25 Ocak 2020 Cumartesi

Annemin bastırmasına dayanamayıp ben de içine boşalmaya başladım. Annem sırt üstü yığılıp kaldı, kolları iki yana düştü, işi bitmişti. Bir kaç saniye sonra ben de bitirdim.
Bir an önce toparlanmamız lazımdı. Yoksa işin sonu çok kötüydü. Hızlıca kalktım. Pantolonumu yukarı çektim. Annem eteğini çekiştirip külodunu elime tutuşturdu. O anki panikle külodu cebime soktum.
Kapı tıklatıldı, yengemin sesini duyduk.
- “Çıkabilirsiniz, gitti…” dedi.
Soluğumuz yerine gelmişti. Ama az kalsın yakalanıyorduk. Annem kıpkırmızıydı. Bir kaç espri, konuşma geçiştirdik. Annemin kulağına eğilip
- “Yine içine boşaldım, başımıza bir iş gelecek…” dedim. O ise,
- “Yok be oğlum… O ilişkiye girdiğimiz ilk günden sonra doğum kontrol hapı kullanmaya başladım…” dedi.
Derin bir nefes aldım bunu duyunca… Rahatlamıştım. Her anlamda…
Hem bir aydır boşalmamanın verdiği gerilim, hem babamla aynı evdeyken karısıyla sevişmenin damarlarıma pompaladığı adrenalin, ardından annemin hap kullandığını öğrenmenin verdiği rahatlama hissi…
O stres altında, ikimizin aynı anda yaşadığımız harika orgazm yaşamımın en güzel boşalmasıydı diyebilirim.
Gece oldu ve yatma vakti geldi. Ev fazla geniş olmadığından bize yine aynı odada yatak ayarlamışlardı. Ben önce yattım, annem pijamasını giyip geldi. Yanıma yatınca elimi baldırlarına attım. Elimi itti. Bozuldum doğrusu,
- “Sevişmeyecek miyiz?” diye sordum.
- “Bekle biraz… Herkesin uyumasını bekle… Hem ikimiz de kendimize gelelim, bitirdin beni yaramaz…”
Haklıydı, kapının önünden banyoya gidip gelmeler, yengemin bulaşık telaşı, abimle kısık sesle konuşmaları devam ediyordu. Yorgunluktan uyuya kalmışım.
Ne kadar uyudum bilmiyorum. Sikimin okşandığını hissederek zevkle gözlerimi araladım. Annem yarağımı eline almış sıvazlıyordu. Uzun uzun öpüştük. Dudaklarını dilini emdim.
Elimi bacak arasına attığımda pijamasını ve külodunu çıkardığını fark ettim. Kayısı gibi amcığı elime gelmişti. Saate baktım dördü geçiyordu. Aşağı kaydı, yatarken giydiğim şortumu çıkarıp sikimi ağzına aldı.
İnsan annesini hiç o durumda düşünemediğinden midir nedir? Ağzının becerileri karşısında hayrete düşüyordum. Annemin oral seks konusunda bir orospudan aşağı kalır hiçbir tarafı yoktu. Vücudumu emerek yukarıya çıktı. Taş gibi olmuş, zonklayan yarağımı eliyle tutup amına sokacaktı ki kulağına fısıldadım,
-  “Götten girmek istiyorum”
- “Olmaz!!!”
- “Neden?”
- “Hem abinlerdeyiz, rahat edemeyiz, hem de ne zamandır almadım arkadan…”
- “Ne fark eder? Bu yarağı sana sokmamı istemiyor musun?”
- “Ohhh evet oğlum… Çok istiyorum, ama önden yap hadi…”
- “Anneciğim, yarağımı köküne kadar göt deliğine sokmak istiyorum.”
- “Ohhhhh çıldırtma beni çocuk…” Usulca kıçını bana döndü.
- “Ama önce parmağınla alıştır iyice…” dedi. “Parmaklarını ıslat, kayganlaşsın, öyle yap…”
Minik göt deliği sıcacık ve pütürlüydü. Parmak uçlarımla alıştırmaya başladım. İşaret parmağımın birazını sokunca kasıldı. Biraz daha ittirdim. Yatağı parçalayacakmış gibi sıktı
-  “Ahhh… Oğlum!!!! Yapamayacağım… Çok acıyor…”
- “Hadi anneciğim alırsın, gevşe biraz rahat bırak kendini…”
Kasılması hafifçe geçti, kalçalarını okşayıp,
- “Hadi… Gevşe… Rahatla…” diye fısıldadım. Sikimi deliğine dayamıştım. Kafası girince gerisi ağır ağır içine kaydı. Annem
- “Oohh… İstediğin oldu işte, girdin götüme…” diye inledi.
Annemin topaç gibi götüne saydırmaya başladım. Daracık göt deliği sikimi sımsıkı sarmıştı. Öyle zevk veriyordu ki annemin götü… Kısa sürede boşalacak duruma gelmiştim.
- “Ohhh anne… Harika bir götün var. Oohh… Ohhh… Aahhımm… Geliyorum ben… Sen de gelebilir misin?”
- “Aahhh… Analdan gelemem ben oğlum… Sen gel, götüm çok acıyor…”
- “Ohhh… Acıyan götünün deliğini öperim ben annem… Ohh… Anneciğim… Ne güzel götün var senin… Çok zevk veriyor… Oohhh siktim götünü… Aahh… Geliyoorumm… Ne göt varmış sende orospu!!!!”
Döllerimin tamamını arka deliğe akıttım kasıla kasıla… Ellerim kalçalarında, parmaklarımla sıkarak, kendime çekerek kanırtarak boşaldım.
Rahatladıktan sonra annemi yatırıp örselediğim, acıttığım götünün deliği öpe okşaya sevdim. Artık her zaman bakımlı duran, kaymak gibi amcığını belki yarım saat kadar yaladım. Sonunda o da boşaldı.
Annemle görüşemediğimiz dönemde sık sık erotik telefon görüşmeleri yapıyorduk. Geceleri yatağıma uzanıyor, annemle sohbet ediyordum. Konuşmamızın geneli bizim karı koca olmadığımızdı. Aramızda evlilik bağı olmadığından kıskanma, evlilik ahlakı gibi olayların bizim aramızda yeri yoktu.
- “Sen dulsun, ben bekarım. Evli karı koca değiliz. İstediğimizi  fanteziyi gerçekleştirebiliriz anne…” diye diye onu da ikna etmiştim. Benimle aynı şekilde düşünmeye başlamıştı o da…
- “Hadi bana fantezilerini anlat anne… Aklına ne gelirse… Uygulamaya çalışırız. Sen de şu hayattan zevk al artık… Geceleri kendini okşarken neler hayal ediyorsun? Neler yapmak istiyorsun cinsel anlamda?”
– “Tabi oğlum yaa… Her kadın gibi benim de fantezilerim var. Ama zaten seninle bir ilişkim var ve bu bile bana fazla aslında… Bilen olsa taşlayacaklar bizi zaten… Yani ne bileyim… Bu zevk, seks deryası içinde kaybolup gitmek, iyice ahlaki değerlerden kopmak istemiyorum açıkçası…”
Saatlerce bu konu hakkında konuştuk. Neticede sınırlamaya karar verdik. Sadece bir kereye mahsus üç fantezi gerçekleştirecek, bunu sadece ilerdeki sevişmelerimizde hatırlayıp zevk almak için yapacaktık. Konuşmaya başladık.
- “Anlat bakalım…” dedi.
- “Hayır yaa… Sen söyle önce anne…”
- “Olmaz sen söyle…Utanırım ben… Sen aklındakini söyle, ben olur olmaz diyeyim.”
- “Off peki… Ne bileyim yani… İşte başka birisiyle, yani başka bir erkekle seks yapmanı isterdim.”
- “Nasıl? Sen ve başka bir erkek mi?”
– “Hayır, sadece o yapacak, ben izleyeceğim.”
- “Gizlice ?”
– “Hayır açık açık… Sandalyede yanıbaşınızda oturarak…”
– “Hımm… Babanın yaptığını yapmak istiyorsun bana, öyle mi? Hatta beni nasıl sikeceğini sen söylersin, şöyle yap, böyle yap diye…”
- “Hoşuna gitti mi?”
– “Ohh… Evet, ıslandım şimdiden… İkimizin de zevk alması garanti… Peki bu beni düzecek adam zenci olsa?”
– “Evet… Neden olmasın ki, çok iyi olur. Off… Kol gibi kara yarağını geçirir senin amcığına… Ben de eğilip bakarım, çam yarması gibi zenci annemi sikerken… Amına nasıl girip çıktığına bakar, otuzbir çekerim…”
– “Ohhh… Harika… Bulabilir miyiz peki zenci?”
– “Sanırım. Elde var bir, şimdi sende sıra.”
– “Evet… Ben bir de hep şeyi düşünürdüm… Seni aslında özellikle o yüzden tahrik ederdim. Senin yanında eğilip kalkar, oramı buramı gösterirdim sana… Nasıl deli deli bakıyordun bana, farkında değilsin. İşte… Bana tecavüz ettiğini hayal ederdim hep…”
– “Seni zorla siktiğimi mi?”
– “Evet. Zorla siktiğini… Bağırta bağırta… Bu da iki olsun.”
– “Gelelim üçüncüye…”
– “Üç de benim sırrım olsun.”
– “Tamam anne, sen bilirsin.”
Bir hafta sonu kararlaştırdığımız ilk fantezi için buluştuk. Oturduğumuz yerden çok uzak semtteki barlara gidecek ve bir adam bulacaktık. İş otelde bitecekti. Anneme baktım,
- “Akşam çıktığımızda bu kot ve tişörtle olmaz ki… dedim. Sana seksi iç çamaşırları ve kıyafetler almalıyız…” Annem buna sevindi,
- “Evet oğlum bana iç çamaşırı beğen, dekolte şeyler alalım. Zaten açık saçık giyinmek hep hayalimdi… Biliyorsun, pezevenk baban izin vermezdi. Beni evde arkadaşına siktirdi ama… Dışarıda biraz olsun açık giydirmedi hiç…”

Çok büyük ve bizi kimsenin tanımayacağı bir alışveriş merkezine gittik. Birbiri ardına dizilmiş mağazalardan oldukça iyi bir iç çamaşırı mağazasına girdik. İçeride biri yaşlı üçü genç kız dört kadın vardı. Bize doğru yaklaşan kıza annem
-” İç çamaşırı bakacaktık…” dedi.
- “Ne tür bir şey bakmıştınız?”
- “Modellerinizi görebilir miyim?” diye sordu.
Kız annemi dükkanın öteki tarafına doğru götürdü. Ben mayolara bakıp oyalanıyordum. Annem yüksek sesle seslendi
- “Oğlum baksana…“ Ben de yine dördünün duyacağı bir şekilde
- “Efendim anne?”
- “Gel bak şu modellere… Fikir ver bana…”
Bizim anne oğul olduğumuzu anlamalarını istiyorduk. Bu bize ayrı bir zevk ve heyecan veriyordu. Satıcı kızın suratı bir tuhaf olmuştu. Annem
- “Ne dersin, şu güzel mi?” diye kırmızı dantelli bir külot gösterdi. Burun kıvırdım.
– “Ya anne bunlar iyi değil. String olsun. Dantelli olursa… Bir de mor renk bence mükemmel olur.”
Satıcı kız mor renkli, üzeri dantelli, yer yer trasparan bir külot getirdi. Satıcı kıza baktım.
- “Yalnız en küçük boy olsun lütfen…” dedim. Annem
- “Oğlum öyle küçük olursa etimi sıkar” dedi.
- “Annem, zaten kalçaların küçük… Külot da kalçalarından biraz küçük olursa daha dolgun ve iri durur.”
Diğer kadınlar da kulak kabartmışlardı. Biz neydik? Anne oğul gibi gezinen olgun kadın ve onun jigolosu mu? Rahat modern bir aile mi? Geniş meşrepli arsız iki kişi mi? Sanırım en son akıllarına gelecek şey benim annemi siktiğimdi.
Evet… Siz bilmiyorsunuz, ama şu gördüğünüz ufak tefek kadın benim annem.. Ve ben bu güzel, seksi kadını amından, götünden, ağzından defalarca siktim. Artık o kadar çok sikiştik ki fantezi arıyoruz. Ve siz sevgili satıcı bayanlar… İstemeyerek de olsa bu fanteziye hizmet ediyorsunuz.
Sarışın satıcı kıza baktım. Uzun boylu ve güzeldi. Altında dar bir tayt vardı. İçindeki kıçına kaçan külot belli belirsizdi. İri, dolgun çıkık kalçalarına baktım. İnsanın böyle bir afetle seks yapmak istememesine imkan yoktu.
Acaba abisi ya da erkek kardeşi var mıydı? Onlar da her gün gördükleri şu kalçalar, diri göğüslere benim baktığım gibi, kendilerine itiraf edemeseler de, bakıyorlar mıydı?
Ya da babası annesine binerken, hala bir seks hayatları varsa, bir an bile kızının götü gözünün önüne gelmiyor muydu? Bence kim olursa olsun bu kıza baktığında sikini kaldırırdı. Aileden biri olsa bile…
Annemin sesiyle irkildim.
– “Oğlum bakar mısın?”
– “Efendim anne? Tamam geliyorum.”
Annem kabinin perdesinden kafasını uzatmış beni çağırıyordu. Kabinin perdesinden kafamı içeri uzattım. Annem kabinde çırılçıplak soyunmuştu. Altına avuç içinden küçük seksi külodu giymişti.
Külot amına iyice yapışmış, yarığını meydana çıkarmıştı. Annemin çıplak meme uçlarına baktım dut gibi irileşmişti. Arkasını döndü. İnce ip götünün içinde kaybolmuştu. Kalçalarını ikiye aralayıp neredeyse göt deliğine girmiş mor dantelli ipi gösterdi.
Eğer zevkin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız bir iç çamaşırı dükkanına gidip annenizi çırılçıplak bir kabine sokun el kadar bir külot giydirip seyredin.
- “Oohhh orospu…” diye fısıldadım.
Beş dakika sonra annem kabinden çıktı. Külodu masaya koydu.
- “Bunu alalım biz…” Satıcı kız
- “Sütyen düşünür müsünüz peki?” diye sordu, annem kafa sallayıp
- “Hayır…” dedi. “Ama bunun değişik renklerinden iki tane daha almak istiyorum.”
O küçücük şeylere dünyanın parasını ödedik. Kızların garipseyen bakışları ensemizde oradan çıktık. Kıyafet reyonlarına baktık. Girdiğimiz bir mağazadan anneme dizinin neredeyse bir karış üstünde pileli bir etek aldık.
Annem oturduğunda baldırlarının üst kısmı meydana çıkıyor, bacaklarını hafifçe araladığında apış arası görünüyordu. Annem kabinde altına daracık mor külodunu giydi. Bir de askılıklı hafif bol bir body aldık.
Kabinin içinde anneme baktığımda altında eteği, sütyensiz bol badisiyle seks filminden fırlamış gibi görünüyordu. Pahalı kıyafetlerle ucuz bir orospu gibi görünüyordu. Hepsini paket yaptırdık.

Bir insan annesiyle yattığında, bundan sonraki seks yaşamının tek düze geçeceğini, her seferinde annesinin üzerine çıkıp on beş dakikada işi bitireceğini, sonra da dönüp uyuyacağını sanıyor.
Ben de öyle sanmıştım. Ama yıllardır erkeksiz yaşamış, cinselliğe aç kalmış annemin buna hiç de niyeti olmadığını kısa zamanda öğrenecektim. Bana döndü,
– Amım çok kıllı değil mi?
– Ah, annecim… Ne kadar terbiyesizsin, biliyor musun? Ama evet anne, orman gibi olmuş amcığın… Kaç aydır dokunmuyorsun?
– Çok üşeniyorum. Zaten bakacak kimsem de olmadı ki… Peki bana yardım eder misin?
– Kesmeye mi? Tabi neden olmasın…
Annem klozete oturup bacaklarını iki yana doğru genişçe açtı. Traş köpüğüyle kıllarını iyice köpürttüm. Tüm kılların üstü bembeyaz köpük olmuştu. Annem traş bıçağını yaklaştırdığım sırada gülerek,
- Amımı kesme sakın… dedi.
Yukarıdan aşağı doğru tek hamlede indirdim. Yukarıdan aşağı bir jilet boyu kadar alan tertemiz olmuştu. Kıllar çok uzun olduğu için bıçağı sık sık yıkıyordum. Ben kestikçe annemin amı gün gibi ortaya çıkıyordu.
Annemin amı nasıl? Annemin amı bir kere genişti, dudakları hafif sarkmış, yaprak gibi kıvrılmıştı. Klitorisi iri ve biçimliydi.
Annemin kasıklarına kadar başımı sokmuş, çok önemli bir iş yapmanın sorumluluğu ve itinayla ince detayları da traşlıyordum. Annemin amı hoş bir ter kokusuyla birlikte sabun kokuyordu.
Bir süre sonra işim bitmişti. Ilık su döküp duruladım, yıkadım. Ama o kadar süre onun amcığıyla uğraştıktan sonra benim sikim de dikilmişti. Annem burnuna dayanmış taş gibi aletimi görünce eline alıp biraz okşadı. Ayaktaydım. Parmaklarının teması yetmiyormuş gibi birden sikimi ağzına soktu.
- Oohh annee…” diyebildim.
Köküne kadar yalıyordu. Annemi ağzından sikeceğimi hiç ummamıştım, beklemiyordum bunu… Annemse aşağılara inmiş, taşaklarımı sıvazlamakla meşguldü. Sonra taşaklarımı da yalamaya başladı. Dizlerim zevkten titriyordu.
Daha sonra aşağıdan yukarıya diliyle okşaya okşaya çıktı, sikimin kafasını hafifçe ısırıp, vakumlamaya başladı. Çok dayanamayıp ağzına boşalmaya başladım. Belimde ne varsa boşaltıyordum inleye inleye…
Boşaldıktan sonra hafif yumuşayan, yine de kalınlığını muhafaza eden sikimi ağzından çıkarttı. Tıpkı porno filmlerde olduğu gibi dilini çıkartıp bana gösterdi. Dilinin üzeri ağzı döl doluydu. Suratını ekşitip hepsini yuttu.

Aradan neredeyse bir ay geçmişti. O bir ay boyunca annemle yalnızca telefonda görüşmüştük. O günden ve sabahında yaşadıklarımızdan hiç konuşmamış, bu konuyu hiç açmamıştık.

Annem sabah telefon etti ve öğlen işyerimde olacağını söyledi. Öğle yemek saati geldiğinde annem de odamın kapısında göründü. İkimiz beraber yemek yedik. Daha sonra kahvelerimizi alıp odama geçtik.
Annemin altında klasik kesim keten kahve rengi bir etek, üzerinde yine keten, biraz daha açık kahve bir gömlek vardı.
- Neler yapıyorsun bakalım?” dedi.
- Ne olsun anne… Bildiğin gibi işte… İşler güçler… Sana hasretim bir tek” diye cevap verdim.
- Özledin mi beni ?”
- Evet, çok özledim anneciğim.
- Tabii, benim gibi annesi olsa herkes özler. Anasını satayım önceden haftada bir arardın şimdi iki günde bir arıyorsun… Annem kahvesinden bir yudum daha aldı.
- Nasıl idare ediyorsun? Mastürbasyon mu yapıyorsun?
- Valla anne iki aydır elimi bile sürmedim. En son seninle işte… Ya sen ne yapıyorsun?
- Ben de öyle, senin gibiyim. Geceleri yalnızım hep, kendimi okşayıp duruyorum.
- Azgınsın o zaman…
- Evet, tıpkı senin gibi dedim ya… Duvarlara tırmanıyorum. Vibratörüme pil dayanmıyor.
- Oh benim azgın annem… Vibratör de sokarmış amcığına… Benim sikim dururken… Ya anne ne yapacağız, otele falan mı gitsek, ne yapsak?
- Bilmiyorum ki… Olmazsa gideriz. Ama bu gece abinlerdeyim. Sen de gel görüşelim. O işi haftaya yaparız
- Ooffff anne… O kadar dayanamam ben…
İki azgın kedi gibi birbirimize baktık. Öyle çok sevişmek istiyordum ki onunla… O da benden farksızdı. O da istiyordu. O anda aklıma işi odamda bile bitirebileceğimiz aklıma geldi. İşyeri öğle paydosu olduğu için tenhaydı. Ama her an biri gelebilirdi. Bu çok riskli oldurdu. Sordum,
– Ne giydin içine annem?
– Beyaz dantellilerimi, tanga olanı…
– Ohhh… diye inledim. Gelsene şöyle biraz anne… diyerek elinden tutup kaldırdım, odanın kenarına, kapı arkasına çektim.
İkimiz de ayaktaydık. Eteğini havalandırıp ellerimi kalçalarına attım, okşamaya başladım. Sıkıyordum. Pürüzsüz, yumuşak, etli kalçaları avuçlarımdaydı. Külodunun dantellerini hissediyordum. Boyunlarını, dudaklarını öpücüklere boğuyordum bir yandan da… Başını kaçırıp engel olmaya çalıştı,
- Yavaş… Morartma sakın, insan içine çıkamam sonra… dedi. Kalçalarını mıncıklayan ellerime itirazı yoktu ama… Sadece insanların morlukları görmesinden çekiniyordu. Ellenip parmaklanmayı özlemiş gibiydi, göğüsleri inip kalkıyordu.
- Oh yavrum benim… Hastayım senin şu kalçalarına… dedim. Güldü,
- Götçü’sün yani… dedi.
- Ohh… Ahlaksız… Evet götçüyüm. Bu götü avuçlayıp da götçü olmamak imkansız zaten…
Biraz da elimi önüne attım, amını okşadım. Hemen sulanmış ıslanmıştı. Parmaklarımı yandan külodun içine kaydırıp ıslaklığını sevdim, kabarmış klitorisini sıkıştırdım. Gözleri kaydı,
- Yapma… Burada olmaz. Olmayacaksa ileri gitmeyelim. Dayanamıyorum… diyerek inledi.
Kimse gelmeden yerimize oturduk. Çantasından rujunu allığını çıkarıp makyajını tazeledi, saçlarını düzeltti. Gözleri çakmak çakmak yanıyordu bana bakarken… Annem makyajını yaparken ben de masanın altında taş kesilmiş sikimi pantolona zor yerleştirdim.
Akşam abimlerde toplandık. Her zamanki gibi yemek yenildi, biraz sohbet edildi ve televizyon izlendi. Tam sevdiğimiz bir dizi başlamıştı ki, kapı çalındı. Abim camdan baktığında bize döndü.
– Babam gelmiş.
Annem panik oldu, telaşlandı,
– Aman… O pis herifi hayatta görmek istemiyorum.
Babamla benim de aram o aralar limoniydi, epeydir görüşmüyorduk. Belki de annemin etkisinde kalıyor, sık sık tartışıyordum babamla… O akşam benim de göresim, konuşasım yoktu.
- Madem öyle, kalkın yatak odasına geçin bari… Biraz oturup gider zaten… dedi abim, kapıyı açmaya giderken…
Annemle ikimiz aceleyle abimlerin yatak odasına geçtik. Buzlu camlı kapıyı sıkı sıkıya kapatıp, anahtarını çevirdim. Ardından otomatın, bir süre sonra da babamın sesi duyuldu. Oturma odasına geçtiler. Sohbet sesleri az da olsa duyuluyordu. Annem,
– Off… İki saatte gitmez şimdi bu çenesi düşük… dedi.
Karanlıktaydık. Babamların evden çıkmak için bu kapının önünden geçmeleri gerekiyordu. Benim yüzüm kapıya dönüktü. Karaltılarını görebilirdim. Bir yandan kapıyı gözetlerken elimi annemin amına attım.
- Ne yapıyorsun? diyecek oldu. Ama sesini çıkartamadı. Yatağın kenarındaydık.
- Yat şuraya… diye fısıldadım.
Sırt üstü uzandı yavaşça… Ayakları yere değiyordu. Bacaklarının arasına geçip, dizlerimin üstüne çöktüm. Kalçalarını hafifçe havalandırıp buzlu camdan gelen loş ışıkta parlayan beyaz külodunu çıkardım.
Çıkardığım külodu merakla yapacaklarımı bekleyen annemin eline tutuşturdum. Eteğini santim santim yukarı doğru sıyırdım. Amcığı karşımdaydı. Bacaklarını hevesle ayırdı biraz… İştahla amcığını yalamaya başladım. Hoş bir tadı vardı. Mis gibi güzel kokuyordu. Derin bir nefesle o kokuyu içime çektim,
- Ohh… Mis gibi kokuyor amcığın… Parfüm mü sıktın buna azgın kaltak? diye fısıldadım yalamaya ara vermeden.
Gözleri zevkten yarı kapalı, dudaklarını ısırıyor, gözlerini benden, amcığını köpek yavrusu gibi yalayan dilimden ayırmıyordu. Evet anlamında başını salladı. Bir süre sonra kasıkları vıcık vıcık oldu. Dilimi bir organ gibi kullanıyordum. İçine sokup çıkartıyor, klitorisini emiyor, ısırıyordum.
- Yavaş piç… Issırmasana… diye fısıldayan annem bir eliyle kafamı kasıklarına bastırıyordu. Diğer eliyle de çığlık atmamak için kendi külodunu ağzına soktu. Dişlerinin arasında kumaşı ısırdı.
Ellerimi iki yanına koyup yükseldim. Pantolonumun fermuarını indirdim. Taş kesilmiş sikimi zorlukla dışarıya çıkardım. Merakla nereye kadar ileri gideceğimi bekleyen annemin kan dolmuş, kabarmış amcığına soktum, girip çıkmaya başladım. Annem altımda kıvranıyordu.
- Ohhh… Çılgınsın sen çocuk… Neler yapıyorsun bana? Ahhh…
Salonda babam, abim ve yengem oturup sohbet ederken, ben abimlerin yatak odasında annemi düzüyordum. Belki de annemi çekiştiriyordu salak herif… Bir ara sesler salona gidecek diye yavaşladım. Neyse ki yatak kaliteliydi ki tek ses çıkmıyordu.
Hızlanmaya başladım. O azmış, ıslak, tatlı amcığına girip çıkarken, bir yandan da üstüne eğilip annemin memelerini emiyor, öte yandan göt deliğini okşuyordum. Annem her deliğinden kuşatılmış, zevkle kıvranıyordu altımda, şehvetten çarşafları çekiştiriyordu.
Bir süre sonra salondan sesler gelmeye başladı. Babam kalkıyordu. Annemin içinden çıkmak için hamle yaptım. Annem ise bacaklarını bacaklarıma doladı ve amcığını sikime doğru ittirdi. Ardından elleriyle kalçalarımı kendine bastırdı. Derin bir kasılma ve titremeyle boynuma dolandı.
Annem orgazm oluyordu. Ses çıkamamak için dişlerinin arasındaki külodu ısırıyor, başını sağa sola sallıyor, kalçaları vibratör gibi kasılıp kasılıp gevşiyordu. Müthiş bir boşalmaydı anneminki…

Abimler ve babam tam kapının önündeydi. Karaltılarını görüyor, seslerini duyuyordum. Annemin bastırmasına dayanamayıp ben de içine boşalmaya başladım. Annem sırt üstü yığılıp kaldı, kolları iki yana düştü, işi bitmişti. Bir kaç saniye sonra ben de bitirdim.

Annemin ne dersem diyeyim anlamamazlıktan geleceğini anlamıştım. Sesimi çıkarmadım. Yarım saat kadar sonra program bitti eve döndük.
Evde annem üzerini değişmek için odaya girdi. Su almak için odasının önünden geçerken kapısını ardına kadar açık bıraktığını gördüm. Sırtı dönüktü.
Altında pantolonu vardı üstünü ise çıkartmıştı. Siyah sütyeninin sırt lastiğini ve pürüzsüz sırtını görünce kapının önünde hareketsiz kaldım. Annem yüzünü hiç bu tarafa dönmüyordu. Sırtı kapıya dönük soyunuyordu.
Ve eminim ki bunu bilerek yapıyordu. Pantolonunu yavaş hareketlerle indirdi. Bir kez daha iri kavunu andıran kalçalarını ve o iki topaçın arasında kaybolup giden külodunu gördüm.
Annem iç çamaşırlarıyla hemen önümdeydi. Dantelli siyah sütyen yine dantelli kırmızı küloduyla karşımda duruyordu. O yüzünü bana dönmeden kendimi odama zor attım. Duvara yaslanıp sayıkladım,
“Offf sik işte orospuyu… Fahişe, fahişe, fahişe!!!! İstiyor işte orospu… Yanına git sik!!! Domalt gir götüne oooff!!!
Biraz sakinleşince içeri geçtim. Dolaptan sabah aldığımız buz gibi beyaz şarabı çıkarttım. Yanına armut, elma, muz, ve üzümden oluşan bir meyve tabağı hazırlamıştım. Romantik bir müzik açtım. Işıkları söndürüp mum ve tütsü yaktım. Odanın içi iyice loşlaşmıştı, mum alevinden çıkan ışık esen hafif rüzgarla dalgalanırken, tütsünün egzotik kokusu odaya yayılıyordu.
Annem odaya girdi. Elini yüzünü yıkamış, üstüne beyaz uzun geceliğini giymişti. İçinde sütyen olmadığı yuvarlak memelerinin serbestliğinden ve hafifçe çıkık olan göğüs uçlarından anlaşılıyordu.
Kanepeye oturdu. Bacak bacak üstüne atınca yırtmacı sıyrılıp baldırlarının üst tarafı meydana çıktı. Vücudunu geriye doğru atmıştı. Bir kadeh ona, bir kadeh de kendime doldurdum.
- Ortam güzel olmuş ama, bu kadar içki fazla değil mi? derken bir yandan da elimden kadehi kaparcasına alıyordu. Bir süre sessizce oturup içkilerimizi yudumladık. Odaya yayılan romantik aşk nağmelerini dinledik. Sonra ortamın, müzik ve alkolün etkisiyle ayağa kalkıp anneme elimi uzattım,
- Benimle dans eder misiniz hanımefendi? diye sordum.
Gülümseyerek uzattığım elimi tutup kalktı. Beline sarılıp dönmeye başladım yavaşça… Önce biraz tedirgin, ürkek hareketlerle dans etmeye başladık. Sonra biraz daha yaklaştık. Biraz daha…
O ellerini boynuma dolamıştı, benim bir elim sırtında diğer elim ise belindeydi. Bir süre sonra vücutlarımız birbirine kenetlendi. Annem başını göğsüme yasladı. Ellerimi vücudunda gezdirmeye başladım.


– Oğlum…
– Efendim?
– Aletin yine kalktı. Sertliğini hissediyorum, batıyor.
Başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Pırıl pırıl parlıyordu gözleri… Heyecandan ölecek gibiydim o anda…
– Bana da mı ?
– Evet anne… Özellikle sana…
Başını iki yana sallayıp parmak uçlarını dudaklarıma götürdü.
– Olmaz… Hayır… Olamaz…
Biraz daha yaklaşmaya çalıştım. Ama beni itti. Başımı öne eğdim, suratımı astım. Elimi anlıma götürüp, saçımı düzelttim. Amacım kendime acındırmaktı. Odama geçtim. Emindim ki annemin yüreği parçalanmıştı.
Bilgisayarı açıp daha önce hazırladığım. Taboo 3 filmini başlattım. Filmi izlerken annem içeri girdi. Bana baktı,
– İçeri gelmeyecek misin?
– Burada oturalım.
Mavi ekrana doğru baktı,
– Bunları mı izliyorsun ?
– ….
Arkasını dönüp gidiyordu.
– Anne…!
– ???
– Otursana, birlikte izleyelim.
– Dul bir kadın olduğumu unutuyorsun. Porno izleyemem ben…
– Otur bak… Bu film porno sayılmaz, konulu… Aynı senin durumundaki bir kadını anlatıyor. Onun derdine bulduğu çözümü işliyor…
– Oğlum, benim durumumun tek bir çözümü var. Neyse, konuşturma beni şimdi… Bunları izletip günaha sokacaksın beni de…
Yine de kırmadı beni, gelip yanıma ilişti. Filmi baştan başlattım. Taboo 3 de annem yaşlarındaki dul bir kadının hikayesi vardı. Kadın cinsel açlık çekiyordu. Bir oğlu vardı. Oğlunun en yakın arkadaşının annesi bu kadının da yakın bir arkadaşıydı ve kadın kendi oğluyla ensest ilişkiye giriyordu.
Filmin kahramanı dul kadın bir gün bu yakın arkadaşını kendi oğluyla sevişirken, ensest ilişkiye girerken yakaladı. Önce ensest ilişki nedeniyle arkadaşını suçladı. Fakat daha sonra o da arkadaşının oğluyla sevişmeye başladı. Ardından, gelişen olayların sonunda kendi oğluyla da ilişkiye girdi. İki arkadaş, erkek çocuklarıyla sevişiyorlardı.
Annemin lise düzeyinde ingilizcesi vardı. Kadının kendi oğluyla ilişkiye girmesinin bitiminde elini boynuna götürüp terini sildi. Biraz hırıltılı bir sesle,
– Oğlum sapık bunlar… Günahkâr…
– Neden anne? Başka adamlarla ilişkiye girmek de öyle değil mi? Anne ve oğul her şeyi paylaşırken bunu neden paylaşmasın? Birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
Yutkundu. Gözlerini ekrandan, oğluyla sevişen kadından ayırmıyordu. Orta yaşın şarap gibi olgunlaştırdığı güzel kadınla yakışıklı oğlan öyle güzel sevişiyorlardı ki… Onlara imrenmemek, o sevişme sahnesinden delice tahrik olmamak imkansızdı adeta… Diliyle heyecandan kuruyan dudaklarını yaladı annem… Sonra da fısıldayarak,
– Sende mi böyle şeyler hissediyorsun? diye sordu.
– Anne dayanamıyorum, seni istiyorum ben. Hem de çok uzun zamandan beri… Biliyorum, sen de beni istiyorsun.
– Hayır. Nasıl böyle bir şey düşünürsün? Sen çekicisin, seksi bir erkeksin, yakışıklı bir erkeksin. İstediğin kadını  elde edebilirsin. Senin bana bakman, bir kadın olarak seni tahrik etmek hoşuma gidiyor. Ama sen benim oğlumsun. Beni düzmene izin veremem.
- Bak anne, oğlun olarak sana karşı vazifelerim var. İhtiyaçlarını karşılamalıyım. Anne olarak da senin bana karşı vazifelerin var. Sen her zaman çok iyi bir anne oldun. İhtiyaçlarımı her zaman karşıladın. Sana minnettarım. Ama benim için yaptığın onca şeyden sonra, ancak bana kendini verirsen harika bir anne olacaksın. Ancak o zaman mükemmel anne olabilirsin.
– Allah aşkına, sen bu söylediğine inanıyor musun?
– Anne anlamıyor musun, ihtiyacım var. Seninle bir kere bile olsa sevişmezsem, kafayı üşüteceğim. Bunu mu istiyorsun? Elinden tutup kaldırdım.
-Hadi gel, dans edelim anneciğim.
Müzik açtım. Bedenlerimiz yine kenetlenmişti. Ellerimi vücudunda gezdirneye başladım. Annemin yüzü ağlamaklı bir hal almış. Başını kimi zaman iki yana sallıyor, kimi zamansa geriye atıyordu. Meme başları iyice irileşmişti. Sol elimle memesini sıkıp ucunu iyice kabarmasını sağladım. Engel olmuyordu bana…
– Lütfen şu meme uçlarına bir bak, neredeyse geceliğini parçalayacak…
Bu sırada sağ elimi geceliğinin eteğinin içine sokup kadınlığını avuçlayıverdim. Annemin amı köpürmüştü adeta… Klasik düz beyaz külodu sırılsıklam olmuştu. Annem ıhhh la ohh orası bir ses çıkarttı. O anda gergin vücudu gevşedi ve kendini bana bıraktı.
- Ohhh… Baksana şu haline, sular seller götürüyor, bir bak…
– Ahhh… Oğlumm… Günaha gireceğiz.
– Ohh annem… Bırak kendini… Bütün günahı bana…
– Bak bir kere… Sadece bir kere… Bundan başka hiç bir zaman istemeyeceksin. Sonra asla olmayacak, tövbe edeceğiz!!!
– Anneciğim bir kere… Tamam, bir kere…

Annemle dudaklarımız birleşti. Dilini emiyordum, o da dudaklarımı ısırıyordu. Çenesini, boynunu öptüm. Geceliğini bir çırpıda çıkarttım. O da altımdan şortumu sıyırıp sikimi avuçladı.
Yatağa yatırdım, külodunu çıkardım. Tüm vücudunu emmeye başladım. Baldırlarını, göbeğini, memelerini, meme uçlarını, boynunu… Dilim tüm vücudunda geziniyordu.
-Cehennemde yanacağız” diye inledi.
-Cehennem alev gibi yakıcı ve sıcaktır. Tıpkı senin amın gibi cayır cayır yanıyordur anneciğim… diye cevap verdim ve yarağımı kıllı amına tek hamlede soktum.
– Ohhh… Oğlummm…
Anneme saydırmaya başlamıştım. Yarağım amcığına girip çıkıyordu. Annem kollarını iki yana açmış, yatağı çekiştiriyordu. Yarağım girip çıktıkça el şaklatması gibi bir ses odanın içine yayılıyordu.
Annem bacaklarını belime dolayıp, hafifçe havalandı. Bu ufak tefek kadın ben geçirdikçe yataktaki maharetini ortaya koymaya başlamıştı. Şimdi o da kalçalarını ileri geri sallamaya başlamıştı. Memeleri sağa sola pervasızca sallanıyor, birbirine çarpıyordu. Annemin tırnaklarını sırtımda hissettim
-  Aarrggghh… Geliyorumm..!!!!!!”
Kafasını iki üç kere yastığa gerisin geri vurdu ve yığıldı kaldı. Gelmek üzereydim ki eliyle sikimi tutup iki kere sıvazladı. Şiddetle göbeğinden memelerine kadar fışkırttım. Üzerine yığılıp kaldım.
Uyuyup kalmışız. Ne olduğunu anlamadan vakit öğlen olmuştu. Göz kapaklarımı araladım. Annemle aynı yatakta çırılçıplak yatıyorduk. Sarhoşluğun verdiği derin baş dönmesi ve kendinden geçme kalmamıştı.
Ben istediğimi almıştım. Ama bu kadarıyla yetinebileceğimi hiç sanmıyordum. Acaba annem ne tepki verecekti? Bir ara kalkıp giyinmeyi düşündüm. O sırada annem de göz kapaklarını araladı. Üzerimizde bir pike sırt üstü yan yana yatıyorduk.
-Günaydın… dedim gülümseyerek…
-Günaydın… dedi.
– Nasılsın anne?
– Nasıl olayım… Yakışıklı ve azgın oğlu tarafından sikilmiş gibi…
– Yani?
– Yani zevkten gebermiş ama kirli, ahlaksız. Babana sapık derken başıma gelene bak.
– Nasıl yani ?
Kolunu üzerime ayağını da ayağımın üzerine attı. Sessiz ve sakin bir tonda konuşmaya başladı,
– Baban onunla yaparken bana hep seni hiç abilerin sikti mi, yok şu abin sikti mi, bu abin arkadan girdi mi diye konuşur, zevk alırdı.
– Nasıl yani dayılarımın seni düzdüğünü mü düşünürdü?
– Evet. Hatırlar mısın eskiden babanın çok samimi olduğu, kankası bir adam vardı, bize gidip gelirdi.
– Evet, hatırlıyorum.
– Bir kere de beni sarhoş edip onun koynuna soktu.
– Sikti mi adam seni?
– Hem de nasıl… Her yanımı elledi. Amımı yaladı. Saatlerce sikti hem de…
– Ya babam?
– Sandalyede oturup adam işini görünceye kadar bizi izledi. Sen git bu sebeplerden adamdan boşan, sonra da oğlunun koynuna gir… Yapılır iş mi?
– Ama anne…
– Boşver… Hadi bakalım bin bana… Dün gece bir bok anlamadım. Bir de gündüz gözüyle, ayık kafayla görelim senin aleti… Ben kaşınıyordum. Sen de kaşıdın işte. Artık kocam da oğlum da sensin.

Zaten kalkmış olan yarağımı annemin amına sürtmeye başladım. Annem
-Ooff hadi memelerimi em… dedi.
Göğüslerini yalamaya başladım. Bir süre sonra annemin konuşurken sohbet ederken nemlenen amı iyice sulandı. Meme uçlarını emerken yavaşça içine kaydırdım.
-Evladım!!!” diye inledi annem.
Geceki kadar ateşli değildik ama iyi sikişiyorduk. Yaklaşık yirmi dakika bu pozisyonda girip çıktım. Kimi zaman yavaşlıyor, kimi zaman hızlanıyordum. Annemin götünü avuçladım. Sırtını iyice yere bastırıp ittirdim.
-Ahh anne… Geliyorumm… Boşalıyorum…
-Dur oğlum… Sakın… İçime değil… Ohhh… Ayy… Boş ver… Patlat içime… Dayanamıyorum, ben de geliyorum… Ohhhh…
Annem bana zaten güvenli günlerinde olduğunu hamile kalmasının zor olduğunu anlattı. Zaten hiç gelmeye niyeti yokken amcığına fışkırtmam öyle bir zevke getirmiş ki onu… O anda anında onun da beli gelmiş.

Ne zamandır kolladığım fırsat birkaç gün sonra geldi. Babam tekrar memlekete gidecekti. Anneme telefon açıp üç günlük iznini o günlere alması için sözleştik. Annemin sorun çıkarmaması hoşuma gitmişti.
Birkaç gün sonra evde yine yalnız kalmıştım. Akşamüstü annem geldi. Elinde alışveriş torbaları vardı. Akşam güzel bir sofra hazırladık. Annem kendine votka, bana bira almıştı.
Annemin üzerinde kırmızı bir bluz altında beyaz bir şort vardı. Kırmızı bluzundan içine giydiği siyah sütyen belli oluyordu. Sütyenin omuzlarındaki lastikleri bluzun omzu genişledikçe ortaya çıkıyor, görüntü içimi gıcıklıyordu.
Beyaz şortunun kumaşından hiçbir külot izi belli olmaması, içine yine tanga türü bir şey giydiğini belli ediyordu. Hafta sonu denize gittiğinden hafifçe esmerleşen baldırları etli ve pürüzsüzdü.
İçtikçe daha çok konuşuyor şakalaşıyorduk. İyice sarhoş olunca onunla sevişebilir miyim acaba diye düşündüm. Konuyu yavaş yavaş erotizme getiriyordum. Televizyondaki mankenlerden konu açıldı.
– Ne kadar uzun bacakları var.
– Bırak anne yaa… Hepsi pörsümüş.
– Olur mu canım, şuna baksana…
– Bu yaşta vücutlarına bak. Televizyondan göründüğü gibi değil, hepsi hayat kadını gibi… Tabi mesleğini namusuyla yapanlar çoğunluktadır belki… Ama parayla çalışanları da varmış.
Annem gülerek,
– Sen hayat kadınlarıyla çok haşır neşir oluyorsun galiba aman dikkat et hastalık kapma…
– Aman açtırma ağzımı… Sanki veren var da yapmıyoruz.
– Neyi veren?

– Neyi olacak anne? Önündekini…
– Terbiyesiz çocuk… Kime çektin ki sen böyle… Neyse… Valla oğlum yaşın genç… Önlemini aldıktan sonra hayatını yaşayacaksın. Bunu bilir bunu söylerim.
– Aynı şey senin için de geçerli anne… Bu hayat zevk almak için, rahat etmek için var.
– Nerde oğlum… Baksana bizim dere çağlıyor, suları boşa akıyor, zavallı dere kuruyacak bu gidişle.
– Ne deresi anne yaaa?
– Hiiiç… Bizim köydeki dere diyorum.
– Haa… Anladım… Benim de ağaçtaki dalın kabuğu soyuldu artık asılmaktan.
– Hangi ağacın?
– Bizim köydeki ağacın… Hani onun kalın uzun bir dalı vardı ya… Asılıp dururdum ona… Onu diyorum.
– Öyle miii?
Bir kahkaha patlattı annem… Öyle şuh bir gülüşü vardı ki, içimin yağları eridi o gülerken… Sonra televizyona döndü yine…
– Offf kızdaki vücuda bak.
– Benden meraklısın anne yaa kaçırmıyorsun hiçbirini.
– Bende böyle vücut olacak…
– Amann ne güzel bak yaşını göstermiyorsun. Piliç gibisin işte. Vücudunda diri.
– Yok be oğlum yaşlandık artık.
– Bırak şimdi taş gibisin be anne.
– Beğeniyor musun beni ? Ciddi ciddi bir kadın olarak yani…
– Tabi canım hastayım sana… Hani, annem olmasan…
– Annen olmasam neremi beğenirdin en çok?
Durup onu baştan aşağıya, dikkatli bakışlarla, anneme göstere göstere süzdüm. Saçının telinden, ayağının tırnağına kadar dolaştırdım bakışlarımı,
– Hımm bir düşüneyim… En çok… Memelerini sanırım… Bir de kalçalarını…
– Yok be küçücük onlar…
– Ben küçük severim. Zaten oldum olası güzel kadınsın sen… Beğenilmeyecek yanın yok ki… Piliç gibisin… Hala ben yanımdayken bile erkekler yiyecek gibi bakıyorlar sana…
Bu konuşmaları iyice sarhoş olmuş bir halde yapıyorduk. Neredeyse sarhoşluktan kendimizden geçmiştik. Arsızlaşmıştık iyice, hatta azmıştık.
Annemin meme uçları belirginleşmiş, bacaklarını birbirine kenetlemişti. Kimbilir belki de zevk sularının bacaklarından süzülmesini engellemeye çalışıyordu. Benimse kasıklarım ağrımaya başlamış. Dokunsam boşalacak bir hale gelmiştim.
– Yok canım… Görsen o kadar beğenmezsin.
– Göster o zaman… Beğenip beğenmeyeceğime ben karar vereyim.
– Sen benim oğlumsun ayıp…
– Peki, sen benim hakkımda ne düşünüyorsun? Bir kadın bakışıyla?
– Hımm… Bence sen çok seksi bir erkeksin. Kızlar  sana deli oluyorlardır, eminim bundan… Bizim işyerinde beraber çalıştığım kız resmini gördü, çok beğendi seni… Bir görsen, daracık giyiniyor. İçine çamaşır bile giymiyor bazen, ama bebek gibi kız.
– Aman anne beni deli mi etmek istiyorsun? Zaten zor durumdayım.
– Oğlum zor durumdaysan gidip göreceksin işini. Şiiişşt yalnız bak söyledim… Hastalık kaparsın, yaparken kılıfını tak…
– Amann o da en sevmediğim şey… bütün zevkini yok ediyor işin…
– Niye oğlum çok incesi, hassası var, binbir çeşidi var… Renklisi bile var neler yaptılar yahu… Ne işe yarar ki renklisi?
– Fantezi herhalde… Tatlı olanları da varmış.
– Iyyy hayatta ağzıma almam plastiği, ne iğrenç…
- Hah ha ha… Bence de… Kıza kılıfla yalattırırsam ne zevk alırım ki? Dilinin ıslaklığını, sıcaklığını sikimde hissetmem lazım…
Oh, muhabbet tam istediğim yöne doğru gidiyordu. Rahat rahat konuşmaya başlamıştık. Annem bacak bacak üstüne atıp şortunun iyice kasıklarına doğru sıvadı. Baldırlarının üst kısmı tamamen meydana çıkmıştı. Bir peçete alıp
-Oooff… Amma sıcak  oldu… diyerek boynunu memelerinin kenarlarını silmeye başladı. Elini kenarlara doğru soktukça ortaya çıkan memeleri titriyor, içe doğru gömülüyordu. İçkisinden bir yudum aldı derin bir iç çekti.
– Ooo… Konu nerelerden nerelere geldi. Ne diyeceğim sana, yarın tavernaya gidelim mi ?
– Aman anne ne yapacağız orda…
– Ne yapacağızı varmı eğleniriz.
– Tamam bakarız…
– Ben bir işeyeyim…
Annem tuvalete geçti. Ben de parmaklarımın ucuna basarak banyo kapısının anahtar deliğine gözümü dayadım. Annem o sırada klozete oturmuştu. Su sesi geldi. Ohh, işiyordu. Kalçalarının kenarlarını ve bacaklarının tamamını görüyordum. O an sertleşmiş sikime dokunsam boşalabilirdim.
Ama yapmadım çünkü bu akşam annemi sikecektim. O da istiyordu biliyordum. Alkolün verdiği bir cesaret vardı. Annem kalktı. O an ilk defa amcığını görecektim. Fakat annemin amı orman gibi kıllıydı. Bir tuvalet kağıdı koparıp kılların üzerinden amcığına doğru bastırdı.
Annemin alt kısmını ilk defa çıplak görüyordum. Kasıklarına kadar dağılan kıllar her yanı kaplamıştı, baldırları hafif kırmızıydı. Mayo izi olan yer bembeyazdı. Altına kadife tangasını giymişti, önce onu çekti, arkasını döndü.
Şortunu çekmek için hafifçe eğilince dolgun götünün arasından yarılmış bir sulu şeftaliye benzeyen amcığını gördüm. Tanganın ipi tamamen içine girmişti. Amının dudakları iki yana açılmış yaprağı andırıyordu. Hızla şortunu çekti.
O gece işi neden bitirmedik bilmiyorum. İkimiz de sarhoştuk, azgındık. Annem tuvaletten çıkar çıkmaz odasına gitti, üzerini bile değişmeden yatıp uyudu. Belki de çok sarhoş olduğundan sızıp kalmıştı ya da annelik içgüdüleri ağır basmıştı…
Toplumun en büyük tabusunu, dini sorumlulukları, ahlaki değerleri bir kalemde silip atmak kolay mıydı? Peki ya oğlunun koynuna giren kadın olmak… Ucuzlamak, basitleşmek ne kadar kolaydı.
İlk adımı benim atmam gerekiyordu ama bende bu cesaret yoktu. Yalnız artık annemden emindim ve onu baştan çıkarmak için bir kaç düşüncem daha vardı.
Sabah olduğunda akşamki cesaretimden eser kalmamış bir vaziyette uyandım. Vakit daha erkendi. Altımda baksırım vardı. Dün geceki konuşmalar ve annemin tuvaletteki hali aklıma gelince yarağım kalınlaştı.
Annem sabahları genelde perdeleri açmadan odam havalansın diye camları açardı. Yine geleceğini düşünerek sikimi baksırın düğmeli yerinden çıkarttım. Amacım annem odama girdiğinde rüyamda ereksiyon olmuşum ve sikim baksırımdan fırlamış sanmasıydı.
Çok beklemeden yaklaşık bir on dakika sonra yarağım dimdikken annem içeri girdi. Tek bacağımı yana doğru atmış iyice meydana çıkartmıştım. Gözümü iyice kısmıştım, ama ortamı görebiliyordum.
Annem daha odaya girer girmez benim aleti fark etti. Başını iki yana sallayıp camları açtı. Sonra gereksiz yere masanın üzerini toplamaya başladı. Odada oyalanıyor, dönüp dönüp sikime bakıyordu. Yanıma kadar geldi.
Annem gözlerini yarağıma dikmişti. Yanımdaki pikeyi alıp üzerimi örttü. Pikeyi örterken elini sikimin o kadar yakınından geçirmişti ki, kalbim duracak sandım.
Annem çıktıktan on onbeş dakika sonra ben de altımdan baksırımı sıyırdım.
Duşa girecektim ve evin içinde çırılçıplak geziyordum. Tam tahmin ettiğim gibi annemle koridorda karşılaştık. Annemin gözleri açıldı. Elimle yarağımı kapadım ama başını bilerek açıkta bırakmıştım.
– Oğlum bu ne hal?
– Sen uyandınmı yaa anne? Ben de duşa girecektim, bakmasana…
– Bir bornoz giysene yavrum üstüne…
– Ne bileyim ya kusuruma bakma.
Elimi sikimden çekip arkamı döndüm. Annem arkamı da görmüştü. Banyoya girdiğimde zevkten dört köşeydim. Anneme her yerimi göstermiştim. Bundan daha büyük bir keyif olabilir miydi?
Akşam olduğunda tavernaya gitmek için hazırlanıyorduk. Annem kırmızı bir gömlek giymişti. Altında ise baldırlarını ve kalçalarını sımsıkı saran beyaz kumaş bir pantolon vardı.
Mavi, kırmızı neon ışıklar, basık bir tavan… Beyaz üzerine sarı masa örtüleri, takım elbise giymiş papyonlu gül satan bir kız, sıra sıra duran garsonlar, bol aynalı geniş pist, kabartma işlemeli bir sahne, eski Türk Filmlerinden fırlamış gibi duran kırmızı bir halı bu küçük tavernayı tipik hale getiriyordu.
Fiks menü alıp oturduk. Yemekler gelirken annem votka, ben rakı içiyordum. Bir süre sonra şarkıcı sahneye çıktı. Hiç sevmediğim, ama oynak parçalar çalıyordu. Aradan geçen saatlerde yine annemle yine çakır keyif olmuştuk.
Bir ara annem kalkıp oynamaya başladı. Gördüğüm görüntü karşısında dehşete düştüm. Pistin ortasında onlarca insan dans ediyordu. Annem kıvırttıkça sahnede dolaşan parlak ışık vücudunda geziniyordu.
Ama o ışığın etkisiyle annemin ince ve daracık beyaz kumaş pantolonundan götü ve kıçına geçirdiği kırmızı tanga külotu olduğu gibi görünüyordu. Slow bir müzik başlayınca tekrar yanıma gelip oturdu. Yüzümde muzip bir gülümsemeyle,
– Anneciğim… Hani dün senle konuşmuştuk. Ben sana bana şakayla poponu gösterir misin demiştim ya… Sen de hayır demiştin…
– Öyle mi demiştim?
– Hıı… Ama gerek kalmadı…
– Neden gerek kalmamış?
– Çünkü sen dans ederken sahnede ışık vurdukça her tarafın olduğu gibi göründü zaten…
– İnanmıyorum… Ciddi misin lan? Şaka yapma bak… Pantolon var altımda, nasıl görünsün?
– Cidden… Külodun kırmızı değil mi, tanga tipi?
– Evet… Ayy… Desene rezil oldum… Kalkmam ben yerimden artık…
– Bırak canım, kimse fark etmez. Hem etse ne olur, millet neler giyiyor. Kimse bakmaz kıçına…
– Beğenmedin yani kıçımı öyle mi?
– Yok canım dikkat etmez dedim. Taş gibi yoksa taşş… Maşşallah.
Gülüştük.
– Dans edelim mi anne?
Ağır bir müziğin eşliğinde dans etmeye başladık.
– Her tarafım görünüyor yaa… Sen de bu halimle dansa kaldırdın.
– Aman… Baksana, millet donsuz geziyor.
Kafasını çevirdiğinde orta yaşlı, kalçalarında biten minicik etek giymiş sarışın kadını gördü. Kadın derin dekolteli bir bluz giymişti. Bacakları olduğu gibi meydandaydı.
– Off çok seksiymiş be… Yanına gidip konuş istersen…
– Hadi ya, sonra da yanındakiler oysun beni değil mi? Hem bakmaz o bana…
– Neden bakmasın? Aslan gibi çocuksun. Senden iyisini mi bulacak? Off off olamadık şöyle tay gibi bir hatun…
– Niye öyle diyorsun anneciğim bazıları kısrak sever!!!
Annemin vücudu elimin altındaydı. Çok fena olmuştum. İstem dışı kasılmış, gerilmiştim. Erkekliğim iyice sertleşmiş, taş gibiydi, rahatsızlık vermeye başlamıştı artık… Annem de farkına vardı durumun,
– Ama sen de çok kötü bakıyorsun bu kadına… Baksana kasıldın, gözlerin falan kayıyor… Dur bakim… Kaldırdın mı yoksa sen?
Daha annemin ne dediğini anlamadan annem dibime kadar sokulup göbeğinin alt kısmına doğru sikime bastırdı.
– Hımmmm… Tam tahmin ettiğim gibi… Ayıp be…
– Oh anne… Ne yapayım… Kalktı evettt…
Müziğin ritmiyle sağa sola hareket ediyorduk. Bu hareket sırasında annem göbeğini bana doğru bastırıp kasığına doğru sürttürüyordu. Sonrada kasığında tekrar göbeğine…
– Uhhh anne işte böyle…
– Ne oldu ki oğlum dans ediyoruz işte…
– Pufhhh evett anne dans ediyoruz.
Terlemiştim ve neredeyse kendimden geçiyordum. Pist çok kalabalık olduğundan bir de sürtünmemiz sanki dansın kendi ritmindenmiş gibi göründüğünden, kimse ne yaptığımızı anlayamazdı.
Artık ok yaydan çıktı diye düşündüm. Düpedüz sertleşmiştim ve bunu fark ettiği halde hiç umurunda değilmiş gibi kendini çekmiyor, tam tersine sürtünüp duruyordu. Bu nedenle dudaklarımı annemin dudaklarına doğru götürdüm. Fakat annem kendini geriye doğru çekti.
– Şişt… Ne yapıyorsun? Ben senin annenim. Hadi yeter bu kadar dans, oturalım.
– Az önceki sadece dans mıydı sence anne?
– Evet oğlum danstı…
– Dans diyorsun yani…
– Evet, ne olabilir ki başka?
Annemin ne dersem diyeyim anlamamazlıktan geleceğini anlamıştım. Sesimi çıkarmadım. Yarım saat kadar sonra program bitti eve döndük.

On gün böyle geçti. Annem akrabalara dönmüş, babam da akşam geliyordu. Babam döndüğünde hayatım eski haline döndü. Yine gelir gelmez başımı ağrıtmaya başladı.
-Annen hiç eve geldi mi? Benim hakkımda konuştunuz mu? Geri dönecek mi?
İzinim bitmiş, işe gidip gelmeye başlamıştım. Annemle ya abimlerde, ya işyerinde, ya da akrabalarda görüşüyorduk. Aradan bir hayli zaman geçmişti. Bu süre içinde zaten annemle kısıtlı sürelerde haftada, on günde bir görüşür olduk.
Gizli dünyamda anneme ilgim üst noktalara ulaşmıştı. Ensest cd’ler alıyor, internette ensest resimler indirip sitelere giriyor, başka ensestlerle chat yapıyordum. Masturbasyon yaparken artık yalnızca annemi düşünüyordum. Onu sikmediğim pozisyon hayal etmediğim hal kalmamıştı.

Babam aradan geçen onca zamana karşı hala annem hakkında kafamı ütülüyordu. Sürekli ardı arkası gelmeyen sorular, surat asmalar… Bazen tartışmalar iyice canımı sıkıyor, bunalıyordum.
Artık babam ne zaman bana ne zaman annemden bahsetse ve beni kızdırsa, odama çekiliyor annemi siktiğimi ben sikerken de babamın izlediğini düşünüyordum. Bu bir çeşit intikamdı. Böylece bütün sinirim geçiyordu.
Bütün bunlar olurken gerçek hayatla bu düşüncelerimi tamamen ayırmıştım. Onlar farklı dünyalardı, asla bir olamazdı. Ensest ilişki yaşamak öyle hikayelerde olduğu gibi birden bire, kolayca olabilecek bir şey değildi.
Çoğunlukla okuduğum hikayelere gülüyordum. Ne kadar basit anlatımlıydılar ve herşey ne kadar kolay gerçekleşiyordu. Oysa  gerçek hayatta bir reddedilme ya da fark edilme ömür boyu sürecek bir rezilliğin kapılarını sonuna kadar açabilirdi. İşte bu düşüncelerle aylar geçiyordu.
Bu arada, hayatın garip bir oyunu, son zamanlarda annemde bazı gözle görülür değişiklikler başlamıştı. Onu her gördüğümde üstüne başına yeni bir şeyler almış oluyordu. Aldıkları genelde askılı bluzlar, dar kotlardı.
Gün gittikçe dişiliğini ön plana çıkartıyordu. Artık hayata bakışı değişmişti. O karamsar, yorgun kadın gitmiş, yerine hayat dolu, gezen, dolaşan, özgür bir kadın gelmişti. Yıllarca babamın baskısı altında yaşayan annem sanırım özgür geçen aylardan sonra kendini bulmuş, rahatlamıştı.
Annemle ilişkimiz ise nasıl olduğunu anlayamadan yeni bir boyuta girmişti. Bana iltifatlar ediyor, ne kadar yakışıklı olduğumu söylüyordu. Birlikte bir yerlere gitmekten bahsediyordu. Beni öpüşü bile değişmişti sanki daha ıslak ve sanki daha bir sarılarak, muhabbetle öpüyordu.
Birlikte kaldığımız zamanlarda aynı yatakta yatmak istiyor ve genelde de yatıyordu. Bu da beni çok zor durumda bırakıyordu.
Neden böyle olmuştu bu kadın? Belki kafamı bu düşünceye fazlaca taktığımdan her hareketini başka şeylere yorumluyordum. Ya da annem kendine laf etmeyeyeyim diye bana daha yakın ve ilgili davranmaya başlamıştı. Samimi olması gibi bir ihtimal de vardı tabi..
Annem işyerime gidip geldikçe istem dışı mahrem yerlerine bakıyordum. Bir gün pembe askılıklı bir tişört giymişti. Göğüslerinin kenarları görünüyordu. Annem telefon açmak için eğilmişti. Aramızda masa vardı. Fazla olmasa da göğüslerinin bir kısmı daha ortaya çıkmıştı. Aletim hareketlenmişti. Annem aniden başını kaldırınca beni görür gibi oldu ama tam emin değildim.
Görüşmelerimiz seyrekti, bazen bir iki haftayı bulduğu oluyordu. Bir sonraki gelişinde üzerinde siyah bir gömlek, altında mavi dar bir kot vardı. Gömleğinin üç düğmesi açıktı. Memelerinin üstten taşan kısımları ve siyah sütyeni görünüyordu.
Yine telefon etmek istedi, eğildi., Ben sütyenini ve portakalı andıran beyaz memelerinin sütyeninden taşan kısımlarını olduğu gibi görmüştüm. Aklıma bir an geçen hafta benim ona baktığımı anladığını ve bu hafta daha açık giyip bana baktırmak niyetinde olabileceği geldi. Ürperdim.

Sürekli konuşuyor, neyi neden yaptığını anlatıyordu. Bir ara kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
– Annem, bana açıklama yapmana gerek yok.
– Olsun oğlum, yine de daha iyi anlaman için anlatıyorum.
– Anlamıyorsun anne yaa… İlgilenmiyorum. İstediğini istediğin gibi yap. Yani rahatsın işte, kendini kasma… İstediğini yapabilirsin. Yani… Ne bileyim, hayatında başka bir erkek de olabilir, bu beni ilgilendirmiyor.
– Yok canım… Daha neler… Yok oğlum öyle bir şey…
– Dedim ya anne… Olsa da fark etmez. Yaşlı kadın değilsin ki… Neticede 40 yaşında, dul, yalnız bir kadınsın. İhtiyaçların olabilir, biyoloji bu, karşılamak zorundasın. Ben nasıl kadın kız peşinde koşuyorsam, sen de erkek arkadaş edinebilirsin anne…
– …
Herhangi bir cevap vermedi, başka bir konuya geçtik. Bu benim ona cinsel konularda ilk yaklaşma çabamdı, olumsuz bir tepki almamıştım. Fakat olumlu da değildi. Yine de üstü kapalı da olsa annemin seks hayatından bahsetmek beni heyecanlandırmıştı.
İçimdeki ensest arzular bazen köreliyor, bazen hiç kalmıyor, kimi zaman da doruğa çıkıyordu. Ama tercihim her zaman üst düzeyde olması yönündeydi çünkü annemi düşünmekten çok ayrı bir keyf ve zevk alıyordum.
Çoğu zaman bir yada iki hafta masturbasyon yapmıyordum. Böylece iyice azgınlaşıyor, annemle ilgili farklı fanteziler kuruyordum. Özellikle böyle zamanlarda annemle görüşürsek onu görmek bile benim ereksiyon olmama yetiyordu. Memelerini görsem, ya da yanlışlıkla! hafifçe bir yerine dokunursam boşalacak hale geliyordum.
Yine bir haftadır hiçbir şey yapmamıştım. Annem akşam abimlerde kalacaktı. Beni de çağırdılar. Abimlerde yemek yendi, tv izlendi ve yatma vakti geldi.
Annemle yine birlikte yatacağımız için bir plan yaptım. Gece yarısı o uyurken sanki uyku sersemi atmışım gibi elimi kalçasına atacak ve elleyecektim.
Yatağa girdim. Annemin altında krem rengi ayak bileğine kadar bir dar tayd vardı. Küçük götünün yuvarlakları yine meydana çıkmıştı. Giydiği klasik külodun çizgileri kalçalarının kenarlarında belirginleşmişti. Işığı söndürdü ve o da yatağa girdi. Vaktin iyice geçmesini bekliyordum. Bu sırada annemi karım gibi hayal ediyor fantezi kuruyordum.
Gece yarısı olduğunda uygulamaya geçtim ve soldan sağa dönerken elimi tam kalçasının üzerine koydum. Oh, yumuşacıktı. Sıkmamaya özen göstedim. Erkekliğim gemici direği gibi olmuştu.
Uzun zamandır bakmakla yetindiğim kalçası şimdi elimin altındaydı. Hiç kıpırdatmadım. Biraz ucuz bir tabir ama sevgili annemde de tam sikilecek göt vardı. Bir süre sonra korkarak elimi çektim ama tam yanına yere koydum. Beş on dakika geçmeden annem döndü ve tam elimin üzerine kalçası geldi.
Ohh, ölüyorum sandım… Bir an kalp atışlarımı duyacak diye korktum. Annemin götünün ağırlığı elimin üzerindeydi. Dayanamadım sol elimle sikimi çıkarıp masturbasyon yapmaya başladım.
Annem yanımda yatıyordu. Taş gibi kalçası elimin üzerindeydi. Ve ben yarağımı okşuyordum. O an üzerine attırmak istedim. Boşalmaya başlamıştım. Kenara doğru çekilip küloduma attırdım.
Gelişmeler ardı ardına geliyor ben baştan çıkıyordum. Basit bir cinsel açlık ve ilgiden başlayan olaylar ne boyutlara ulaşmıştı. Kendimi tanıyamıyordum artık…
Ertesi gün annem çok normal, hatta daha da yakın davrandı. Annemin rahat tavırları sayesinde benim ona olan ilgim daha bir pervasız olmuştu. Fakat yine de bir aile faciasına yol açmak çok kolaydı. Dikkatli ve temkinli olmak durumundaydım. Annemin ilgisini ortaya çıkaracak ya da bana karşı ilgisini arttıracak bir takım planlar düşünmeye başlamıştım.
Bir hafta sonu yine abimlerde kalacaktık. Sabahtan başlayarak sürekli sırtımın ağrıdığını söylüyordum. Akşamüstü tahmin ettiğim gibi  abimler gelenek olduğu üzere haftalık alışverişe çıktılar. Evde annem ve ben kalmıştık. Daha önceden hazırladığım kremi alıp annemin yanına gittim.
- Sırtımın ağrısı hala geçmedi. Biraz sırtımı  ovabilir misin anne? diye sordum.
Doğal olarak kabul etti. Tişörtümü çıkardım, sadece kısa şortumla kalmıştım. Annem kremli elini sırtımda gezdirmeye başladı. Bense sapık gibi onunla seviştiğimizi hayal etmeye başladım. Elleri vücuduma değdikçe sertleşmiştim. Bir yandan onu tahrik etmek için hafif hafif, sanki ağrı çekiyormuş gibi inliyordum. Oflamaya başlamıştım,
– Offf offf… Evet anne… Çok iyi orası… Biraz yukarı… Mımm.. Çok iyi.
– Nasıl? Şimdi daha iyi mi?
– Evet anneciğim. Bastır biraz… Aahh… İşte bu iyi geldi… Oohhhhh… Harikasın… diye inleyince, annem birden,
- Hadi bakalım, bu kadar yeter… diyerek çekildi. Doğrulup oturdum. Şakayla karışık,
- Çok iyi geldi valla… İstersen ben de sana süreyim, ödeşmiş oluruz… dedim. Aldığım cevap kısa ve netti.
- Hayır.
Fakat bunu söylerken gözü şortumdan rahatlıkla belli olan iyice kalınlaşmış ve irileşmiş erkekliğime takılmış, ardından hemen bakışlarını başka yöne yöneltmiş, benden kaçırmıştı.

Gelen annemdi, yüzüm kızarmış bir halde kapıyı açtım. Elinde alışveriş torbaları vardı. Nasıl olduğumu sordu. Geçiştirdim. Akşam olmak üzereydi. Güneş uzaktaki apartmanların arkasında kaybolurken. Anneleri dışarıda oynayan çocukları yemeğe çağırıyordu.
Aradan bir iki saat henüz geçmişti. Telefon çaldı… Annem arayanın abim olduğunu ve bizi çağırdığını söyledi.
- Başım çok kötü ağrıyor dedim. Sen git.
- Oğlum ben bu vakitte nasıl gideceğim? dedi.
- Atlarsın bir taksiye gidersin… dedim.
Annem odaya geçip hazırlanmaya başladı. Onbeş dakika sonra hazırdı. Yola kadar geçirdim.
Evde yalnız kaldığımda üzerimde sarhoşluk benzeri bir hal vardı. Olaylar çok hızlı gelişmişti. Tuhaf fikirler tekrar aklıma gelmeye başladı. İçimi bir ürpeti kapladı. Evet tekrar istiyordum.
Bir an ne olduğunu anlamadan kendimi yine o bağcığı çözerken buldum. Fakat açtığımda siyah kadife tangası yerinde yoktu. Anlaşılan annem az önce hazırlanırken onu giymişti. Annemin altında hangi külodun olduğunu bilmek beni tanımsız duygulara sürüklemişti.
Diğer çamaşırlarla biraz oyalandıktan sonra, hepsini yerine koydum. Yatağa geçtim. Bir yandan masturbasyon yapıyor diğer taraftan düşünüyordum. Annem şu an benim birkaç saat önce her yerini yaladığım, sikimi sürttüğüm külodu giyiyordu. Benim dilimin değdiği yerlere annemin amcığı, göt deliği değiyordu.
İrkildim… Derin bir vicdan azabıyla birlikte iyice sertleşmiştim. Aklımdan geçirdiğim söz bende güçlü bir arzu uyandırmıştı. Annemin göt deliği… amcığı…
Evet o benim annemdi. Ama aynı zamanda bir kadındı. Birden şimdiye kadar anneme hiç kadın gözüyle bakmadığım aklıma geldi. Şimdiye kadar akrabalarımızın kızlarını, arkadaşlarımın kız kardeşlerini, okuldaki hocalarımı, en akla gelmeyecek kişileri bile düşünüp otuzbir çekmiştim.
Ama annem… Annemin amcığını düşünerek, hayal ederek zevk almak… Belki de bu yasaklı vücudu düşünmek bu yüzden bana çok büyük zevk vermişti.
Fakat birden bire hiç kimse kendi öz be öz annesine ilgi duymazdı. Mutlaka sebepleri olmalıydı. Geçmişi düşündüğümde bu yap boz’un parçaları yerli yerine oturuyordu.
Annem çok küçükken bizi kadınlar hamamına götürürdü, tüm kadınlar çırılçıplak olurdu. Bana doğal gelirdi kadınların o sakıncasız çıplaklığı, memeler, bacaklar, bazen kadınlık organları… Tabi annemden o zamana ait hiçbir şey hatırlamıyordum ama mutlaka bir şeyler bilinç altıma yer etmişti.
Annemin çıplaklığını, bedenini ne zaman gördüğümü düşündüm. Şu yaşıma kadar annemin bir çok kez vücudunu görmüştüm. Neden şimdiye kadar dikkatimi çekmemişti?
Hep kafamı çevirmiştim. Ama o anlık görüntülerde kahve rengi dut gibi bir meme ucu, kavun gibi diri bir kalça, baldırlar… Annemin vücudunun kesitleri gözümün önüne gidip geliyordu.
Tabi ya annemle babamın birlikte olduğu zamanlardaki doyumsuz seks hayatları. Babam benim yanımda annemin göğüslerini sıkar, götünü okşardı.
Mesela kahvaltıda olduğumuz bazı zamanlarda elini annemin bluzunun içine sokar annemin memelerini sıkıştırırdı. Annemin göğüsleri sütyeninden fırlar. Eliyle bluzunun üstünden düzeltirdi. Hatta bir kere tam düzeltirken bluzu göğsüne yapışmış, dik ve dutu andıran göğüs ucu tamamen ortaya çıkmıştı.
Yemekler yapılırken babam annemin arkasına geçer sürtünürdü. Düşündükçe aklıma geliyordu. Gece odada sikişirlerken yatağın çıkarttığı düzenli gıcırtı, annemin derinden gelen inlemeleri, ara sıra duyduğum küfürler…
Bir kere yanlışlıkla odalarına dalmıştım. Babamın aleti annemin tam avücundaydı… Evet tam avücunda… Babamla oturur saatlerce porno film izlerlerdi. Sonra da seks yaparlardı. Küçüğüm diye aldırış etmezlerdi pek bana… Ama küçük beynim farkında olmadan sürekli kayıt yapmıştı aslında…

Ya annemin mor renk tül sabahlığı… Normalde vücuduna oturan, biçimli göğüslerinin kavislerini meydana çıkaran bu sabahlık… Işık altında ya da gün ışığında içini olduğu gibi gösterirdi.
Annem bir gün ütü yapıyordu. Odanın ışığı açıktı. Diri ve dik memeleri kahve rengi halesi ve dut gibi dikik meme ucu mor renk tülün altında olduğu gibi ortadaydı. Bana dönüp,
- Şu ışığı kapasana oğlum, her tarafım meydanda… demişti.
Evet anne her yerin meydandaydı. Aslında annem de iyi sikilir diye düşündüm. Babamla ayrı yaşıyordu hep… Dedikodu çıkacak korkusuyla başka bir erkek olmamıştı bildiğim kadarıyla… Cinselliği yaşamadan aylar, yıllar yalnız geçiyordu. Zavallı annem… Erkek yokluğunda yanıyor olmalıydı mutlaka…
Dışarıdan, yabancı bir erkek olsaydım… O seksi annemi sikmek için deli olurdum herhalde… Amcığını yalardım saatler boyu… Sonra da memelerini… İri memelerini mıncıklayıp yalarken, bir yandan da amcığına yarağımı dayar, dibine kadar sokardım. Köküne kadar… Domaltır öz annemi götten sikerdim. Ohhhhh sikimi yalatırdım.
- Yala anne… Hadi yalaa… Taşaklarımı da yala… Ohhh anneciğim ne biçim bir orospuymuşsun sen… O seksi külotlar ne öyle annem? Biz de seni namuslu bilirdik anne… Fahişe gibi iç çamaşırların var… Aahhh… Annem… Sikiş benimle…
Dölerim yatağın üzerine süzülmeye başlamıştı. Çok uzun bir süre fantezilerimi süsleyecek olan annemi ilk defa bu şekilde düşünüp masturbasyon yapmıştım. Sakinleştiğimde,
- Ne yapıyorsun yaa? O senin annen… diyerek kendi kendime kızdım. Oysa ki az önce kurduğum argo cümleler, kaç gündür kafamın içinde yer alan soruların cevabını da veriyordu.
Annemi o sabah gördüğüm tahrik edici durum… İç çamaşırlarıyla haşır neşir olmak… Onun vücudunu düşünerek annemin kadınlığının kabullenmem…
Bütün bunlar, içimde yatan lavların taşmasına, yıllardır içimde biriktirdiğim, kendimden bile sakladığım arzuların ve tutkuların açığa çıkmasına yol açmıştı. Belki de yıllardır annem gibi minyon kızların ve kadınların beni tahrik etmesi bundandı.
Aradan geçen birkaç günde suçluluk duygusuyla ne annemle doğru düzgün konuştum, ne de onu düşünerek kendime zevk verdim. Anneme eskiden olduğu gibi davranıyor, birkaç gün önce aklıma gelenleri yok sayıyordum.
Bir öğlene doğru annem temizliğe girişmişti. Altında mavi bol şortu vardı, yerleri siliyordu. Kapının önüne geldiğimde annemi domalmış bir vaziyette gördüm. Biçimli kalçalarının harika yuvarlakları meydana çıkmış, külodunun izi belli oluyordu.
Bacakları iki yana açıktı. Baldırları terden ıslanmış ve gerilmişti. Süt gibi beyaz ve pürüzsüz… Annem yerleri sildikçe kalçaları ileri geri hareket ediyordu. Benim kapının önünde durduğumu fark etmemişti.
İşte belki de bir kaç gün önce olsa annemin bu durumunu hiç umursamayacak, bu görüntüden tahrik olmayacaktım. Hafifçe geriye çekilip eşofmanımın içine elimi soktum ve sikimi okşamaya başladım.
İnanamıyordum kendime… Yaptığım şey aslında sapıklıktan başka bir şey değildi. Annemin güzel kalçalarına baka baka otuzbir çekiyordum. Annem ileri yatıyor, sonra geriliyordu. Kalçaları oynarken iki yuvarlağın arasına doğru girmiş külodunun kıvrıldığını anlayabiliyordum.
Kalbim hızla atmaya başladı. Annemin bana döneceğini hissedince parmak uçlarıma basıp odama girdim. Şimdi odamda annemin o halini düşünüyordum.
Hayalimde… Anneme arkadan yaklaştım, şortunu ve ardından külodunu indirdim. Diz çöküp yarağımı amına yerleştirdim. Ellerimle de memelerini avuçladım. Fantezime göre annem bu sırada yerleri silmeye devam ediyordu. İleri geri hareket ettikçe sikim amına girip çıkıyordu.
Annem içeride temizlik yaparken ben onu düşünüp asılıyordum. Bir kez daha sarsılarak boşaldım. Hiç bir şeyi düşünmek beni böyle orgazm etmiyordu.

Annem seslendi, tül takılması gerekiyormuş. İçeri gittiğimde
- Ne o, terlemişsin? diye sordu.
- Şınav çekiyordum… dedim.
Koltuğun üzerine basıp yükseldim. Yukarı çıkıp yukarıdan anneme baktığımda ince askılı beyaz tişörtünden portakalı andıran memelerini uçları haricinde olduğu gibi gördüm. Terlemiş, ıslanmışlardı.
İnerken dengemi kaybetmiş gibi yalpaladım ve annemin göğsüne tutundum. Ohhh memesi yumuşacık ve dolgundu. Meme ucu bir mermi gibi elime batmıştı. Annem de refleksle belime dolanmıştı. Annemin göğüsleri benim çıplak göğsüme dayanmış bir anda sarmaş dolaş olmuştuk. İkimiz de güldük. Ben hızlıca odama geri döndüm.
Çok tehlikeliydi. Annem babamla renkli bir seks hayatı olmasına rağmen bana ve abime karşı her zaman tutucu olmuş, dış çevrede de hanım bir insan olarak bilinmişti. Ve sanırım bana seks açısından bir istek beslemesi imkansızdı.
Kendisine baktığımı ya da yaptıklarımı hissederse başım belaya girebilirdi. Nasıl açıklardım ki durumu ona? Bana çok fazla kızardı mutlaka, yerin dibine geçerdim.
Zaten gerçek hayatta annemle ilişkiye girmek aklımın ucundan bile geçemezdi. Bu ensest düşünce benim için fantezi olarak kalacaktı. Bundan sonra annemi yine düşünecektim belki, ama onu ne gözetleyecek ne de ona dokunacaktım.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa