Ben evliyim, kaynanamlar da bizimle aynı şehirde kalıyorlar. Bir
baldızım var, bu sene 18 yaşına girdi, ama afet mi afet bir şey… Her
gördüğümde aklımı başımdan alıyor. Yuvarlak hatlarıyla, sütyenlerine
sığmayan göğüsleriyle, yürürken iki yana sallanan taş gibi kalçalarıyla,
açık saçık giyimiyle tam bir afet… Hele o götü yok mu, resmen
kuduruyorum baldızın o götü için…
Baldızım geçen aya kadar
kaynanamlarla kalıyordu, geçen ay İzmir’de üniversiteye başladı.
İzmir’de oturduğu daire bir apartmanın çatı katı… Çalıştığımdan dolayı
baldızın taşınmasına yardım edememiştim. O hafta sonu karımla birlikte
baldızı ziyaret etmeye ve bir gece baldızda geçirmeye karar verdik.
Sabah
yola çıktık, öğlende baldızımdaydık. Baldızıma hediyelerini verdik, bir
şişe şampanya, bir adet BlueRay Player… Evde biraz dinlenip hoşbeşten
sonra dışarı çıktık ve baldız bize İzmir’i gezdirdi.
Akşama
kadar dolaştık. Ben de akşama kadar seksi baldızımın her yerini adeta
içtim. Abla kardeşi iki koluma taktım gezerken, iki koluma dayanan,
sürtünen iki diri göğüs, şakalaşarak gülüşerek dolandık durduk. Artık
iyice yorulmuştuk. Karım,
“Şimdi yemeği kim yapacak, yorulduk,
zaten başım da ağrıyor, hem çok acıktım.” deyince, pizza yaptırdık
götürdük. Yemeğimizi yediğimizde saat 22:00’yi geçmişti. Karımla baldız
masayı toplarlarken, ben de BlueRay Playeri kurdum, hemen denemek
istiyordum. Çalışıyordu. Karım,
“Şampanyayı getir de patlatalım
hadi! Kardeşimin yeni evini, okulunu kutlayalım bu gece…” dedi.
Şampanyalarımızı yudumlarken, baldız filmlerden birini seçti,
“Bunu
seyredelim!” dedi. Bir korku filmiydi seçtiği. Karım da hiç sevmez
korku filmini, hatta nefret eder, beş dakika bile bakamaz,
“Korku
filmi mi seyredeceğiz şimdi, başka bir şey seyredelim!” diye itiraz
etti ve istediği oldu. Komedi filmi seyrettik. Rahat olsun diye
üzerimizi değiştirmiş, eşofmanlarımızı giymiştik. Saat yarım olmuştu.
“Ne yapıyoruz, yatalım mı artık?” dedi karım… Baldız,
“Yaa abla, gıcıklık etme de korku filmini seyredelim!” dedi. Karım da,
“Ben
seyretmem, siz eniştenle seyredin… Korkudan sabaha kadar nöbet
tutturmayın bana… Hem başım çatlayacak gibi, uykum da geldi! Ne haliniz
varsa görün, ben yatıyorum çocuklar, iyi geceler…” diyerek yatmaya
gitti.
Ben tabii baldızla başbaşa kalacağımdan keyfime diyecek yoktu.
Aslında korku filmlerini ben de pek sevmem, ama seksi baldızımla beraber
izleyecektim. O yanımda olduktan sonra ne seyrettiğimin önemi yoktu.
Baldız
salonun lambasını söndürüp geldi, üçlü koltuğa yanıma oturdu. Kalan
şampanyayı içerek korku filmini seyretmeye başladık. Film ilerledikçe
korku ve gerilim artıyordu. Baldız da her korkunç sahnede üç buçuk
atıyor, bana iyice sokuluyordu. Gerçekten berbat filmdi, bazı sahnelerde
ben bile korkuyordum.
Ruhlar, cinler, şeytanın cirit attığı
filmin yarısına yaklaştığımızda artık baldız bana iyice sarılmıştı. Ben
de elimi omzuna, koluna, zaman zaman sırtına ve beline atıyordum. Büyük
ekran televizyonda korkunç olaylar gerçek gibi görünüyordu. Gecenin
karanlığında ödü patlayan baldızımı kendime çekerek vücudunu iyice
vücuduma yapıştırıyordum.
Baldızın dokunduğum her yeri yanıyordu.
İçinde bulunduğumuz durumdan o kadar mutluydum ki, şu korku filmi hiç
bitmesin, sürekli bana sarılsın diye dua ediyordum. Fakat bir süre
sonra,
“Enişte, filmi pauseye al da bir tuvalete gideyim!” dedi. Gülerek
“Sakın
korkudan altına kaçırayım deme…” diyerek filmi durdurdum. Baldız
kalktı. Yürürken sanki bana biraz kafayı bulmuş gibi geldi. İki yana
sallanarak gidiyordu. Salonda sadece televizyonun ışığı vardı, bir hayli
karanlıktı.
Daha salonun ortasına varmadan koşarak geri geldi
yanıma… Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken, bana sarılarak ve titreyen
köftecik dudaklarını büzerek,
“Enişte… Ben çok korkuyorum… Ne olur, beni tuvalete götürsene!” dedi…
“Kızım
abartma bu kadar, alt tarafı film işte…” dedim teselli etmek için ama
baldızın bu isteğini ikiletmedim tabii… Hemen kalktım,
“Gel bakalım… Beraber gidelim. Yoksa gerçekten kaçıracaksın altına…”
“Abartmıyorum eniştee…” dedi. “Ama gerçekten korkuyorum. İnan bana… Eve de daha alışamadım zaten… Ödüm patlıyor şu anda…”
Baldızla birbirimize sarılarak tuvalete doğru gittik. Tuvaletin kapısını açıp lambasını yaktım,
“Hadi gir de işini gör!” dedim. Baldız tuvalete girdi, tam kapıyı kapatacaktım,
“Kapatma enişte, korkuyorum!” dedi, ben de açık bıraktım,
“Tamam açık kalsın. Sen işini görürken ben de ablana bakıp geleyim.”
“Ne olur gitme enişte… Korkuyorum diyorum sana… Bırakma beni…!”
Kapının
ağzında öylece kalakaldım. Baldız benim bakmama aldırış etmeden, biraz
da içtiği şampanyanın etkisiyle olmalı, eşofmanını dizlerine kadar
sıyırıverdi.
Ben ağzım bir karış açık hayretle izlerken ardından
külodunu da indirdi ve klozete oturdu, işemeye başladı. Kapının önünde
durduğum ve onu izlediğim halde hiç çekinmiyordu.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa