25 Ocak 2020 Cumartesi

Lisenin son senesinde sevgilimle gerçekten güzel bir ilişkimiz vardı. Yaşına göre oldukça olgundu sevgilim, ben de öyle bir yapıya sahip olduğum için ilişkimiz çok güzel gidiyordu.
Üniversite sınavları açıklandığında, sevgilim yaşadığımız şehirde kalmış, ben İzmir'in yolunu tutmuştum. Tek başıma ev tuttum İzmir'de. Üniversite hayatıma alışmaya çalışıyordum, ama çok tanıdığım yoktu. Üstelik yalnız yaşamaktan sıkılıyordum.
Sevgilim geliyordu İzmir'e, bir gece bende kalıp ertesi gün dönüyordu geri. Bazen ben gidiyordum, görüşüyorduk sevgilimle. Ancak, uzun mesafe ilişkileri yürümez diyen ailem haklı çıkmıştı. Telefonda bitmek tükenmek bilmeyen kavgalarımız sonucu, bir gün ayrılık kararı aldık.

Günlerim derslere girmekle geçiyordu. Okul ve ev arasında gidip geliyordum. Gerçekten etkilemişti ayrılık beni. Bir süre sonra, yavaş yavaş ister istemez arkadaş edinmeye başladım. Davet edildiğim bir arkadaş ortamında Ekin'le tanıştım.
Ekin'de sanki ayrıldığım sevgilimi buluyordum, inanılmaz derecede olan benzerliği yüzünden beni kendine çekmişti. Aynı esmer yüz, aynı boy, gören kardeş sanırdı Ekin'le eski sevgilimi.
Ekin'le flört etmeye başladık, bir süre sonra artık elele geziyorduk her yerde. Çıkma teklifine gerek bile kalmadan sevgili olduğumuzu bir arkadaş ortamında öpüştüğümüzde anlamıştım. O günün devamında Ekin bende kaldı. O gece çok ateşli bir sevişme yaşadık. Ama sanki seks yaptığım kız Ekin değil, eski sevgilimdi.

Okulum yaz tatiline girdiğinde ben İzmir'de kalmaya karar vermiştim. Ekin'le ilişkimiz (en azından onun açısından) gayet güzel gidiyordu. Yavaş yavaş Ekin'le vakit geçirmekten zevk almaya başlamıştım.
Evet Ekin'le iyi anlaşıyorduk, gülüyorduk, eğleniyorduk ve yatakta harika zamanlar geçiyorduk. Ekin'in, her erkeğin hastası olduğu fantazileri vardı. Benim fantazim ise anal seks, inanılmaz derecede tahrik edici buluyorum anal seksi.
Ekin'den zevk almamın sebebi sanırım oydu, anal seksi çok severek ve isteyerek yapıyordu. Enteresan bir şekilde, anal seksle bağlanmıştım kıza. Benim evde bol bol götten sikiyordum Ekin'i.
Ancak kiranın, öğrenci bütçemi sarsmasından dolayı, yanıma mecburen bir ev arkadaşı aldım. Ev arkadaşım evde olunca, Ekin'le çok sık seks yapamaz olduk. Ben rahatsız oluyordum ve Ekin de çekiniyordu. Sonuçta ne kadar rahat sikişebilirsiniz ki, yan odanızda ev arkadaşınız otururken?

Hikayemin asıl ilginç tarafı, Ekin'in beni annesiyle tanıştırmasıyla başladı. Ev arkadaşım evde uzun süreler geçirmeye başladığından, Ekin beni evine davet ediyordu, annesi evde olmadığı zamanlarda doyasıya seks yapıyorduk.
Bir gün, öğlen vakti, Ekin'in evinde buluştuk. Yaklaşık 3 saatlik seksimizden sonra, üzerimizi giyinmiş halde televizyon izlerken, annesi gelmişti. Böylece annesiyle tanışmış oldum.
Annesi Şennur Hanım, kırklı yaşlarda bir kadındı. Ekin'e inanılmaz benziyordu, dolayısıyla eski sevgilime de. Çok hoş sohbet bir kadındı. O gün gece 23:00'e kadar oturduk, sohbet ettik.
Eşinden boşanmıştı. O konulara fazla girmesek de, o gün çok güzel sohbet ettik. Eve gitmek istediğimde, annesi orda kalmamı teklif etti. Her ne kadar ben bunu istemesem de, o gece onlarda kalmama karar verildi.

Misafir odasına yattım, uyumaya çalışıyordum. Ekin de odasına gitmiş yatmıştı. İçeride annesi halen televizyon izliyordu. Derken televizyonun sesi kapandı, annesinin karşımdaki yatak odasına girdiğini gördüm. Yaklaşık on dakika sonra Ekin ayaklarının ucunda yürüyerek odama girdi.
Çok şaşırmıştım, ama neden geldiği belliydi. Hemen kucağıma oturup, dudaklarıma yapıştı, yatakta hızlı bir sevişmeye başlamıştık. Boynunu öpüyor, sonra tekrar dudaklarına dönüyordum. Ekin'in iri göğüslerini emmeye başladığımda kısık sesle inlemeye başlamıştı bile.
Sertleşen sikimi eşofmandan çıkardı, kendi eşofmanını ve külodunu indirdi ve bir hamlede yarağımı amının içine aldı. Yavaş yavaş zıplıyordu sikimin üstünde, çok kısık bir şekilde inleyerek…
Hırkasını ve içindeki tişörtü iyice yukarı sıyırmıştı, göğüsleri sallanıyordu. Kafasını geriye atmış, amının içindeki sikin zevkini çıkarıyordu. Zıplamaları arttı Ekin'in, ben de oluruna bırakıp, gözlerimi kapatmış, sevişmeye başlamıştım.

Yaklaşık yirmi dakikadır kucağımda sikişiyorduk, artık zirveye geliyordum. Ben kendimi kaybetmiş bir şekilde alttan amına pompalarken, Ekin titremeye başlamıştı. İkimiz aynı anda boşalacaktık. Ekin,
“Sakın içime boşalma ne olur!”  diye inliyordu, ama ben boşalmaya başlamıştım. Kendimi durdurmaya çalışıyordum, ancak döllerimle çoktan Ekin'in amının içini doldurmuştum.
Gözlerimi açtığımda, kapıda dikilen annesinin bakışlarıyla karşılaştım. Ekin'in sırtı kapıya dönük olduğundan farkında değildi. Annesi bir şey demeden, gölge gibi sessizce uzaklaştı.

Ekin'e bu durumdan bahsetmedim. İçimde çok büyük bir korku oluşmuştu. Ekin'in titremeleri geçince, aceleyle üstümden kalktı, külodunu ve eşofmanını çekti, iri memelerini tişörtüne yerleştirdi ve yavaşça odamdan çıkıp, tuvalete girdi.
Büyük bir ihtimalle içindeki döllerimi çıkartmaya gitmişti. İlk sevişmemizden beri hep korunuyorduk. Ve ilk korunmasız ilişkimizde içine boşalmıştım Ekin'in…
Ama her şeyden önemlisi, annesi beni Ekin'i sikerken görmüştü, "İçime boşalma!” diye inleyen Ekin'i de…

Utancımdan ve suçluluk duygusuyla, sabaha karşı, kimse uyanmadan sessizce çıktım evlerinden. Eve kadar yürüyerek gittim, yolda hep o anı düşündüm. Yaklaşık bir saat sonra evdeydim.
Eve girince hemen elimi yüzümü yıkadım, yetmedi, duşa girdim. Duştan sonra bir sigara içip, yatağa uzandım. Olanları düşünürken uyuyakalmışım.

Uyandığımda öğlendi. Kalktım, bir şeyler yedim. O sırada telefonum çaldı. Ekin evden arıyordu. İçimde büyük bir korkuyla açtım, ama telefondaki Şennur Hanımdı.
Konuşurken sesim titreyerek çıkıyordu. Cüzdanımı orada unutmuşum. Eve yürüyerek geldiğim için cüzdandan da haberim yoktu tabi. Gidip almam gerekiyordu, yapacak bir şeyim yoktu.

Evlerine gittiğimde, Şennur Hanım kapıyı açtı,
"Hoşgeldin canım, cüzdanını unutmuşsun!” diyerek beni içeri davet etti.
"Yok girmeyeyim, gitmem lazım…” gibi cümlelerim işe yaramadı tabii. Şennur hanım, yeni demlenmiş çayı olduğunu, bir bardak içip öyle gitmemde ısrar edince, mecburen içeri girdim, oturdum kanepeye. Ekin yoktu ortalarda,
"Ekin uyuyor mu?” diye sordum.
"Hayır canım, bir işi varmış arkadaşlarıyla, oraya gitti.” dedi. O gün Ekin'in bir kampanya için okula gideceğini unutmuştum,
"Hatırladım…”  dedim. Şennur Hanım birer bardak çay doldurup getirdi, karşılıklı oturup çaylarımızı içmeye koyulduk. Utancımdan sesim soluğum çıkmıyordu.

Sessizliği Şennur Hanım bozdu, havadan sudan konuşmaya başladık. Biraz gevşemiştim. Annesi o konuyu açmayınca, (Belki bizi görmedi, belki bana öyle geldi?) diye düşündüm bir an.
Ama emindim, kadın resmen kapının aralığından bakıyordu bize ve tam Ekin'in içine boşaldığım anda görmüştü. Çayımı aceleyle içip, bardağımı mutfağa götürdüm ve gitmek için müsaade istedim. Kendisi de dışarı çıkacakmış,
"Nereye gidiyorsan bırakayım! İki dakika bekle, hemen hazırlanırım!”  dedi. Cevabımı beklemeden, hazırlanmak için içeri gitti.

On dakika boyunca koridorda bekledim kadını… Gelmeyince meraklanmıştım,
"Şennur Hanım?”  diye seslendim.
"Geliyorum, bir dakika!”  diye cevap geldi, ama bir beş dakika daha geçti.
Odasına doğru yürüdüm, kapının önüne geldim, ses yoktu. İçimden kapı deliğinden bakmak geçti. Eğilip baktığımda, Şennur Hanım yatağın kenarında oturuyordu.
Ne yapıyor bu kadın diye düşündüm, çünkü üstünde sadece bir külotla öylece oturuyordu. Biraz sonra ayağa kalktı, külodunu çıkardı. Çırılçıplaktı şimdi. Uzun kıllarla kaplı bir amı vardı.
Aynadan kalçalarına baktı, sıktı kalçalarını. Gözlerime inanamıyordum, müthiş tahrik olmuştum, ama anlam veremiyordum tabi ki. Sonra gardrobun alt çekmecesinde bulunan külotlarından birini almak için domalınca, kısa bir süreliğine de olsa, arka deliğini de görmüş oldum.
Çekmeceden pembe bir külot aldı, giydi. Sütyenini taktıktan sonra, üzerine elbisesini giyinirken, ben de oradan uzaklaşıp koridora gittim, önümdeki kabarıklığı indirmeye çalışarak. Az sonra odadan çıktı,
"Hazırım, çıkabiliriz!” dedi.
Kadının gözlerine bakamıyordum. Birlikte evden çıktık. Arabasına atladık. Nereye gideceğimi sordu, adresi tarif etmemi istedi. Eve gideceğimi söyleyip, yolu tarif ettim.
Eve dönerken aklımda tek bir soru vardı, neden yatakta öylece oturuyordu?

Beni evimin önünde indirdikten sonra, kendisi gideceği yere devam etti. Evde sürekli Şennur Hanım'ı düşünüyordum, kadınla aramda enteresan bir çekim olmaya başlamıştı, üstelik tanışalı daha bir gün olmasına rağmen.
Sevgilim dediğim bir kızın annesinin bu kadar özeline girmiş olmak beni utandırıyordu, aynı zamanda çok heyecanlandırıyordu. Ama anlamadığım tek bir şey vardı, kadın yatakta o kadar dakika oturup ne yapmıştı? Bir şeylerle mi uğraşmıştı?
Yoksa… Evet, beni beklediği ihtimalini de düşünüyordum, ama neden yapsın ki böyle bir şeyi? Sonuçta daha bir gün olmuştu tanışalı. Ama bu sürede, görülmemesi gereken her şeyi görmüştü.

Ekin'i merak etmiştim, evlerinden apar topar ayrılmıştım. Ekin'i aradım.
"Efendim aşkım?” diye her zamanki ses tonuyla açtı.
"Seni merak ettim canım…”  dedim.
"Ertesi gün hapı kullandım, sorun yok, ama bir dahakine dikkat et! Sen nerdesin, görüşelim!” dedi.
"Evdeyim…” dedim, ama şu anda onu görmek istemiyordum nedense. "Hastayım…” diye bir bahane uydurdum, belki görüşmekten vazgeçer diye.
Ama umduğum gibi olmadı ve akşam bana bakmaya geldi. Ekin'e biraz soğuk davranıyordum, aslında ondan da utanıyordum. Bana çorba yaptı. Biraz kaldıktan sonra evine gitti.

Görünüşe göre, Şennur Hanım kızına o konudan bahsetmemişti…

İlerleyen günlerde okullar açılmıştı yeniden, derslerime gidiyordum. Arada sırada da Ekin'le gece gezmelerine çıkıyorduk. O gecelerin birinde annesi evde yoktu, Ekin'le annesinin yatağında sikişmiştik.
Annesinin çift kişilik yatağında uzanmış orgazm sonrası sigarası içiyordum. Ekin de arada sırada bir tane alır yakardı. Göğsüme uzanmış, sigaralarımızı içerken, Ekin'e annesinin nerede olduğunu sordum.
"Ankara'ya gitti, görüşmesi varmış.” dedi.
“Ne görüşmesi?” diye sordum.
“Annem sigorta işi yapıyor, çalıştığı şirketin merkezi Ankara'da.” diye cevap verdi, sonra başladı annesini anlatmaya.
Annesi 43 yaşındaymış. Gençken evlenmiş, ama şiddetli geçimsizlik sonucu ayrılmışlar.
“Peki annenin hayatında kimse yok mu?” diye sordum.
“Hayır yok, uzun zamandır yok!” dedi. Aslında annesiyle o konuda birbirimize benziyorduk, ikimiz de eski sevgililerimizi, eşlerimizi unutamamıştık. Daha çok annesini düşünmeye başlamıştım artık.

Bu yatakta bir süre önce annesini dikizlemiştim. Bunu hatırladıkça halen heyecanlanıyordum. Ekin de annesine çok benziyordu. İster istemez annesi aklıma gelmiş ve sikimde kımıldanmalar başlamıştı. Annesinin o gün giydiği pembe külot geldi aklıma. Ekin'e,
“Pembe külodun var mı?” diye sordum.
“Bende yok, ama annemde olacak birkaç tane. Niye ki?” dedi,
“Hiiç. Pembe sana çok yakışırdı, anneninkilerden birini giysene!” dedim.
Kalktı, annesi gibi gardroba domalarak, annesinin pembe külodunu çıkardı, giydi. Annesinin kopyası gibiydi.
“Yakıştı mı?” diye sorunca,
“Harika oldun. Şimdi şu yatağın kenarına otursana!” dedim, oturdu. Ben de elim kalkmış sikimde odadan çıkarken,
“Nereye?” dedi.
“Geliyorum hemen!” deyip çıktım ve kapıyı kapadım. Sanki o anı tekrar yaşamak istiyordum.

Biraz kapının önünde oyalandım, sonra elim sikimde girdim içeri. Ekin yatağın köşesinde oturuyor ve neden böyle bir şey yaptığımı soran bakışlarla bana bakıyordu.
Bir şey demeden yanına oturdum, dudaklarını öpmeye başladım. İri ve dolgun dudaklarını öperken elimle belinden tuttum. Sanki Şennur Hanım'la öpüşüyordum. Ekin yavaşça bacaklarını belime doladı, kucağıma oturdu ve öpüşmeye başladık.
Bir hamlede Ekin'i altıma aldım, külodunu indirip ama tam olarak çıkartmadan, irileşmiş sikimi Ekin'in sürekli ıslak olan amına soktum. Dudaklarım dudaklarında, yavaşça ileri geri yapmaya başladım.
Dillerimiz birbirine dolaşmıştı. Yatağın gevşeyen yayları gacur gucur sesler çıkarırken, benim dilim Ekin'in, iri ve kahverengi göğüs uçlarını bulmuş, sikim de amının derinliklerini dövmeye başlamıştı. Ben amına soktukça, Ekin inliyor, saçlarımdan asılarak başımı göğüslerine daha çok bastırıyordu.

Amından çıktım, tekrar memelerini yalamaya başladım. Ben yaladıkça Ekin'in göğüs uçları daha da sertleşiyordu. Yarağımla amına fırça çekmeye başladım, sokar gibi yapıp Ekin'i delirtiyordum.
Sonra göbeğini, amının üstünde belirginleşmeye başlamış olan sık kıllarını yalamaya başladım. Amına gelince, amının dudaklarını parmaklarımla ikiye ayırdım, pespembe olan içini ve yanındaki kabarık dudaklarını yalamaya koyuldum.
Ekin altımda bir yılan gibi kıvranıyordu, adımı sayıklayarak çığlık çığlığa amını yalatıyordu bana. Amının içine dilimi soktum, sağlı sollu darbeler atarak onu mutlu etmeye çalışıyordum.
Klitorisini dilimle uyarmaya başladım, aynı zamanda iki parmağım da amının deliğinden içeri kayıyordu. Parmaklarımın bir boğumunu büküp, G noktasını uyarmaya başladığımda, Ekin'in artık gözleri kaymıştı, başını sağa sola atıyor, anlamsız sesler çıkarıyor ve titriyordu.
En sonunda orgazm olmuş, amının tüm sıvıları çıkmıştı dışarıya. Yaklaşık birkaç dakika boyunca kasıldı tüm vücudu, ileri geri titremelerle. Kudurtmuştum kızı.

Sonra domalmasını söyledim, aynı işlemi göt deliğine de yapacaktım. Dört ayak pozisyonuna geldi. Önce amından aldığım sıvıları göt deliğinin kenarlarına yaydım ve dudaklarımı hafif kıllı göt deliğine koydum.
Delirmiş gibi götünün her yerine dil darbeleri atıyordum, kalçalarının yanlarını yalıyordum, götünü ısırıyor, uçuruyordum Ekin'i… En sevdiğim şey, bir kızın delirmiş gibi inlemelerini duymaktı.
Sikim artık zonklamaya başlamıştı, sikimin başına okkalı bir tükürük atıp, göt deliğine bir hamlede soktum. Ekin'den, “Ohhhh!” diye bir inleme çıktı.

Sertçe göt deliğine kaymaya başladım. Ben pompaladıkça, Ekin daha çok bağırıyordu, artık komşuların duymaması için ağzına yastığı tıkmıştı. Ama bazen engel olamıyor,
“Sik beni aşkım, sik götümü, daha hızlı pompala!” diye bağırıyordu.
Benim aklımda ise o an Şennur Hanım vardı, o bağırıyordu sanki. Ben siktikçe Ekin elleriyle daha çok ayırıyordu kalçalarını. Sikimi götünden tamamen çıkarıp, hızlıca giriyordum içine. Biraz sert olmaya başlamıştım, poposuna tokatlar atarak, saçını çekerek Ekin'in götünü sikiyordum ve yavaş yavaş zirveye gelmiştim.
Ekin boşalacağımı hissettiğinde, elini amına attı ve klitorisini okşamaya başladı. Az sonra ikimiz de resmen anırarak, ben Ekin'in götüne, Ekin de eli amında, aynı anda boşalmaya başladık.
Götünden çıktığımda, çarşafın ortası Ekin'in amının sıvıları, döllerim ve tükürükle ıslanmıştı.

Resmen yığılarak yattım Ekin'in yanına. Ekin halen nefes nefese bir şekilde kasılıyordu. Dudağıma bir öpücük kondurarak,
“Seni çok seviyorum, biliyorsun değil mi?” dedi. Ben de öpücüğüne öpücükle karşılık verdim.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa