını hissettiği
anda, beli gelmeye başladı.
Amının, dibine kadar içine giren Arap sikini sımsıkı sardığını
hissediyordu. Kocasının gözleri alev alev yanıyordu sanki. Kımıldamadan oturuyor
ve sikilişini seyrediyordu kocası.
Son derece uçurucu bir şeydi bu. Onun
varlığı, içindeki kocaman sikten aldığı zevki alabildiğine arttırıyordu.
Büyülenmiş gibiydi. Hareket etmeden, öylece oturuyordu. Altındaki Arap, iki
eliyle belinden kavramıştı onu.
Sonra, kalçalarında dolaşan elleri hissetti. Öteki Arap,
fazla kalamamıştı oyunun dışında. İri elleri, kalçalarının o baş döndürücü
güzelliklerini yoğuruyordu sanki. Şimdi heyecanı, daha da artmıştı. Artık asıl
istediğine kavuşmasına çok kalmamış olduğunu anlıyordu.
Uzun Arap parmağının,
götünün am suları ve kremle iyice kayganlaşmış deliğine ilk değişi, tüm
vücudunu ürpertti. Götü parmağın altında açılıverdi. Bu, açık bir davetti Arap
için. Bir anda sokuverdi parmağını.
Gözlerini kapayarak inledi hafifçe. Arap, şimdi sokup
çıkarmaya, küçük götünü parmağıyla sikmeye başlamıştı. Bir süre sonra içine, o
parmaktan kat kat büyük kocaman bir Arap sikinin gireceğini biliyor ve bunun
düşüncesiyle bile yeniden beli gelecekmiş gibi oluyordu. Artık kocasını
unutmuştu.
Arap öbür eliyle onu sırtından itip arkadaşının üzerine
yatmaya zorladığında, düşlediği anın gelmekte olduğunu anladı.
Hareketlerinden anladığı kadarıyla, arkasına geçiyordu Arap. Sonra
yavaşça çekip çıkardı parmağını.
Kendini elinden geldiğince bırakmaya,
götünü içine girecek olan siki alabilmek için gevşetmeye çalışıyordu. Altındaki
Arap da, şimdi ellerini kalçalarına kaydırmış ve onları tutup, birbirinden
ayırmıştı. Götü iyice açılmıştı.
O kocaman Arap sikinin ateş gibi yanan başını
götünde hissedince, çıldıracak gibi oldu. Adamın bekleyecek hali kalmamıştı.
Yavaş yavaş sokmaya başladı götüne.
O kadar büyüktü ki, hafifçe canını acıtıyordu sik. Ama verdiği
zevk herşeyi bastırıyordu. Neredeyse bütün gece boyu onun için kalkmış
olan o kocaman Arap siki, işte sonunda götüne giriyordu. Tüm vücudu zevk
dalgalarıyla titriyordu.
Sonunda, dibine kadar geçirdi Arap. Artık götü de tıpkı amı gibi sikle dolmuştu. Daha fazla tutamadı kendini. Sarsıla sarsıla
belini getiriyordu.
Sonra Araplar onu sikmeye başladılar. Bütün bir gece boyu
kendisi için kalkık kalan iki kocaman Arap siki, amıyla götüne birer piston
gibi girip çıkıyordu. İnlemeleri, giderek çığlıklara dönüşmeye başlamıştı.
Tüm
gecenin hırsını çıkarmak istermişcesine sikiyordu Araplar onu. Kocasının
gözleri önünde, iki deliğinden birden sikiliyordu. Gözlerinin önünde yıldızlar
Çaktırıyordu Araplar. Kendini iyice koyvermişti ve peşpeşe beli geliyordu artık.
Yine de, altındaki Arap patlayıp, belini amının en dibine
fışkırtmaya başladığında cin çarpmışa dönüverdi.
Neredeyse aynı anda,
götündeki Arap siki de fışkırmaya, bellerini karnının içine doldurmaya başladı.
Beyninin içinde dinamit patlamış gibi oldu birden. Uzun bir çığlık kaçırdı
ağzından. Yığıldı kaldı.