25 Ocak 2020 Cumartesi

İşten çıktığım bir akşam üzeri otobüs durağına yürürken uzun boylu,  şık giyimli, kibar bir adam önüme çıktı.
Giyiminden ve tavırlarından zengin bir adam olduğu belliydi. Bana saati sordu ben de cevap verdim. Ardından,
“Delikanlı eğer kızmazsan sana bir şey sormak istiyorum.” dedi.
“Tabi ki buyurun…” dedim. Beş metre ileride bir kadın duruyordu, kırk yaşlarında güzel giyimli, büyük bir şapka ve güneş gözlüklü esmer bir kadındı. İşaret parmağıyla o kadını göstererek,
“Şu kadın güzel mi sence?” dedi. Ben şaşkındım, anlam veremedim bu soruya ve bakakaldım. Ben şaşkın ve sessiz kalınca, “Yanlış anlama lütfen… Ben bu kadını yeni ayarladım. Fikrini, görüşünü almak istiyorum, sence güzel mi?” dedi.
Ben hala şaşkın şaşkın, bir yandan kadına bakıyorum, bir yandan dönüp adama bakıyorum. Kadın da ciddi bir yüz ifadesi ile bana bakıyor. Sonunda,
“Güzel…” dedim. “Fena değil…”
“Güzel mi, ama bak doğruyu söyle, sen beğendin mi?”
“Güzel güzel… Ama benim otobüsüme yetişmem lazım, size iyi günler…” diyerek tam adımımı atmışken,
“Bir saniye dur, bir teklifimi dinle lütfen…” deyince ben öylece kaldım. Ne olduğunu, adamın niyetinin ne olduğunu anlayamıyordum. Fakat konuşma tarzı, davranış şekli çok iyiydi, kibar ve ikna ediciydi, güven veriyordu.
“Ne teklifi?” diye sordum, ilerideki kafeleri göstererek
“Gel oturalım, bir şeyler içelim, sohbet edelim” dedi. Durdum saate baktım, düşündüm. Zaten işten çıkmışım, yapılacak bir işim gücüm yok, eve gidip boş boş vakit geçirmekten başka…
“Tamam… Olur…” dedim.
Ama neden tamam dedim ona bile anlam veremiyordum. Adam bu kez ileride bekleyen kadına seslendi,
“Hayatım, gel bu delikanlıyla beraber bir şeyler içelim.” dedi.
Kadının yüzünde bir gülümseme belirdi. Aslında kadın gerçekten de fena değildi. Orta boylarda, hafif açık tenli, koyu kahve saçlı, fiziği yaşına göre iyi ve belli ki çok bakımlı bir kadındı. Üzerindeki siyah elbise, siyah şapka gözlük, topluklu çizmeleri ile sıradan bir kadın olmadığı belli oluyordu.
Kafeye doğru üçümüz birlikte yürürken, tanışmaya başladık. İsimlerimizi öğrendik,
“Adım Sinan… Bu bayan arkadaşımın adı Gül…” dedi.
“Memnun oldum, ben de Hakan…”
Tanıştığımıza memnun olduk, derken kafeye geldik. Oturduk kahve söyledik, sohbete başladık.
Adam uzun yol gemi kaptanıymış, emekli olduktan sonra Almanya’ya yerleşmiş. Gül ikinci eşiymiş, ilk eşinden iki kızı varmış Almanya’da… Kadının yeni tavladığı biri değil de eşi olduğunu öğrenince benim kafada ampuller yanar gibi oldu. İş çıkışı olduğundan mıdır, yorgunluktan mı nedir, jeton bir türlü düşmek bilmiyordu bende…
“Eşiniz mi?” diye sordum manidar bir tebessümle… “İlk tanıştığımızda başka bir şey söylemiştiniz?” Güldü, elini dostça babacan bir tavırla kolumun üzerine koyarak,
“Çok özür dilerim. Henüz tanışmamıştık, bir girizgah olsun diye o şekilde sohbet girişimim oldu. Evet, kendisi eşim oluyor. İki yıl önce evlendik aslında…”
Bayağı konuştu sohbet ettik, kendimizden, hayattan, oradan buradan çok konuştuk. Kadının yüzündeki o ciddi ifade kaybolmuş çok tatlı bir tebessüm ile gülüyor ve keyiflenmiş bir şekilde davranıyor, sohbete katılıyordu.
Sonra birbirlerine kaş göz işareti verdiler, o sırada ben mesaj yazıyordum ama fark ettim, bir şey de demedim. İki saate yakındır oturmuşuz. Kadın kocasına ve bana,
“Hadi başka bir yere gidelim… Daha sessiz ve rahat olabileceğimiz bir yere…”
Ben yok mok derken, Gül uzun parmaklı narin elini uzatıp kolumu tuttu, samimi bir şekilde… Ve o kadınlığının ve olgunluğunun muhteşem birikimiyle, şurup gibi insanın içine işleyen, yumuşacık, yatak odası mahmurluğundaki sesiyle,
“Kırma beni… Hadi… Lütfen gel bizimle…” dedi. Sesinin tonu ve yalvarırcasına konuşması karşısında ben oracıkta, anında eridim.
İçimden ulan ne oluyor diye soru işaretleri çakmaya başladı. Kalktık, hesap otuz lira iken adam yüz lira attı kasaya,
“İyi günler size, üstü kalsın rica ederim…” dedi, çıktık. Karı koca kol kola, ben yanlarında yürüdük. Biraz ileride, yol kenarında park edilmiş siyah son model bir Mercedes araba duruyordu. Araba onlarınmış.
Ben yine de biraz işkillendim. Kendi aralarında kaş göz yapmalarını da görünce kumpasa mı geliyorum diye sorgulamaya başladım. Tam arabaya binecekken kadın arka tarafa geçti. Ben ön tarafa geçmek üzereyken adam bana,
“Sen de arkada otur istersen, eşimle beraber…” dedi.”Yol boyu ben araba kullanırken, siz sohbet edersiniz, canınız sıkılmaz.”
Aralarındaki kaş göz işaretlerinin anlamını çözmüştüm biraz… Karısıyla beni arka koltuğu oturtmak için kendi aralarında anlaşmışlardı sanırım… Yine de nedenini tam anlayamasam da,
“Peki, tamam…” dedim oturdum. Kadın şapkasını ve gözlüğünü çıkarttı. Mavi gözleri iri ve çok güzellerdi, ışıl ışıl… Kadın öyle inanılmaz bir güzellikte değildi ama alımlı çekici ve kadınlığını kullanmasını bilen bakımlı bir kadındı.
Araba hareket etti, biz gidiyoruz yavaştan… Gül, arka koltukta konuşurken yavaş yavaş, sanki kendiliğinden oluyormuş gibi bana doğru yaklaştı ve koluma girdi.
Bende bazı kıpırdanmalar başladı, çünkü o irice göğsünü koluma dayamıştı kadın… Üzerimde ince bir tişört vardı ve çıplak kolumda göğsünün sıcaklığını öyle hissettim ki…
Adam o sıra bize dikiz aynasından bakıyor, ve benimle sohbet ediyordu.
“Hakan, istersen bize gidelim, evimiz buraya yakın ve güzel bir manzarası var. Daha rahat ederiz.”
“Ya, ben sizi rahatsız etmeyeyim…” falan derken, kadın bir elini benim aletin üstüne koydu ve
“Lütfen…” dedi o hanımefendilik akan sesi ile. Ben dona kaldım.
Artık çözmüştüm işi ve ben de uyanmıştım. En sonunda jetonum düşmüştü artık… Adam ileri yaşı nedeniyle sikemediği karısını kendi evlerinde bana siktirecekti. Adam dikiz aynasından bana bakarak,
“Artık anlamışsındır sanırım…” dedi. “Yakışıklı olduğun kadar akıllı bir delikanlısın sen… Sen bizi memnun edersen biz de seni fazlasıyla memnun ederiz.”
Ben put gibi kalmıştım. Böyle bir şeyi yaşamayı bazen kafamdan geçirirdim
fakat yaşayabilme ihtimalinin olmadığını düşünürdüm. Gül’ün yüzüne baktım, adeta yalvarırcasına bakıyordu bana, kabul etmemi çok istediği o kadar belliydi ki…
“Neden olmasın, tamam…” dedim. İkisinin de yüzü iyice güldü ve adam,
“Siz rahatınıza bakın lütfen… Ben arada aynadan size bakmak istiyorum” dedi.
Gül elini elimin üzerine koydu, yumuşacık hareketlerle alıp elbisenin dekolte kısmından göğsüne soktu ve o an film koptu.
“Ne dersin Hakan’ım? Seni doyurmaya yeter mi bunlar?” dedi. Ben delirdim o sözüyle, göğsü inanılmaz dolgun, teni harikaydı. Göğüsleri elbise ve sütyenin içinde sıkışmıştı resmen.
“Şey… Evet…” demekle yetindim sadece… Adam bana,
“Hadi delikanlı, rahatla biraz artık… Senden tek istediğim şey karımı sikmen… Bunu ikimiz de çok istiyoruz. Yapabilirsin değil mi?” deyince artık yeter dedim…
Aletim zaten giydiğim jean pantolonu delip çıkacaktı yerinden. Yapıştım kadının dudaklarına, deli gibi öpüşüyoruz. Camlar kendiliğinden siyah renkli olduğundan
dışardan görünmesi olanaksız, zaten hava da kararmıştı. Nefes almadan, dudaklarımızı ayırmadan öpüşüyorduk.
Gül’ün dudakları dolgun ama tam kıvamındaydı bana göre. Öpüşürken arkadan elbisesnin fermuarını açtım ve omuzlarından indirdim. O sırada adam,
“Oohh be… Nihayet delikanlı… Karıcığım, bu genç tam istediğimiz gibi…” dedi karısına.
Elbiseyi indirdim ve siyah dantel sütyeninden resmen taşan o göğüsleri karşımdaydı. Hemen yumuldum. Sürekli yalıyor, ısırıyordum. Taktığı sütyen minimizer sütyendi, büyük göğüslü kadınların kullandığından… Sütyenini açmaya çalıştım ama açılmadı… Çekip koparttım kopçasını… Gül bundan öyle etkilendi ki bir zevk çığlığı attı,
“Ohh…” Kocasına seslendi sonra, “Teşekkürler kocacığım… Sen çok iyi bir kocasın…” diyordu.
Ben sütyen çıkınca bu koca göğüsler sarkar korkusuyla sütyeni çekip çıkartırken, o küre gibi iri göğüsleri hala dikti. Kadının vücudu çok bakımlıydı belliydi.
40 yaşında ama cilt bebek gibi, damla tüy leke kırışıklık yok, taş gibi… Beline sarıldım. Tüm kuvvetimle sımsıkı sarılmış, belini sıkarak kendime çekiyorum kırarcasına…
Bu yüzden kadın kendini arkaya doğru ittikçe o füze göğüsleri havaya kalkıyor, tavana doğru çıkıyordu… Emiyordum yalıyordum göğüslerini… İç gıcıklayıcı bir sesle,
“Ohhh… Hadi ısır onları sevgilim…” deyince ben tamamen yoldan çıktım. İçimdeki ön koltukta kocasının varlığı, çekincesi falan kalmamıştı, sanki Gül ile ikimiz baş başaydık. Koparırcasına ısırıyordum göğüslerinin ikisini de… Her yerini yalıyor, uçlarını emiyordum.
Şiddetle ısırmama rağmen kadın zevkten inliyor arada çığlık atıyordu. Kadının o kadar tok ve güzel bir ses tonu vardı ki attığı çığlık insanı delirtiyordu. Sikim artık ağrımaya başladı, ağzına vermek istiyordum. Koltuğun en sağ tarafına doğru oturdum, ve sikimi çıkarttım.
Benim aletin başı  mosmor olmuştu. O kadar şişmişti ki kendi sikimi bu kadar büyük görmemiştim. Kadını kolundan tutup çektim ve koltuğa uzattım onu. Saçlarını sağ elime doladım ve sikim ağzına verdim. İşin ilginç yanı çok da iyi sakso çekemiyordu ama yine de iyiydi, sanki ilk kez gibi yapıyordu.
Elbisesi beline kadar inmişti sikimi yalarken… Sırt kısmı pürüzsüz ve parlak bir tene sahipti. Bu beni tahrik eder her zaman, güzel bir sırt çekici gelir. Elimi elbiseden içeri soktum ve kalçalarını sıkmaya başladım.
Taş gibiydi kalçaları, çok sertti. Ve elbise dar olduğundan elimi çok rahat hareket ettiremiyor dilediğimce avuçlayamıyordum o dolgun götü, bu da beni daha çok tahrik ediyordu. Kocası,
“Bak izlediğimiz o seks filmlerindeki gibi aşkım…” dedi ön taraftan… “Sen arabada sikiliyorsun ve ben izliyorum. İstediğin oldu mu? Orospu karım benim… Kimi istersen ona orospu yapıcam seni…” dedi. Kadın ağzından sikimi çıkartıp,
“Ohhh… Sikilmek istiyorum… Hakan siksin beni… Orospu yapın beni… Mmmm…” diyerek yarrağıma yeniden yumuldu.
Boşalacaktım ama istemiyordum, azgınlığımın tavan yapmasını, mümkün olduğunca uzun sürmesini istiyordum. Tam boşalacakken ağzından çıkartıyor, biraz bekleyip tekrar ağzına veriyordum. Bu durum yarım saat kadar sürdü ve adam sonunda,
“Hey, artık toparlanın eve yaklaştık…” dedi. Kadın yıllardır hiç sikilmemiş gibiydi duramıyordu. Ben sikimi zorlukla ağzından dilinden kurtarıp pantolona sokabildim.
Eve gelmiştik. Dubleks bahçeli villa tipi bir evdi. Etrafında bu tarz evler vardı, tepeden denize bakan bir ev… Evin garajına girdik arabayı bıraktık ve garajdan eve giriş yaptık.
Adam o kadar rahat tavırlarla hareket ediyor ki, sanki ben metresimle gelmişim ev arıyorum o da emlakçı misali evini tanıtıyor. Gül kocasının sözünü kesti,
“Aşkım ben daha fazla dayanamayacağım, kasıklarım patlayacak ağrıdan… Bir an önce başlayalım, ne olur…” dedi. Sinan da,
“Tamam o zaman canım…” dedi. Bana döndü, “Ne kadar istiyorsun delikanlı?”
“Para falan istemiyorum… Zevkle yaparım istediğinizi…” İkisi birden atıldı,
“Olmaz, hayır, kesinlikle para alacaksın…” Adam,
“Ben karımı para karşılığı siktirmek istiyorum. Bundan büyük zevk alacağım. Beni bu zevkten mahrum etme delikanlı…” dedi.
“O zaman, önce işimi bitireyim ben… Siz ne kadarını uygun görürseniz o kadar verirsiniz. Hatta rakama karın karar versin…”
“Tamam, anlaştık…” dediler.
Gül benim elimden tuttuğu gibi üst kata doğru çıkmaya başladık. Kocası da arkamızdan geliyordu. Doğru yatak odasına çıktık. Ev çok büyük ferah ve lükstü, yatak odası denize bakıyor. Sanki gemi kamarasında gibiyiz, insanın sikişmek istememesi mümkün değil… Adam
“Nasıl yapacağız?”  dedi.
“Neyi?”
“Neyi olacak, seks olayını… Ben izlemek istiyorum.”
“Ben sadece eşinle beraber olacağız diye düşünmüştüm. Üçüncü bir kişi seyrederken rahat edemem…” Karısı sabırsızlıkla atıldı,
“Bırak rahat etsin kocacığım… Ben de rahat rahat sikilmek istiyorum. 15 yıldır yanıp tutuşuyorum ben…” dedi.
Bu arada sohbetlerimizde öğrenmiştim ki, Gül eski eşinden ayrılalı 15 yıl olmuş. Bu adamla evleneli daha iki yıl olmuş, adam tabi kadının istediği gibi sikememiş ve en son çareyi bu şekilde bulmuşlar. Kadın
“Ben seni aldatmak boynuzlamak istemem. Ama yıllardır seks yapamıyorum, ne kadar daha dayanacağım? Önüme gelen her şeyi amıma sokmaktan usandım.” deyince bu iş gelmiş akıllarına ve hayattaki en büyük şansım bu ki ilk tercih ben olmuşum.
Olurdu olmazdı derken Sinan aklına gelen çözümü söyledi,
“O zaman ben balkona çıkayım ve oradan sizi izleyeyim kabul edersen…”
Evin ön tarafı boylu boyunca balkon ve yatak odası penceresi de balkon tarafı haliyle, zaten dışarıdan ve çevreden kimsenin görmesi mümkün değil.
Öndeki evler yamaç misali aşağıya doğru kayıyor.
“Tamam…” dedim ”Ama perdeleri tamamen açmayalım, ben rahat edemem” deyince güldüler.
Ben de am bulmuşum, kıllısını arıyordum… Ama benim için ilkti bu… Evli olan bir iki kadınla seks yapmıştım ama kocasının gözlerinin önünde karısını sikmek… Bu çok farklı bir deneyimdi.
“Peki, ben balkona çıkıyorum öyleyse, siz başlayın…” dedi adam. Çıktı odadan, kadın da üstünü çıkartmaya başladı.
“Bana beş dakika müsaade et canım… Sen şu dolaptan ve çekmeceden giymemi istediğin çamaşır çorap elbise ayakkabı seç. Ben geliyorum. Senin için temizlenip paklanayım.” dedi. Yatak odasının içindeki ebeveyn banyosuna gitti iç çamaşırları ile…
Ben çekmeceyi açtım, içinde öyle iç çamaşırları var ki… Seçimlerinden, kadının yanıp tutuştuğu öylesine belli ki… Renkler modeller felaket…
Alıp koklayıp koklayıp bakıyorum. Sonra gözüme koyu mor renk bir iç çamaşırı takıldı. Bayılıyorum mor renge… Altı string, üstü sert ama dantel işlemeli sütyen takım, Victoria secret takımı.
Baktım çekmecede bu çamaşıra takım yapılmış çorap ve jartiyer de var. Bugün bayram edecektim her anlamda… Beğendiklerimi aldım, yatağın üstüne koydum. Geçtim kıyafet dolabına…
O sırada adam elinde bir kadeh içkiyle geldi. Seçtiğim çamaşırı görünce,
“Bu benim de favorim… Gül ile ilk evlendiğimizde benim aleti kaldırabilmek için bir sürü seksi çamaşır almıştı kendine, ama nafile… İşe yaramıyor temel olmayınca…” diyerek güldü. “Seninki iyi bir seçim… Ben balkona geçiyorum. Locada yerimi alayım, viskimi yudumlayıp bu gecenin tadını çıkartıcam. Benim azgın karım nerde?”
“Banyoya girdi.”
“Şimdi kendini kremliyordur. Bugünün tadını çıkart. Eğer ikimize güzel bir gece geçirtirsen mükafatı çok büyük olur. İstersen bizimle kalabilirsin”
“O çok zor ama bakalım…” dedim.
Adam gitti balkona, ben elbise dolabından elbise bakmaya başladım. Dar mini seksi bir elbise, ama bir yandan da yırtabileceğim bir şey istiyorum, üzerinden parçalayarak çıkartacağım.
Anladım ki bu adam gerçekten karısını siktirerek haz duymak istiyor. Kadın da zaten yanıyor. Ben bunlara güzel bir gece yaşatırsam bu kadını istediğim zaman sikebilirim.
Dolabın içindeki bir çekmeceyi rasgele çektiğimde içinde bir vibratör ve kayganlaştırıcı gördüm. Bu kadın besbelli fenalardaydı iyice…
Siyah bir likralı elbise seçtim. Kumaşı da çok kalın değildi. Bir de topuklu güzel bir ayakkabı alıp hepsini yatağın üstüne, yatağa yarım uzanıp sırtımı yasladım kadını bekliyorum.
Kadın banyodan çıktı üstünde havlu saçları kuru, belli ki ufak bir temizlik yapmış. Ve adamın dediği gibi vücudunu bir güzel losyonla yumuşatmış, mis gibi de bir kokuyor ki sormayın.
“Balkonda mı?” dedi
“Evet, viskisiyle beraber…” dedim.
“Bunları mı giymemi istiyorsun? Önünde mi giyineyim yoksa içerde mi?”
“Fark etmez. Sen nasıl rahat edersen…”
“O zaman burada giyineyim. Kocamın hoşuna gidiyor, siki kalkmasa da…”
Bunları söylerken gülüyordu. Adam duymuyor tabi… Önümde başladı giyinmeye, benim alet zaten hazır kıta bekliyor. Gözümü kırpmadan izliyorum. Havluyu çıkarttı, amını bal dök yala haline getirmiş. Yaşına göre de süper… Uzun yıllardır sikilmemesinin faydasını tamamen ben yaşayacaktım.
Yatağın kenarına oturdu, çorapları giydi. Ayağa kalktı ve topukluları giydi. Arkasını dönüp dizlerini kırmadan ayakta domalarak stringini giyiyordu. Domaldığında o kalçalarının duruşunu unutamam.
Kalçaları sert ve arası kapalı… Eğilince kalçasının arasından beliren o muhteşem amı ve sanki 20 yaşında kız gibi kapalı göt deliği beni bitirmişti. O an koymuştum kafaya götünden de sikmeyi…. Çünkü bu göt sikilmeyi sonuna kadar hak ediyordu.
Sütyeni jartiyeri ardından elbisesini de giydi.
“Makyajımı biraz daha abartmamı ister misin?” dedi,
“Olabilir.”
Aynanın karşısında hafif domalarak makyajını tazeleyip tonunu arttırıyor, bense daracık elbiseyi patlatacak götünden gözlerimi alamıyordum. Artık vakti gelmişti. Cama baktığımda kocasını dışarısının karanlığından göremiyordum ve bu daha da rahat olmamı sağladı.
Yatağa doğru geldi, ve tıpkı bir kedi gibi yatağa çıktı ve emekler vaziyette bana yaklaştı. Bomba gibi olmuştu
“Bu gece kocam sensin. Beni gerçek kocamın önünde sikmeye hazır mısın? Bu gece senin orospun olmak istiyorum” dedi ve dudağıma yapıştı.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa